Dündar ve Gül hakkındaki "casusluk" davası
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün, Cumhuriyet gazetesinde, MİT'e ait yardım tırlarının durdurulması olayına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğraflara yer verdikleri gerekçesiyle yargılandıkları ve kapalı yapılmasına karar verilen davada, duruşmalara sanık eşleri ile anne ve babalarının girmesi kararlaştırıldı
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi salonunun dar olması ve duruşmaya gelenlerin büyük yoğunluk oluşturması nedeniyle duruşma, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın büyük duruşma salonunda gerçekleştirildi.
Sanıklar Can Dündar ve Erdem Gül, duruşma salonuna girişlerinde izleyiciler tarafından alkışlandı. Çeşitli baro temsilcileri ve çok sayıda avukatın yanı sıra, duruşmayı CHP ve HDP milletvekilleri ile çok sayıda gazeteci de izledi. Duruşmada ayrıca, İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosu Leigh Turner, Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach ve Hollanda'nın İstanbul Başkonsolosu Robert Schuddeboom ile bazı Avrupalı parlamenterler de hazır bulundu.
- Duruşmaların kapalı yapılması talebine ilişkin tartışma
Mahkeme Heyeti Başkanı Canel Rüzgar, duruşma esnasında görüntülü ve sesli kayıt yapılmasının yasak olduğu uyarısında bulunarak, uyarıya uymayanlar hakkında yasal işlem yapılacağını söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde geçen, "duruşmanın kapalı yapılması" talebiyle ilgili görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Evliya Çalışkan, MİT tırlarıyla ilgili savcılar ve askerlerin yargılandığı Yargıtay 16. Ceza Dairesinin, duruşmanın kapalı yapılması kararı verdiğine dikkati çekti. Bu davanın içeriğinin casusluk suçuyla ilgili olduğunu ve kapalı yapılmasını milli güvenliği zorunlu kıldığını aktaran Çalışkan, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 182/2. maddesi kapsamında duruşmaların kapalı yapılmasını istedi.
Savcı Çalışkan'ın görüşüyle ilgili beyanları sorulan sanık avukatlarından Tora Pekin, iddia edilenin aksine dosyada gizli kalması gereken belgelerin bulunmadığını savunarak, "Yargıtay'daki davanın bu davayla ilgisi yok. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları örnek alınarak, gizli duruşmaların okunacağı bir iki duruşmayla ilgili kapalılık kararı verilebilir. Ancak tüm duruşmaların kapalı yapılması, yasaya aykırılık teşkil eder." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'nin "ihlal" kararıyla ilgili söylediklerinin yargıya müdahale anlamına geldiğini ve suç olduğunu öne süren Pekin, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın da bununla ilgili konuştuğunu ve bakan hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti.
Duruşmanın kapalı yapılması halinde yetkililerin davaya müdahale etmeye devam edeceklerini ve savunmanın dört duvar arasına sıkışacağını ileri süren Pekin, Anayasa Mahkemesinin kararında, "dosyada sanıkların haberlerinden başka belge olmadığı"nın belirtildiğini, bu nedenle sanıkların aleni şekilde yargılanması gerektiğini söyledi. Avukat Pekin, kapalılık talebinin reddini istedi.
Cumhuriyet Savcısı Çalışkan, "Dosyada olmadığı belirtilen MİT yazıları dosyanın 7. klasöründe mevcut" diyerek, Paralel Devlet Yapılanması (PYD) ile ilgili MİT tırları davasının bu davayla alakalı olduğunu ve dosyaların birbirlerinden bağımsız olmadığını ifade etti. Savcı Çalışkan, bunları kendisine yapılan sataşma gereği, gereksiz tekrarlardan kaçınmak için söylediğini de sözlerine ekledi.
- "Burada 5 taş oyunu oynamıyoruz"
Yeniden konuşan avukat Pekin ise MİT'in bahsedilen yazılarının istihbarat yazıları olduğunu ve iddianamede yazılı olan belgelerin savcının bahsettiği belgelerle ilgisinin bulunmadığını savunarak, söz konusu belgelerin okunacağı duruşmanın kapalı yapılmasının çözüm sayılabileceğini, ancak 3 sayfalık MİT dilekçesinin duruşmaların kapalı yapılmasını gerektirmediğini kaydetti.
Sanıkların avukatlarından Ergin Cinmen, davanın müştekileri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MİT avukatlarının müdahillik taleplerinin alınması, kapalılık kararından önce bu konuda karar verilmesi gerektiğini belirtti.
Sanık avukatlarından Akın Atalay, mahkemece kendisine sunulan ve 7. klasörde olduğu belirtilen 3 sayfalık MİT yazısından bir kısmını okuyarak, "Bakın kamuoyu öğrendi. Burada 5 taş oyunu oynamıyoruz. Duruşmalar aleni yapılmalıdır." dedi.
Duruşma salonundaki izleyicilerin Atalay'ın bu sözlerini alkışlaması üzerine konuşan Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar, izleyicilere, duruşmanın düzenini bozmamaları uyarısında bulundu.
Müdahillikle ilgili talepleri sorulan MİT adına Hazine avukatı, "Hazine avukatı olarak katılma talebimiz var. Gelen yazı gereği ve devlet memuru olduğumuz için katılmak durumundayız. Kapalılık talebine de bir diyeceğimiz yok." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hatice Özay, sanıklarla ilgili şikayetlerinin olduğunu belirterek, davaya katılmak istediklerini söyledi. Avukat Özay, kapalılıkla ilgili de takdirin mahkemede bulunduğunu beyan etti.
Sanık avukatlarından Ergin Cinmen, müdahillik taleplerinin davayla ilgilerinin olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesini istedi.
Katılma talepleriyle ilgili görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Evliya Çalışkan, FETÖ/PDY davalarında geçen, "darbeye teşebbüs" eyleminin yapıldığı dönemde, Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olduğunu ve örgütün doğrudan hedefi konumunda bulunduğunu belirterek, suçtan zarar görme ihtimaline binaen müdahil olarak kabulüne hükmedilmesini istedi.
Savcı Çalışkan, MİT'in de söz konusu eylemin doğrudan hedefi ve mağduru olması nedeniyle müdahilliğine karar verilmesini talep etti.
- Mahkemenin müdahillik ve kapalılık kararına tepki
Taleplerin değerlendirilmesi için bir süre ara verildikten sonra yeniden başlayan duruşmada ara karar, heyet üyesi hakim tarafından okundu.
Mahkeme heyeti, MİT'in 6 Şubat ve 27 Mart 2014 yazılarına göre, kurumun personel araç ve faaliyetlerinin 2937 sayılı MİT Kanunu'nun hükümleri uyarınca belirtildiğini aktararak, suçtan zarar görme ihtimaline binaen MİT'in davaya müdahil olarak katılmasına karar verdi.
MİT'in Başbakanlığa bağlı olduğu ve sanıklardan birinin dava konusu belgeleri yayınlamasının, Türk Ceza Kanunu'nda belirtilen "darbeye teşebbüs" suçunu oluşturduğunun iddia edildiğini belirten heyet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da suçtan zarar görme ihtimaline binaen müdahil olarak kabulüne hükmetti.
Heyet, MİT'in Adana Cumhuriyet Başsavcılığına yolladığı ve bu dosyada da bulunan yazılarda, devletin gizli kalması gereken, devlet sırrı niteliğinde olan belgeler olduğunu belirttiği ve ilgili belgelerin duruşmalarda dile getirilebilir olma ve içeriğine vakıf olma riski taşıdığını kaydederek, "Selam Tevhid'de kumpas" davası olarak bilinen irtibatlı davada kapalılık kararı verildiğini ve Yargıtay'daki MİT tırları davasının da kapalı yapıldığına dikkati çekti.
TCK'nın 328 ve 330. maddelerine göre, belgelerin "devlet sırrı" mahiyetinde olduğunu anlatan heyet, kamu güvenliğinin zorunlu kıldığı haller gözetilerek duruşmaların tamamının kapalı yapılmasına hükmetti.
Heyet ayrıca, duruşmaya, sanıklar, müdahiller ve taraf avukatlarıyla sadece sanık eşlerinin girebileceğini karara bağlarken, sanık eşlerine belgelerle ilgili dışarıya bilgi verilmemesi, aksi takdirde işlem yapılacağı uyarısı yapılmasını da kararlaştırdı.
Kararın okunmasının ardından izleyiciler tarafından heyete, sözlü olarak tepki gösterildi ve alkış tutuldu. Bazı izleyiciler, "itiraz ediyoruz, duruşmadan çıkmayacağız." dedi. Duruşmaya ara verilmesinin ardından salon boşaltıldı.
Bu arada salonda bulunan sanık avukatlarınca heyete, sanıkların eşleri harici yakınları ile milletvekillerinin de duruşmalara girmeleri yönünde talepte bulunuldu. Bu talebi değerlendiren heyet, sanıkların anne ve babalarının duruşmaya katılmalarına karar verirken, milletvekillerinin girmesiyle ilgili talebi reddetti.
Duruşmanın öğleden sonraki oturumu kapalı yapılacak.
FACEBOOK YORUMLAR