Memur-Sen 5. Büyük Türkiye Buluşması
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (4) "İçerideki ve dışarıdaki 'Hayır'cılar bir oldu, milletimizi tehdit ediyor. Neymiş, 16 Nisan'da 'Evet' çıkarsa bizi AB'ye almazlarmış. Ah bu kararı bir verebilseler. Bizim işimizi kolaylaştırırlar. Çok daha seri karar almamıza bunlar vesile olur. Zaten 16 Nisan bizim için bir kırılma noktası. Onun için 'Evet' çok önemli. Bu işleri masaya yatıracağız. Çünkü, Türkiye kimsenin şamaroğlanı değildir. Bunu herkes bilecek" "Bir gün FETÖ'cü teröristlere sahip çıkıyor, ertesi gün hendekçi PKK'lılara arkadaşlık, yoldaşlık yapıyor. Tıpkı rüzgar gülü gibi esinti ne yönden gelirse o tarafa dönüyor. İki yıldır hemen her gün Külliye'de ağırladığımız muhtarlarımızı aşağılıyordu. Bugünlerde yalnız muhtar toplantılarından ayrılmıyor" "Siyasetçinin sözünün eri olması gerekir. Dün 'Ak' diyene, bugün 'Kara' diyenden siyasetçi olmaz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İçerideki ve dışarıdaki 'Hayır'cılar bir oldu, milletimizi tehdit ediyor. Neymiş, 16 Nisan'da 'Evet' çıkarsa bizi AB'ye almazlarmış. Ah bu kararı bir verebilseler. Bizim işimizi kolaylaştırırlar. Çok daha seri karar almamıza bunlar vesile olur. Zaten 16 Nisan bizim için bir kırılma noktası. Onun için 'Evet' çok önemli. Bu işleri masaya yatıracağız. Çünkü, Türkiye kimsenin şamaroğlanı değildir. Bunu herkes bilecek." dedi.
Erdoğan, Manavgat Starlight Otel'de düzenlenen Memur-Sen 5. Büyük Türkiye Buluşması'nda, CHP'nin 27 Mayıs dönemi öncesinde en büyük argümanının "rejim değişikliği" söylemi olduğunu belirtti.
Erdoğan, İkinci cumhurbaşkanı merhum İsmet İnönü'nün, her kürsüye çıktığında, Demokrat Parti'yi ve merhum Adnan Menderes'i rejimi değiştirmekle, baskı rejimi kurmakla itham ettiğini anımsattı.
Bu iddiaların hiçbir geçerliliğinin olmadığını kendilerinin de bildiğini söyleyen Erdoğan, ancak bu tarz söylemlerle 27 Mayıs'a giden yolun taşlarını döşediklerini, boğazlarına kadar içlerinde oldukları darbeye meşruiyet kazandırmaya çalıştıklarını söyledi.
Sürekli yalan üretilerek, belli toplum kesimlerindeki hassasiyetler kaşınarak ülkenin bir kaos ortamına sokulmaya çalışıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Dikkat edersiniz, hiç değişmediler bugün de aynısını yapıyorlar. Anamuhalefetin şu anda başında bulunan zat çıkıyor, her gün rejim değişikliğinden bahsediyor. Tıpkı ağababası, tek adam gibi bu da birilerine mesaj vermeye çalışıyor. Belli konulardaki hassasiyetleri kaşıyarak milletimizi kutuplaştırmak için gece gündüz yalanlarına yalan ekliyorlar. Milletimizin ve kendi seçmeninin gözünde komik durumuna düşme pahasına yalanlarına istikrarla devam ediyor. 'İstikrar' denince bunların aklına tek şey geliyor, yalanların istikrarı. Ülkenin istikrarı konusunda en küçük katkıları, dikili ağaçları yok. Mesela sabah kalkıyor ne diyor? 'Meclis tamamen ortadan kaldırılacak' veya 'Meclis feshedilecek.' diyor, akşam 'Niçin milletvekili sayısını artırıyorsunuz?' diyor, gece 'Hollanda'ya, Almanya'ya dersini verin' diyor, sabah Hollanda'nın Almanya'nın avukatlığına soyunuyor. Bir gün, 'Suriye'de ne işimiz var?' diyor, ertesi gün 'Niçin Münbiç'i ve Rakka'yı almıyorsunuz?' diye efeleniyor. Bir gün FETÖ'cü teröristlere sahip çıkıyor, ertesi gün hendekçi PKK'lılara arkadaşlık, yoldaşlık yapıyor. Tıpkı rüzgar gülü gibi esinti ne yönden gelirse o tarafa dönüyor."
Kılıçdaroğlu'nun iki yıldır hemen her gün Külliye'de ağırladıkları muhtarları aşağıladığını dile getiren Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Bugünlerde yalnız muhtar toplantılarından ayrılmıyor. Ben Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda konuştum, arkadan çıktı dedi ki 'Muhtarlara konuşuyor gibi konuştu.' diyor. Ankara'da bir 30-40 kişilik muhtar grubuna hitap etti, içlerinden bir muhtarımız çıktı dedi ki 'Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Cumhurbaşkanımız konuştu, niye siz orada Cumhurbaşkanımızı dinleyenleri muhtar yerine koyup bizi aşağıladınız?' dedi. Ne dese beğenirsiniz? 'Haddime mi, öyle bir şey diyebilir miyiz?' Her şey kayıtlarda var ama o bir şeyi anlamıyor. Sor ona, 'Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kimler var?' de, inanın bilmez. Birleşmiş Milletlerde sadece seçilmişler yok, atanmışlar da var ve atanmışlar seçilmişlerden fazladır. Kaldı ki sen daha dur bakalım Birleşmiş Milletlerin kapısından içeri girmedin daha zaman var bakalım girebilecek misin? Bu biraz zaman alacak. Fakat bir gerçek var, biz bir şeye inanıyoruz, Tayyip Erdoğan bir seçilmiştir, Başbakan, bakanlar, milletvekili, belediye başkanları, meclis üyeleri muhtar seçilmiştir. Bizim bir muhtarla farkımız yoktur."
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 16 bin muhtarı milletin adına ağırladığını, Külliye'nin milletin evi olduğunu belirtti.
Davet edilen muhtarlara form verildiğini, toplantıda sorularını sorabildiklerini ve İçişleri Bakanlığına bağlı bir birim tarafından takip edildiklerini aktaran Erdoğan, Külliye'de 55 bine yakın muhtarı daha ağırlayacaklarını ifade etti.
Erdoğan, "Bu beyefendinin yaptığı siyaset değildir, siyaset bir omurga işidir. İlke, dava, karakter meselesidir. Siyasetçinin sözünün eri olması gerekir. Dün 'Ak' diyene, bugün 'Kara' diyenden siyasetçi olmaz. Milletimiz bu tiplere 'Kolpacı' der. Bunlardan memlekete faydalı insan olmaz, olsa olsa terör örgütlerine koltuk değneği olur, başka bir şey olmaz." dedi.
Memur-Sen'in yola çıktığı andan bu zamana kadar çok yol kat ettiğini belirten Erdoğan, "Bütün mesele inanmak, azim. O olunca kalkarsın Türkiye'nin sendikacılıkta da bir numarası olursun." diye konuştu.
Türkiye'nin 16 Nisan'da yönetim sistemini değiştirme teklifini oylayacağını söyleyen Erdoğan, buradan çıkan kararın ülkenin geleceğinin belirleyicisi olacağını, eski sistemin zaaflarından istifade ile hakketmedikleri bir gücü tepe tepe kullananların bu tarihin anlamını çok iyi bildiklerini vurguladı.
- "Teröristler, 'hayır' diyorsa bir düşünmemiz lazım"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütlerinin 16 Nisan sonrası kendilerini nasıl bir akıbetin beklediğini gayet iyi bildiklerini vurgulayarak, Kandil, Pensilvanya ve İmralı'nın "Hayır" dediğini anımsattı.
"Eğer bu teröristler, bizim ülkemizi bölmeye gayret edenler, milletimizi bölmeye gayret edenler 'Hayır' diyorsa burada bir düşünmemiz lazım." ifadesine yer veren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Olay bu kadar açık ortada. Biz bu milletin efendisi değil, biz bu milletin hizmetkarıyız. Farkımız burada. Aynı şekilde siyasi hayatının tamamı başarısızlıklarla dolu olmasına rağmen koltuklarına yapışanlar da 16 Nisan'dan sonra orada kalamayacaklarını görüyorlar. Ülkemiz dışındaki güçlerde 16 Nisan'ın anlamının onlarda farkındalar bunun için tüm güçleriyle sandıktan 'Hayır' çıkması için çalışıyorlar. İçerideki ve dışarıdaki 'Hayır'cılar bir oldu, milletimizi tehdit ediyor. Neymiş, 16 Nisan'da 'Evet' çıkarsa bizi AB'ye almazlarmış. Ah bu kararı bir verebilseler. Bizim işimizi kolaylaştırırlar. Çok daha seri karar almamıza bunlar vesile olur. Zaten 16 Nisan bizim için bir kırılma noktası. Onun için 'Evet' çok önemli. Bu işleri masaya yatıracağız. Çünkü, Türkiye kimsenin şamaroğlanı değildir. Bunu herkes bilecek."
- "İdam parlamentodan geçer bana gelirse, onaylarım"
"249 insanımızın kanına girenler için idam cezası gelirse Türkiye'nin Avrupa'da yeri yokmuş." diyen Erdoğan, "Olmasın. İçeridekiler de onlardan aşağı kalmıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, 'Hadi bakalım, biz varız' diyor. İnanın 16'sından sonra sayın Bahçeli bu işe taraftar, ben biliyorum ki sayın Yıldırım da bu işe taraftar dolayısıyla bu parlamentoya gelir, parlamentodan geçer bana gelirse ben de bunu onaylarım. Çünkü şehitlerimizi af yetkisi bizim değildir. Şehitlerimizi af yetkisi ailesidir, ondan başkası bunu yapamaz." sözlerine yer verdi.
Devlete karşı işlenen suçların ayrı bir konu olduğunu dile getiren Erdoğan, bu konuda af yetkilerinin bulunduğunu anımsattı.
Erdoğan, muhalefetin, muhtarlıklardan lokantalara, kıdem tazminatından memurluğa kadar her şeyin kaldırılacağını iddia ettiğini hatırlatarak, "Yalanın ucunu kaçırmış durumdalar, freni patlamış kamyon muvazeneyi kontrolünü tamamen yitirdi, sadece yalanla kalmıyor, yeni sistem gelince 'Şöyle olacak, böyle olacak' diye bir de milleti tehdit ediyorlar. milletimizin bu tehditlere pabuç bırakacağını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Bu millet tehditlere boyun eğmez." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin hangi hükümet sistemiyle yönetileceğine Avrupalıların, kifayetsiz muhterislerin değil milletin karar vereceğine dikkati çeken Erdoğan, 16 Nisan'da gereken cevabın verileceğini sözlerine ekledi.
- Notlar
Memur-Sen 5. Büyük Türkiye Buluşması'na Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve sendika üyeleri katıldı.
Yalçın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Memur-Sen'in hazırladığı Mehmet Akif İnan kitaplarını hediye etti.
(Bitti)
FACEBOOK YORUMLAR