Yunanistan'da aşırı sağa "Trump" rüzgarı
POTAMİ Partisi Rodop milletvekili Ahmet: "Ekonomik kriz ile birlikte yükselişe geçen Altın Şafak üç dönemdir parlamentoda temsil ediliyor. Altın Şafak ülkedeki göçmen sorunundan da yararlanarak her imkanı kullanmaya çalışıyor" Gazeteci-yazar Damianos: "Avrupa kıtasının neredeyse tamamında korku ve toplumsal güvensizlik hakim" Avrupa ve Dış Politika Vakfı (ELIAMEP) Genel Direktörü Dakos: "(Sığınmacı krizi) Bu durum, düzen karşıtı ve popülist olan partilerin çekiciliğini artırıyor" Bridging Europe siyasi analisti Rapidis: "Düzenlediğimiz anketlere göre, Altın Şafak'ın oylarında geçen yıldan bu yana hafif ama istikrarlı bir artış görünüyor"
Birçok AB ülkesinde yaşanan ekonomik sıkıntılar ve sığınmacı krizinin zeminini hazırladığı ırkçılığın yükselişinin ciddi sorunlar doğurabileceğine dikkat çekilirken, ekonomik krizi ve sığınmacı sorununu derinden yaşayan Yunanistan’da Altın Şafak gibi aşırı sağ oluşumların güç kazanmasının önünü açtığı ifade ediliyor.
Irkçı ve İslamofobik söylemlerinin yanı sıra AB karşıtı duruşuyla ön plana çıkan, meclisteki üçüncü parti konumundaki Altın Şafak tarafından Trump'ın başkan seçilmesine ilişkin yapılan açıklamada, bu galibiyetin "etnik olarak temiz ülkeler için yasa dışı göçe karşı bir zafer" olduğu belirtilmişti.
- "Önemli bir tehdit"
POTAMİ Partisi Rodop milletvekili Avukat İlhan Ahmet, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Avrupa Birliği üyesi ülkelerde, son zamanda ırkçı akımların göçmenler, yabancılar ve Müslüman topluluklar üzerinden düşmanca siyaset sürdürdüklerini belirterek, bunun Yunanistan’a da yansıması olduğunu söyledi.
İslam ülkelerinden gelen göçmenleri açık hedef gösteren ve İslamofobiyi sermaye olarak kullanan sağcı popülistlerin birçok AB ülkesinde ulusal parlamentolarda temsil edildiğine dikkati çeken Ahmet, bu durumu "endişe verici" olarak niteledi.
Ahmet, Altın Şafak Partisinin, ülkede yaşanan ekonomik kriz ve göç olaylarından yararlanarak son zamanda faaliyetlerini artırma yönüne gittiğini belirterek, “Ekonomik kriz ile birlikte yükselişe geçen Altın Şafak üç dönemdir parlamentoda temsil ediliyor. Altın Şafak ülkedeki göçmen sorunundan da yararlanarak her imkanı kullanmaya çalışıyor." ifadelerini kullandı.
Kısa bir süre önce partinin Batı Trakya’nın İskeçe kentinde bir siyasi büro açtığını anımsatan Ahmet, "Bunların amacı bölgede bir milletvekili seçerek Hristiyan nüfus üzerinde etkinliğini artırmak. Böyle bir olasılığın gerçekleşmesi bölgedeki huzuru ve birlikte yaşamı derinden etkileyeceği kesin. Bu, ciddiyetle ele alınması gereken önemli bir tehdit.” şeklinde konuştu.
Gazeteci-yazar Damon Damianos da, Avrupa’da son zamanda artan ırkçılık akımının ve İslam karşıtı hareketlerin, Avrupa’nın insani değerlerden uzaklaşarak İslamofobi karşısında sürekli geri adım atmasının bir sonucu olduğunu söyledi.
Günümüzde Avrupa'da Trump’ın seçilmesinden endişe duyduklarını söyleyenlerin, geçmişte Trump'ın zihniyetinin yerleşmesi için çaba gösterdiklerini belirten ve Avrupa'da son dönemde uygulanan muhafazakar politikaları eleştiren Damianos, "Bu tür politikalar, İngiltere'de Brexit, Yunanistan’da Altın Şafak, Avusturya’da aşırı sağcı başkan, Almanya’da yabancı düşmanı ırkçı partinin yükselişi ve İslam karşıtı hareketlerin doğu Avrupa’ya yayılması ile sonuçlanıyor. Avrupa kıtasının neredeyse tamamında korku ve toplumsal güvensizlik hakim." diye konuştu.
- "Oylarda hafif ama istikrarlı artış"
Avrupa ve Dış Politika Vakfı (ELIAMEP) Genel Direktörü Thanos Dakos, sığınmacı krizinin yönetimindeki zorlukların ve Yunanistan'ın bu kapsamda çektiği yükün toplumda hoşnutsuzluk ve mağduriyet algısı yarattığına değinerek, "Bu durum, düzen karşıtı ve popülist olan partilerin çekiciliğini artırıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Dakos, göçmen krizi ve ekonomik zorluklara rağmen Altın Şafak'ın oy oranında şu an önemli bir değişiklik bulunmamasının ve halen tek hanede kalmasının olumlu bir gelişme olduğunu belirtse de partinin "görece ilkel" yönetiminin değişmesi halinde Fransa'daki Ulusal Cephe örneğinde olduğu gibi daha geniş taban bulabileceği uyarısında bulundu.
Diğer yandan, Altın Şafak'ın ülkedeki ekonomik krize çare vaadiyle görev başına gelen SYRIZA'nın geçmiş hükümetlere benzer politikalar uygulamasını kullanmaya çalıştığını kaydeden Dakos, "Altın Şafak'ı belli oranda sınırlayan şey ise göçmenleri ülkeyi terk etmeye zorlamak haricinde hiçbir ekonomi politikalarının bulunmuyor olması. Ama maalesef, birçok örnekte gördüğümüz gibi popülist ve aşırı partilerin, halk oyunu geniş oranda kazanmak için bir siyasi programa ihtiyaçları yok." ifadelerini kullandı.
Bridging Europe araştırma merkezinde siyasi analist ve SYRIZA partisi iletişim danışmanlarından Dimitris Rapidis ise, "Düzenlediğimiz anketlere göre, Altın Şafak'ın oylarında geçen yıldan bu yana hafif ama istikrarlı bir artış görünüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Altın Şafak'ın sembolleri ve paramiliter faaliyetleri ile kendisini "Hitler'in Nazi partisinin mirasçısı ve kardeş partisi" olarak gördüğünü anlatan Rapidis, partinin aşırı sağcı tutumunu sürdürmekle beraber ülkeyi yönetimine talip olmak gibi bir hedefinin olmadığını söyledi. Rapidis bu noktada, Altın Şafak'ın Trump'ın zaferinden Almanya, Fransa ve Hollanda'daki benzerleri kadar yararlanamayacağını öne sürdü.
Rapidis, sığınmacı krizinin partiye yönelen oylarda önemli bir etkiye sahip olmadığını ve aksine ırkçı retoriğin insanların sırt dönmesine yol açtığını kaydederek, "Bir dereceye kadar, Altın Şafak'ın paramiliter faaliyetlerinin özellikle göçmenlerin yerleştiği bölgelerde sosyal bütünlüğe zarar verebileceğini düşünüyorum. Aynı zamanda, sığınmacılara yardım ve desteklerini göstermiş olan yerel halka güveniyorum." dedi.
FACEBOOK YORUMLAR