Yönetim Sistemi Değişikliği Türk Ekonomisine Etkileri konferansı

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (1) "Bizim hiçbir Diyanet İşleri mensubumuz, hiçbir DİTİB mensubumuz ajan değildir, olamaz. Onların vazifesi insanları fişlemek değildir, olmamıştır, olmayacaktır. Onların vazifesi DEAŞ'ından bilmem kimine kadar farklı, sapık birtakım yanlış İslami uygulamalardan oradaki halkımızı korumak ve Anadolu topraklarında asırlardır yaşanmış olan sahih İslam anlayışıyla o insanlarımızın Müslümanca yaşama hakkını temin edecek hizmetler sunmaktır" "Dini hizmetler yapan bu kişileri, hem de Alman toplumunun da yararına olacak bu hizmetleri sürdüren kişileri böylesine evlerini arayarak, bunları suçlu ilan ederek adım atmak, Almanya'yı mahcup ettirir sonunda" "Bu, Türk-Alman ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunmaz. Bu, Almanya seçimlerine de bir katkıda bulunmaz. Yanlış uygulamalar yapmasınlar. Bu, sadece faşistlerin işine yarar, Neo-faşistlerin işine yarar, Avrupa'da Almanya başta olmak üzere Hollanda’sından Fransa’ya kadar yükselen bu aşırıcı sağcı akımların, Avrupa’yı yaşanmaz bir yer hale getirmesine vesile olur. Buna karşı uyanık olsunlar"

Yönetim Sistemi Değişikliği Türk Ekonomisine Etkileri konferansı
Editör: Turkinfo.nl
18 Şubat 2017 - 09:20

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Bizim hiçbir Diyanet İşleri mensubumuz, hiçbir DİTİB mensubumuz ajan değildir, olamaz. Onların vazifesi insanları fişlemek değildir, olmamıştır, olmayacaktır. Onların vazifesi DEAŞ'ından bilmem kimine kadar farklı, sapık birtakım yanlış İslami uygulamalardan oradaki halkımızı korumak ve Anadolu topraklarında asırlardır yaşanmış olan sahih İslam anlayışıyla o insanlarımızın Müslümanca yaşama hakkını temin edecek hizmetler sunmaktır. Yani dini hizmetler yapan bu kişileri, hem de Alman toplumunun da yararına olacak bu hizmetleri sürdüren kişileri böylesine evlerini arayarak, bunları suçlu ilan ederek adım atmak, Almanya'yı mahcup ettirir sonunda." dedi.



 



Kurtulmuş, İktisadi Araştırmalar Vakfınca bir otelde düzenlenen “Yönetim Sistemi Değişikliği Türk Ekonomisine Etkileri” konferansında konuştu.



Avrupa’daki 2017 seçimlerinin çok önemli olduğunu belirten Kurtulmuş, temel insan hakları, fikir özgürlükleri, serbest dolaşım, serbest ticaret, dini özgürlükler gibi temel değerler üzerine kurulmuş olan Avrupa Birliği’nin (AB), maalesef temel değerlerinin berhava edildiği bir sürece girdiğine dikkati çekti.



Artan yabancı düşmanlığı, İslamofobi, göçmen düşmanlığı gibi konuları da kullanan aşırı sağcı partilerin, siyasetlerin, Avrupa’da yeni bir faşizm dalgasının ayak seslerini ortaya koyduğuna vurgu yapan Kurtulmuş, Almanya'daki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) imamlarına yönelik suçlamalara ilişkin, şunları söyledi:



"Son dönemlerde Alman toplumunun, barışçıl bir şekilde Müslüman azınlıkla bir arada yaşamasının teminatı olan Diyanet İşleri Teşkilatımızın mensupları ve orada bağımsız vakıflar olarak faaliyet gösteren DİTİB teşkilatımızın hocaları maalesef derdest ediliyor, evleri aranıyor, haksız, hukuksuz bir şekilde üzerlerine baskı kuruluyor. Bu, Almanya hükümetinin sadece kendi başına yaptığı bir şey değil, yaklaşan seçimler dolayısıyla yaparak, oy almak için ortaya koymuş olduğu bazı uygulamalardır. Bunu kabul etmek mümkün değil. Dünyanın her yerinde, özellikle Avrupa’da bu anlamda Müslüman topluluklar üzerinde baskılar, yabancılar ve göçmenler üzerinde baskılar giderek artıyor.”



 



- "Hiçbir DİTİB mensubumuz ajan değildir"



Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şöyle devam etti:



"Bizim hiçbir Diyanet İşleri Teşkilatı mensubumuz, hiçbir DİTİB mensubumuz ajan değildir, olamaz. Onların vazifesi insanları fişlemek değildir, olmamıştır, olmayacaktır. Onların vazifesi, DEAŞ’ından bilmem kimine kadar farklı, sapık, birtakım yanlış İslami uygulamalardan oradaki halkımızı korumak ve Anadolu topraklarında asırlardır yaşanmış olan sahih İslam anlayışıyla o insanlarımızın Müslümanca yaşama hakkını temin edecek hizmetler sunmaktır. Yani dini hizmetler yapan bu kişilerin hem de Alman toplumunun da yararına olacak bu hizmetleri sürdüren kişilerin, böylesine evlerini arayarak bunları suçlu ilan ederek adım atmak Almanya'yı mahcup ettirir sonunda. Birkaç gün sonra mahcup olurlar. Bu, Türk-Alman ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunmaz. Bu, Almanya seçimlerine de bir katkıda bulunmaz. Yanlış uygulamalar yapmasınlar. Bu, sadece faşistlerin işine yarar, Neo-faşistlerin işine yarar, Avrupa’da Almanya başta olmak üzere Hollanda’sından Fransa’ya kadar yükselen bu aşırıcı sağcı akımların, Avrupa’yı yaşanmaz bir yer hale getirmesine vesile olur. Buna karşı uyanık olsunlar. Ciddi bir şekilde bu yapılan yanlış uygulamalardan vazgeçsinler diye ümit ediyoruz."



(Sürecek)


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Tüm gelişmelerden haberdar olmak için Turkinfo Hollanda Haber'i:

Adreslerinden takip edin!