Adalet Bakanı Bozdağ: (2)
"Şimdi diyor ki, 'yaşam tarzımıza müdahale edecekler. İnternetinize, yemenize, içmenize, kıyafetinize...' 15 senedir bu yalanı söyleye söyleye bıkmadınız. Kimin yaşam tarzına biz 15 yıldır iktidarız müdahale etmişiz? Kimin inancına, kimin kimliğine, kimin tercihine saygısızlık olmuş? Veya biri yapmış da iktidar himaye etmiş. Var mı bir tane örnek? Yok ama bıkmadan usanmadan söylüyorlar" "Bu değişiklik bu milleti bölecek de 40 yıldır Türkiye'yi bölmek için terör saldırısı yapan, askerimizi, polisimizi, masum insanlarımızı katleden bu eli kanlı PKK terör örgütü niye telaşla 'hayır' çıksın diye propaganda yapıyor, baskı kuruyor? Birinin bunu izah etmesi lazım"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Şimdi diyor ki, 'yaşam tarzımıza müdahale edecekler. İnternetinize, yemenize, içmenize, kıyafetinize...' 15 senedir bu yalanı söyleye söyleye bıkmadınız. Kimin yaşam tarzına biz 15 yıldır iktidarız müdahale etmişiz? Kimin inancına, kimin kimliğine kimin tercihine saygısızlık olmuş? Veya biri yapmış da iktidar himaye etmiş. Var mı bir tane örnek? Yok ama bıkmadan usanmadan söylüyorlar" dedi.
Bozdağ, Silivri Atatürk Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, 550 milletvekilinin 600'e çıkacağını, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun da "Bunlara verilen para haram" dediğini ifade etti.
Bozdağ, şöyle konuştu:
"Bu sistem var ya Kılıçdaroğlu'nun lügatini de değiştirdi, haramı helali herkesten iyi öğrendi. Şimdi diyor ki, 'aman ha bu diyor haram, bu helal.' Valla müftüleri geçti. Baykal da haşa Peygamberi bile bozar. Allah yollarını açık etsin. Saygıda, saygısızlıkta bir sınır tanımaz hale geldiler. Böyle bir şey olur mu? Maalesef böyle diyor. Yıl 1995 Türkiye milletvekili sayısı 450, nüfusu 59 milyon. İktidar CHP-DYP koalisyonu vekil sayısı 100 tane artırıldı, 550'ye çıkarıldı. O zaman yanlıştı da niye yaptınız? Şu anda Türkiye'nin seçmen sayısı yaklaşık 59 milyon. Nüfusu 80 milyon. Adil bir temsil sağlamak için bizim vekil sayımızı artırmamız gerekiyor. Onun için adım atıyoruz."
Seçilme yaşının 18'e indirileceğini, hükümetin parlamentodan değil sandıktan çıkacağını, bakanların Meclis'te yasama görevi yapmayacağını anlatan Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şu anda parlamentoda kabul edilmiş kanunların yüzde 99'u kanun tasarısı. Yüzde 1'i teklif, onu da hükümet verdirir ya da hükümet kabul ettirir. Hani diyorlar ya 'yasama yürütme ayrı kuvvetler, bir tek elde toplanıyor.' Şu anda yasama yürütme ayrı değil. Kağıt üzerinde öyle, yine kağıt üzerinde yürütmenin kontrolünde bir yasama var. Çünkü hükümet üye tam sayısının salt çoğunluğundan çıkıyor. Onların güven oyuna dayanıyor, komisyon ve genel kurulda çoğunluk iktidar grubunda. İktidarın istemediği bir konuyu meclisin karara bağlama imkanı var mı? Yok mu? Soruyorum Sayın Kılıçdaroğlu'na. İktidarın istemediği bir kanunun virgülüne bugün parlamentoda dokunup değiştirme imkanı var mı yok mu? Yok. Nerede ayrılık? Ayrılık yok. İktidarın kontrolünde bir yasama var. İşte şimdi ayrılığı getiriyoruz. Sandıkları ayırıyoruz, bir kişinin iki yerde görev almasına son veriyoruz. Hükümet artık tasarı hazırlamayacak. Milletvekilleri kanunları kendi hazırlayacak, kendi görüşecek, kendi reddedecek."
"Atatürk'e verilmeyen yetki Recep Tayyip Erdoğan'a veriliyor" dendiğini aktaran Bozdağ, "Bak yalana. Nerede varmış bu bana bir göster." dedi. Böyle bir şeyin olmadığını kaydeden Bozdağ, şunları kaydetti:
"Aldatmak için söylüyor. Neymiş o: 'Cumhurbaşkanı meclisin seçimlerini yenileyebiliyor'... Tamam, yenileyebiliyor zaten. Anayasa'nın 116. maddesinde bu var. Gerekçesiz yenileyebilecekmiş. Tamam. Cumhurbaşkanı yeniledi mi 7 Haziran'dan sonra seçimleri? Yeniledi. 1 Kasım'da bunu uyguladık mı? Uyguladık. Hani ilk defa veriliyordu? Var ve uygulandı. Hem daha dün gibi taze uygulandı. Hepimizin hafızasında. Peki yeni olan ne? Onu söyleyeyim. Atatürk döneminde de olmayan yeni bir şey: Cumhurbaşkanı meclis seçimini yenileme kararı alınca kendi seçime gitti mi 7 Haziran'da gitmedi. Şimdi bu anayasa değişikliği diyor ki; cumhurbaşkanı vekillerin seçimini yenileme kararı alınca kendi seçimini de yenileyecek. Bir cumhurbaşkanlığı 5 yıllığına seçilmiştir. Aday olup olmayacağı belli değil. Aday olursa kazanıp kazanmayacağı belli değil. Seçimleri yeniler mi? Yenilemez. Yenilerse ne var? Kendisi de girecek. Biz, cumhurbaşkanını parlamentoya karşı zayıflatan, parlamentoyu cumhurbaşkanına karşı güçlendiren bir müeyyide getiriyoruz ve cumhurbaşkanının keyfi bu seçim yenileme yetkisini kullanmasını engelleyen bir adım atıyoruz. Bir başka şey: Bugün parlamentonun cumhurbaşkanının seçimlerinin yenileme ve bu yolla görevine son verme hakkı yetkisi yok. Şimdi, bu anayasa değişikliğiyle meclise kendi seçimlerini yenileme kararı alarak cumhurbaşkanını seçimlerini yenileme hakkı veriyoruz. Dolaylı bir şekilde seçim tarihinde cumhurbaşkanının görevine son verme yetkisi veriyoruz. Dolayısıyla parlamento güçleniyor mu zayıflıyor mu? Hangisi oluyor? Bugünkü parlamentoda yok, sizin evet dediğinizde oluşacak yeni parlamentoda bu olacak ve o parlamento bugünkü parlamentoya göre çok ama çok daha güçlü olacak. Vekiller de daha güçlü olacak."
Kılıçdaroğlu'nun söylemlerini eleştirmeye devam eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"Şöyle diyor: 'Sabah bir kalktınız, lokantalar kapanmış... Bir adam kapattım dedi bitti.' Taksi duraklarına gidiyor, 'Sabah bir kalktınız hatlar iptal edilmiş'. Muhtarlarla toplantı yapıyor, 'Muhtarlar sabah bir kalktınız muhtarlıklar kaldırılmış'. 'Bir sabah kalktınız cinsel istismarcılar affedilmiş'. 'Bir sabah kalktınız kıdem tazminatı kaldırılmış'... Allah'tan kork. Vallahi söyleyecek bir şey bulamıyorum. Neye benziyor bunların anlattığı, eskiden bazı din kitaplarında olmayan şeyleri tartışırlarmış: Uzayda namaz olur mu olmaz mı, bunu tartışırlarmış. Kıble ne tarafta olacak bunu tartışırlardı. Şimdi bu CHP'yi bu Kılıçdaroğlu o hale getirdi. Olmayacak, olması mümkün olmayacak şeyleri gerçekmiş gibi tartıştırıp milletin kafasını bulandırıyor. Sana bunun ne faydası var, millete ne yararı var? Kafan karışık ama milletin kafası net. Doğru mu? Kararımız net, oyumuz evet, inşallah.
Şimdi diyor ki 'yaşam tarzımıza müdahale edecekler. İnternetinize, yemenize, içmenize, kıyafetinize...'15 senedir bu yalanı söyleye söyleye bıkmadınız. Kimin yaşam tarzına biz 15 yıldır iktidarız müdahale etmişiz? Kimin inancına, kimin kimliğine kimin tercihine saygısızlık olmuş? Veya biri yapmış da iktidar himaye etmiş. Var mı bir tane örnek? Yok ama bıkmadan usanmadan söylüyorlar. Şimdi de 'Bunu cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapacakmış' Ben şimdi kararnameyi düzenleyen maddeyi anlatayım. Anayasa diyor ki insan hakları Cumhurbaşkanı kararnamesiyle düzenlenemez. Siyasi haklar cumhurbaşkanı kararnamesiyle düzenlenemez. İnsanların hakları hürriyetleri yaşam tarzları kimlikleri insan hakları ve siyasi haklarla ilgilidir. Bu konuda cumhurbaşkanı kararname çıkaramaz diyor anayasa. Anayasada kanunla düzenleneceği belirtilen konularda kararname çıkaramaz. Tam 92 yerde geçiyor. Muhtarlara söyleyeyim, onlar da beni dinlesinler: Anayasa'nın 127. maddesi diyor ki; 'Mahalli idareler, il idaresi, ilçe idaresi, belediye ve muhtarlıklar ancak ve ancak kanunla kurulur'... Cumhurbaşkanı kararnamesiyle kurulmaz, sayın Kılıçdaroğlu. Kılavuzlarına bak, onlara inanmıyorsan aç sen şu Anayasa'nın 127. maddesini bir güzel oku, ne yazdığını görürsün orada. Kanunla düzenlenen konularda da kararname çıkarılamaz. Kanunla düzenlenmemiş ne var? Hemen hemen hiçbir şey yok. Neyle ilgili kararname çıkaracak, bir üst düzey görevlilerin atanması ve görevden alınmasında çıkaracak. İki bakanlıkların kuruluşu, teşkilat ve görevleri hakkında çıkacak. Kaç bakanlık olacak adı ne olacak, il müdürlüğü nerede olacak, şube müdürlüğü nerede olacak bunları çıkacak. Bunda ne var? '100 tane bakanlık yaparsa ne olur?' diyor. Biz geldiğimizde 35 bakanlık vardı 25'e indirdik. Şimdi artırmak istesek mani bir hal mi var? Niye artırmıyoruz, doğru görmüyoruz da onun için artırmıyoruz."
"Memleketi bölecekler. Devletin üniter yapısı bozulacak. Eyaletler kurulacak." şeklinde propaganda yapıldığını da kaydeden Bozdağ, "Bazı vekiller namusları, şerefleri üzerine yemin ediyorlar, böyle meydanlarda. Allah'tan korkun. Bir şey diyemiyorum ben. Adamlar çok kolay yemin ediyorlar. Ben de diyorum ki ben yemin etmiyorum ama bu Anayasa'yı aziz milletimize söylüyorum, Türk anayasasının üniter devlet yapısını düzenleyen maddesi hangisi? Üçüncü maddesi. Ne diyor orada? Türkiye devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Başkenti Ankara'dır. Resmi dili Türkçe'dir. Milli marşı İstiklal Marşı'dır. Bayrağı ay-yıldızlı al bayraktır diyor. Bunlar değişiyor mu? Değişmiyor. Değiştirilmesi teklif ediliyor mu? Teklif edilmiyor. Birinci madde, ikinci madde değişiyor mu? Değişmiyor. O zaman nasıl olacak bu?" ifadelerini kullandı.
"Bu değişiklik memleketi bölecek" şeklindeki propagandaları eleştiren Bozdağ, "Bu değişiklik bu milleti bölecek de 40 yıldır Türkiye'yi bölmek için terör saldırısı yapan, askerimizi, polisimizi, masum insanlarımızı katleden bu eli kanlı PKK terör örgütü niye telaşla 'hayır' çıksın diye propaganda yapıyor, baskı kuruyor? Biri bunu izah etmesi lazım. DHKP-C, FETÖ, ne kadar terör örgütü varsa 'hayır' çıksın diye propaganda yapıyor. Ülkeyi bölmek isteyenler bu evetler Türkiye'ye, Türk milletini bölecekse niye evet demiyorlar da hayıra çalışıyorlar? Herkes bunu vicdanına ve aklına sormalıdır." diye konuştu.
Terör örgütlerinin kaostan, ekonomik krizden beslendiğini aktaran Bozdağ, terör örgütlerinin bu nedenle "Bu sistem bizim canımıza okuyacak" dediği için karşı çıktığını aktararak, "AK Parti ile MHP anlaştı, 'bizi imha edecek' diyorlar. Ondan karşı çıkıyorlar. Ben bir kez daha söylüyorum: Bu ülkenin topraklarını, bu milleti ve devleti bölmeye ne PKK'nın ne de PKK'nın yularını elinde tutanların gücü bu güne kadar yetmedi, kıyamete kadar da yetmeyecektir Allah'ın izniyle." dedi.
Bakan Bozdağ, 'hayır'ın propagandasını Almanya, Avusturya, Hollanda'nın da yaptığını ifade ederek, "Zayıf Türkiye, istikrarsız Türkiye, ekonomisi çökmüş Türkiye istiyorlar. PKK, hayır için propaganda yapıyor. FETÖ, DEAŞ bütün terör örgütleri öyle. Ayrıca CHP yapıyor, ayrıca HDP yapıyor. Peki evetin propagandasını kim yapıyor? Türkiye'nin Cumhurbaşkanı yapıyor Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Türkiye'nin Başbakanı yapıyor Sayın Binali Yıldırım. Muhalefet liderlerinden Sayın Devlet Bahçeli ve Sayın Mustafa Destici yapıyor. Partilerden kim yapıyor AK Parti, MHP ve BBP yapıyor. O zaman terazinin bir kefesine bunları, öbür kefesine de diğerlerini koyacak elimizi vicdanımızın üzerine koyup karar vereceğiz. Bunu deyince CHP bir algı kirliliği yaratmak için hayır diyenlere terörist diyor. Biz hiçbir yerde hayır diyene terörist demedik. Kim dediğimizi gösterirse biz onun bedelini ödemeye hazırız. Bizim dediğimiz şey şu: Hayırın propagandasını yapanlar bunlar, evetinkini bunlar. Hakem olup karar verecek sizsiniz. Bakın, kararınızı ona göre verin diyoruz. Milletimizin dikkatine sunuyoruz. Yani şimdi Cemil Bayık, Murat Karayılan gibi teröristler hayır çıksın diye propaganda yapmıyorlar mı? FETÖ, Pensilvanya'dan bütün Haşhaşileri örgütleyip hayır çıksın, Erdoğan'ı yenelim hem Bahçeli'yi MHP'nin başından gönderelim diye organizasyon üstüne organizasyon yapmıyor mu?" şeklinde konuştu.
Bakan Bozdağ, miting öncesinde partisinin ilçe başkanlığını ziyaret etti. Burada İlçe Başkanı Rıfat Kutlu ve partililerce karşılanan Bozdağ, "Silivri yeni Türkiye'ye, güçlü Türkiye'ye hazır" ifadelerini kullandı.
Bozdağ daha sonra esnafı ziyaret etti.
(Bitti)
FACEBOOK YORUMLAR