Yargıtaydan babaanne-torun ilişkisi kararı
Yargıtay, bir büyükbaba ve babaannenin, evlilik dışı ilişkiden doğan torunlarıyla görüşme talebini, babaya tanınan kişisel ilişki sürelerinde torunlarını görebilecekleri gerekçesiyle reddeden yerel mahkeme kararını bozdu. Kararda, davacıların torunlarını görme hakkının, babanın istek ve arzusuna bağlı tutulamayacağı kaydedildi. Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'ne atıf yapılan kararda, çocuğun akrabalarının kişisel ilişki kurulmasını isteme haklarının, çocuğun ana ve babasının haklarından bağımsız olduğu, Hollanda'da yaşayan büyükbaba ve büyükannenin, çocukla sınır ötesi kişisel ilişki tesis edilebileceği belirtildi.
Hollanda vatandaşı A.G. ile Türk vatandaşı N.D'nin evlilik dışı ilişkisinden 2005 yılında bir kız çocuğu dünyaya geldi. Çocuğu olduğunu sonradan öğrenen baba A.G. ile çocuk arasında 2007 yılında soybağı kuruldu. Çocuğun velayeti Türkiye'de yaşayan annesinde kaldı.
A.G'nin babası ve annesi torunlarıyla ilişki tesis edilmesi talebiyle mahkemeye başvurdu. Büyükbaba ve babaanne, kişisel ilişki günlerinde torunlarını Hollanda'ya götürme taleplerinin de mahkemece değerlendirilmesini istedi.
Ankara 5. Aile Mahkemesi, davayı reddetti. Mahkeme, kararını "babaya tanınan kişisel ilişki günlerinde davacıların torunlarını görme imkanının mevcut olduğu" gerekçesine dayandırdı. Çocuğun kişisel ilişki günlerinde Hollanda'ya götürülmesi talebi de yerinde görülmedi.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin gündemine geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını bozdu.
Kararda, davacıların çocuğun büyükbabası ve babaannesi olduğu belirtilerek, Türk Medeni Kanunu uyarınca olağanüstü haller mevcutsa çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkının diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabileceği belirtildi.
Buna göre, çocuğun hısımlarının ve diğer kişilerin kişisel ilişki kurulmasını isteme haklarının, çocuğun ana ve babasının haklarından bağımsız olduğu vurgulandı.
Türkiye'nin 15 Temmuz 2003'te Strazburg'da imzalanan "Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi"ne taraf olduğu hatırlatılan kararda, Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmaların kanun hükmünde olduğunun altı çizildi.
Sözleşmenin davada uygulanabilecek pozitif hukuk niteliği taşıdığı belirtilen kararda, sözleşme hükümlerinin çocuğun yüksek yararına bağlı olarak, çocukla ana ve babası dışındaki aile bağları bulunan şahıslar arasında kişisel ilişki kurulabileceğini kabul ettiği anlatıldı.
Kararda, sözleşmenin, ana ve babası ayrı devletlerde oturan çocukla sınır ötesi kişisel ilişki tesis edilebileceğini de öngördüğü ifade edildi.
Yerel mahkemenin, davacıların, babaya tanınan kişisel ilişki sürelerinde torunlarını görebileceklerini belirttiği anımsatılan kararda, şöyle denildi:
"Oysa, herhangi bir delil toplanmamış, bu sonuca hangi delillerle ulaşıldığı gösterilmemiştir. Davacılar ile çocuğun babasının aynı ülkede ve birlikte yaşayıp yaşamadıkları da belli değildir. Kaldı ki böyle olsa bile, davacıların torunlarını görme hakkı, babanın istek ve arzusuna da bağlı tutulamaz. O halde tarafların gösterdikleri delillerin toplanması, gerektiği takdirde davacılar ile kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine uygun düşüp düşmediğinin uzman incelemesi ile belirlenmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile hüküm tesisi doğru bulunmamıştır."
FACEBOOK YORUMLAR