TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
"Mevcut durumda suyun önemli kısmı, sulama şebekelerinde kaybediliyor". "Şebekelerin sadece yüzde 17'si borulu, yüzde 39'u klasik ve yüzde 44'ü ise kanalet". "Su zengini bir ülke değiliz. GAP, KOP ve DAP gibi sulama yatırımlarını bitirmemiz yetmez, suyu tasarruflu kullanmayı öğrenmeliyiz".
Bayraktar, yazılı açıklamasında, Türkiye'nin 14 milyar metreküpü yer altı, 98 milyar metreküpü yer üstü olmak üzere 112 milyar metreküp tüketilebilir su potansiyeli bulunduğunu bildirdi. Ülke nüfusu dikkate alındığında Türkiye'nin su azlığı çeken ülkeler arasında yer aldığına dikkati çeken Bayraktar, 44 milyar metreküp suyun 5 milyar metreküpünün sanayide, 7 milyar metreküpünün içme ve kullanım suyu olarak, 32 milyar metreküpünün ise tarımda kullanıldığını belirtti.
Türkiye'nin çayır mera ve bitkisel ürün yetiştirilen alanlarının 38 milyon 560 bin hektar olduğunu kaydeden Bayraktar, bunun 14 milyon 617 bin hektarının çayır ve mera, 15 milyon 789 bin hektarının tahıllar ve diğer bitkisel ürün ekim, 804 bin hektarının sebze bahçeleri, 5 bin hektarının süs bitkileri, 1 milyon 945 bin hektarının meyve, içecek ve baharat bitkileri alanlarından, 467 bin hektarının bağlardan ve 826 bin hektarının ise zeytinliklerden oluştuğunu ifade etti. Toplam ekili dikili alanların yüzde 84,2'sinde kuru tarım yapıldığına işaret eden Bayraktar, halen Hollanda büyüklüğündeki 4 milyon 108 bin hektar tarım arazisinin de yağış yetersizliği ve sulama yapılmaması nedeniyle nadasa bırakıldığını vurguladı.
- "Sulama yatırımları tamamlanmalı"
Bayraktar, ülkenin teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek arazisin 8,5 milyon hektarı bulduğunu ve bu alanın 6 milyon 90 bin hektarının sulamaya açıldığını, bunun da 3,8 milyon hektarının Devlet Su İşleri (DSİ) marifetiyle yapıldığını bildirdi. Sulama yatırımları tamamlanamadığı için kalan kısmın halen sulamaya açılamadığına dikkati çeken Bayraktar, bir an önce sulama yatırımlarının tamamlanıp bu alanlar da tarıma kazandırılması gerektiğini vurguladı. Sulamada oran ve randımanın çok önemli olduğuna, mevcut durumda suyun önemli kısmının sulama şebekelerinde kaybedildiğine işaret eden Bayraktar, şunları kaydetti:
"Şebekelerin sadece yüzde 17'si borulu, yüzde 39'u klasik, yüzde 44'ü ise kanalet. Bunun doğal bir sonucu olarak DSİ sulamalarında sulama oranı yüzde 62, randıman yüzde 42'de kalıyor. 1970'lerden kalma kanaletlerin oranı bir hayli fazla. Bu tesisler eski ve atıl vaziyette. Sulama imkanı olduğu halde sulanmayan her birim alanın potansiyel gelirden kayıp anlamına geldiği unutulmamalı. Yeni alanlar sulamaya açılırken, mevcut sulama şebekeleri de yenilenmeli, modern sulama şebekeleri kurulmalıdır. Su zengini bir ülke değiliz. GAP, KOP ve DAP gibi sulama yatırımlarını bitirmemiz yetmez, suyu tasarruflu kullanmayı öğrenmeliyiz. Suyun damlası bile ziyan etmemeliyiz. Yeni geliştirilen sulama projelerinde borulu sistem kullanımı artırmak ve bakım-onarım faaliyetlerini hızlandırmak zorundayız. Kayıpları ancak bu şekilde büyük ölçüde önleriz."
FACEBOOK YORUMLAR