Ergenekon dalgalarını önceden yazdığımızda ve isimlerini de ifade ettiğimizde hayal diyorlardı.
PKK saldıracak dediğimizde ulusal basında olmadığımız için duymuyor, görmüyorlardı.
Devlet Bahçeli´ye suikast yapmak istediler, başaramadılar dediğimizde de farklı anlam yüklemişlerdi.
Deniz Baykal´ı indirecekler dediğimizde de ´KOMPLO...KOMPLO...KOMPLO´´ demişlerdi.
İnanın üzülüyorum.
Hala daha karanlıkta kalmalarına, hala daha kör olmalarına, hala daha iktidar hırsından dolayı akılsızca hareket etmelerine üzülüyorum.
Bir de o video´yu ortaya atanlar kimlerdir diye laf dolaştırıyor, sanki bilmiyormuş havası ile çeşitli faraziyelerde bulunuyorlar.
Neyse uzatmayalım meselenin faslını bırakıp aslına bakalım.
*
Deniz Baykal´ı CHP´nin başında istemiyorlar diye yakın zaman da ilk yazan kimdi?
Düşünmeye gerek yok.
Daha fazlasını ilk yazan bizdik.
Kasetten kısa süre önce ´´ 2011 PLANI; DARBE YERİNE ´´CHP-DP İKTİDARI´´ başlığını taşıyan bir makale yazmıştık.
O makaleden sonra bize komplocu demişlerdi.
Varsın desinler.
O kadar da önemli değil.
Bugüne kadar yazmış olduğumuz birçok şeyin sonradan çıkıyor olması bizi sadece mutlu eder. (Yakında 99 Balyoz toplantısı da ortaya çıkacak, bize komplocu diyenler bakalım o zaman ne diyecekler)
*
´´ Ya Baykal´a ne demeli... Anayasa değişikliği meclise gelmeden önce olumlu bir çıkış yaparak gelin anlaşalım dedi.
Bir çoğu Baykal´ın bu hamlesini anlayamazken bazıları da bu işi hayra yordu. Oysa meselenin iç yüzü farklı.
CHP´nin kozmik vekilleri asıl patronlarına bu işin Baykal´la olamayacağını 2011´e kadar partinin başında kalırsa yine kaybedeceklerini, biran önce değişikliğe gidilmesi ve yeni bir liderin bulunması gerektiğini belirttiler.
Bunu duyan Baykal ilk olarak CHP´li kozmik vekillerle anlaşmaya çalıştı. Hatta verdiği birkaç beyanatta CHP´de önemli değişikliklere gidileceği yeni isimlerin ön plana çıkacağını vurgulamıştı.
Bunun yanı sıra kozmik vekillere fazla güvenmeyen Baykal, destek için soluğu Avrupa´da aldı.
Oradan nasıl bir destekle döndüğü meçhul, ancak birden bire hiç ortada lafı bile yokken bir gazetecinin ne zaman siyaseti bırakacaksınız sorusuna verdiği cevapta ise, kozmikçilere direneceğinin işaretini verdi.
Derin yapı Baykal´ın yerine kimi düşünüyor diye soracak olursanız...Merak etmeyin o da kofti´den bir isim CHP´yi o isim de iktidar yapamaz...´´
Evet ´´2011 planı başlığını taşıyan makalemizde ´Baykal´ için bu cümleleri kullanmıştık.´´ Sonra ki süreç için o yazıya tekrar bakılabilir.
*
İlk önce PKK saldırıları, Sarıgül´e asimilasyon...Baykal´ın indirilişi...Bakan çocuklarına paraların akışı, rüşvet, iktidarın adam kayırmalarının ortaya çıkışı, Balyoz tahliyeleri, Cihaner´in oyunları, Muğla tezgahı...filan, filan, filan...
Zannediyorum şimdi sıra MHP´ye gelecek.
Ergenekon´a hizmet etmeyen milliyetçi lider Bahçeli´ye karşı bazı planların olduğu zaten biliniyor.
Baykal tarzında ellerinde bilgi, belge, kaset bulamayan bu ekip ya suikast emrini yerine getirecek ya da....(Ayrı bir yazı konusu)
2011 planı devre de olmasına rağmen siyasiler ise hala daha hamlelerini bekletiyor, bazıları da kendi çıkarlarını gözetiyorlar.
Yazıktır beyler yazıktır.
Yakında bazı baskınlarla ilgili belgeleri yine ortaya çıkaracaklar...İtirafçıların tekrar rol üstlenmesi, YEŞİL, Z.E...
AKP´nin ise bu süreçte yapmış olduğu hatalar giderek artmakla beraber ülkeyi kaosa sokacak planlara da müdahale etmiyor.
Anayasa paketi, referandum derken asıl amacın bir koltuk sevdası olduğu da çok aşikar. (İlk sırada Atalay, ardından 2 numara geliyor)
Yanıp, sönen bir lamba´dan hayır gelmez.
Vatan için ya dik duracak kendini feda edeceksin yada iki koltuk uğruna ülkeyi berbat edeceksin.
Bugüne kadar görünmeyen Türk evlatları Ergenekon- ABD-MASON-BND yapısının içinde risk aldı, kendilerini feda ettiler. O görevlere kadar yeri geldi aç kaldı, yeri geldi anadan, yardan, serden geçtiler. Fatih´in casus olarak gönderdiği yaban ellerde görevlerini yaparken çeşitli vicdanı işkencelere maruz kalan AKINCILAR gibi onlarda gözleri önünde cereyan eden ihanetlere, vatan satışlarına şahitlik ettiler ama zamanı gelene kadar sabrettiler.
Çünkü onlar bu ülkeyi Yahudi-Hıristiyan- TAPINAKÇI zihniyetten kurtarmak için varını yoğunu ortaya koymaya ahdetmişlerdi, genç yaşta iken bu işin tehlikesini görerek öne atılmışlardı.
Eğer ölünecek, şehit olunacaksa ölüm de, şehitlik de bir işe yaramalıydı. Ölümümde bu ülkeye hizmet etmeliydi. Gidip boşu boşuna ölmenin 24 yıldır bu coğrafyada bir işe yaramadığını, 24 yıldır TAKSİM´de süren gece hayatı varken, 24 yıldır CUDİ´de savaşan askerin hali pür-melali bütün çıplaklığı ile her şeyi gözler önüne seriyordu.
Şimdiki zamanın alperenler ise, Ulubatlı´nın bayrağı burçlara dikerken PEYGAMBERİ müşahede etme hali ile şimdiki şehitliğin aynı mertebe de olduğunu bizzat Türk-İslam düşmanlarının içine sızarak görüyor ve PKK ile yapılan çatışmalarda şehit olan kardeşlerimize ise için için ağlıyorlardı.
Bir hiç uğruna, kendi topraklarının içinde olan düşmana karşı yapılan savaşın nasıl bir çirkefliği gizlediğini öğreniyor ve yapacak birşey olmadığı için sabrı içlerine nakkaşlıyorlardı.
Bugüne kadar korkmadan sürdürdükleri bu savaş karşısında ise koltuk sevdası peşinde koşan siyasetçiler yüzünden birileri hala daha görevine devam ediyor, hala daha göz göre göre vatana ihanetini seyrediyorlar.
Olmaz beyler olmaz.
Baykal´ın kasetinin arkasında yatan koalisyonu da, bir numaranın intihar ederim ayaklarını da, APO´nun intihar etmeyi düşünmeye başladığını da....
Neyse...Kısa keselim.
Baykal´ın varan 2 - varan 3...(VARAN 2´de daha acı görüntüler mevcut ´´BAYKAL dönme riskini göze alamaz´´)
Daha doğrusu şöyle soralım;
Baykal neden geçen aylarda görüşmüş olduğu İstanbul baronu kozmikçinin bu işin içinde olduğunu söyleyemedi?
İstifa ederken meseleyi hangi saikle düşünüpte cepheyi değiştirdi?
Suikast emri istifa et baskısından önce mi verilmişti, sonra mı?
Veya istifa etmeden önce suikast ile kaset arasında kararsız kalanlara nasıl bir seçenekle hareket etmek gerekiyordu?
O kasetin iki hafta önce olmadığını bilenler zaten biliyordu. Ve malum davaya avukatlık yapmanı kimler istiyordu? Ve seni bu konuma getirmek için neler kullanmışlardı?
O kasetin hangi gazetecilere önceden sunulduğunu da birçok kişi biliyordu.
O kaseti yayınlamayan birilerinin sonradan Baykal´a düşman kesilmesi ise çok açık bir niyet okuma değil, aksine öyle olması gerekiyordu...
Evet D-TİPİ Kılıçdaroğlu için bastırıyor. Ama Baykal´ı indirenlerde bastırıyor.
Kim kazanacak derseniz?
İkisi de.
Çünkü Baron Rudolf´un meslektaşı 12 EYLÜL´E kadar bu işi bitirmek zorunda.
Ayrıca hatırlatalım ´´YAŞ´a´´ çok az kaldı, CIA´ci Ergenekon´da çalışmaya başladı. Son operasyon ilk işaret...
***
Yorumlar
Kalan Karakter: