Reklam

TURKOVAC için acil kullanım onayı başvurusu yapıldı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yerli inaktif Kovid-19 aşısı TURKOVAC için bugün itibarıyla Acil Kullanım Onayı başvurusunun yapıldığını, aşının yıl bitmeden kullanıma girmesini ümit ettiklerini bildirdi.

TURKOVAC için acil kullanım onayı başvurusu yapıldı
Editör: Turkinfo.nl
25 Kasım 2021 - 11:26
Reklam
Reklam

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yerli inaktif Kovid-19 aşısı TURKOVAC için bugün itibarıyla Acil Kullanım Onayı başvurusunun yapıldığını, aşının yıl bitmeden kullanıma girmesini ümit ettiklerini bildirdi.

Koca, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Sağlık Bakanlığının 2022 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, konuşmasına millet için önemli bir müjdeyi vererek başlamak istediğini söyledi.

Fahrettin Koca, "Yerli Kovid-19 inaktif aşımız TURKOVAC, bugün itibarıyla Acil Kullanım Onayı'na müracaat etmiştir. Yıl bitmeden yaygın kullanıma gireceğini ümit ediyoruz. Hücreden aşıya kadar her aşaması ülkemizde ve ülkemiz bilim insanlarınca geliştirilen milli aşımızın ülkemize, milletimize ve tüm dünyaya hayırlı, uğurlu olmasını dilerim." ifadesini kullandı.

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun araya girerek tepki göstermesi üzerine Koca, "Bugün sevinmenizi beklerdim anlıyorum ki üzülüyorsunuz. Görüşlerimiz her ne olursa olsun ortak paydamızın sağlıklı ve huzurlu bir yaşam olduğunu son iki yılda tüm dünya ile birlikte en unutulmaz şekilde tekrar öğrendik. Küresel salgın, güvenli ve erişilebilir sağlık hizmetlerinin değerini anlamamıza vesile oldu." diye konuştu.

Bakanlığın verdiği tüm hizmetlerin salgın sürecinde de kesintisiz devam ettiğini dile getiren Koca, bugün komisyonda yapılacak her değerlendirmeyi vatandaşlara sunulacak hizmetlerin kalitesini artırmak için bir fırsat olarak gördüğünü belirtti.

Doktorların sabit ek ödemeleri

Fahrettin Koca, tüm vatandaşların sağlık hizmetine erişimini kolaylaştırma, gelişmiş ülkelerin sağlık hizmetlerinden daha başarılı ve konforlu bir sağlık hizmeti verme hedefinde olduklarını ifade ederek, kimsenin tedavisini dışarıda aramayacağı bir sağlık altyapısını korumak için çalıştıklarını ve çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

Bu anlamda sağlık çalışanlarının yetkin hizmetinin olağanüstü önem taşıdığının altını çizen Koca, "Bu hizmetin hakkını verebilmek, sadece profesyonel bir meslek tavrıyla, günlük mesai saatleriyle, ortalama iş gücüyle mümkün değildir; hoşgörü ister, güven ister, fedakarlık ister. Başkalarının acısını dindirmek adına kendi acısını içine gömmek ister. Bir annenin acısını dindirmek uğruna kendi yavrusundan mahrum kalmak ister." değerlendirmesinde bulundu.

Sağlık çalışanlarının, çalışma şartlarını iyileştirmek için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hastalarımız ile çalışanlarımızın buluştuğu hastane ortamlarını çağdaş normlara ulaştırmak için yatırımlarımızı artırarak devam ediyoruz. Başta asistanlarımız olmak üzere doktorlarımızın nöbet yükünü hafifletmek için düzenlemeler yapmaktayız. Sağlık çalışanlarımızın özlük haklarını daha iyiye götürebilmek için büyük uğraş veriyoruz.

Çalışanlarımızın çıplak maaşının emeklerinin karşılığı olmadığının bilincindeyiz. Onları verilen hizmete layık, toplumda hak ettikleri hayat standardına kavuşturacak bir gelire kavuşturmak azmindeyiz. Doktor dışı sağlık personelimizin sabit ek ödemelerinde toplu sözleşmeyle artış sağlandı. Doktorların sabit ek ödemelerini artırmak ve bütün sabit ek ödemelerin genel bütçeden yapılmasını sağlamak istiyoruz. Bu konuda sayın vekillerimizin desteğine ihtiyacımız var."

"Hemşire ve ebe sayımız yaklaşık 2 buçuk kat arttı"

Sağlık Bakanı Koca, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da insanı temel alan bir sağlık politikası izlemeye devam edeceklerini vurgulayarak, 944'ü hastane, 8 bini aile sağlığı merkezi olmak üzere toplam 14 bini aşkın sağlık kuruluşuyla hizmet verdiklerini kaydetti.

Paydaşlarla birlikte Bakanlık koordinasyonunda 160 bin yatak kapasitesiyle Türkiye'nin her köşesinde olduklarına dikkati çeken Koca, 1 milyon 240 bini aşan sağlık çalışanı ile 84 milyon vatandaşa hızlı ve kaliteli sağlık hizmeti sunma gayreti içerisinde olduklarını aktardı.

Başta hekimler olmak üzere sağlık personelinde hızlı bir artış gösterilmesine rağmen artan talepler karşısındaki açığın hala sürdüğünü belirten Koca, "Artan tıp fakültelerimize ve kontenjanlara rağmen hekim sayımızda OECD ülkelerine göre geride olduğumuzun farkındayız. Hemşire ve ebe sayımız yaklaşık 2 buçuk kat artmıştır. Hala istihdam artışı sağlanmaktadır." bilgisini paylaştı.

"En kapsamlı sağlık hizmeti sunan ülke konumundayız"

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'nin ekonomik gelişmesine paralel olarak her geçen gün sağlığa daha fazla kaynak ayrıldığını dile getirerek, "Ancak birçok ülkeyle kıyasladığımızda sağlık için ayırabildiğimiz kaynakların oldukça sınırlı olduğunu biliyoruz. Ülkemizin, 2019 yılındaki toplam cari sağlık harcamalarının gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki oranı yüzde 4,3 tür. Kaynağımız kısıtlı olmasına rağmen en kapsamlı sağlık hizmeti sunan ülke konumundayız. Pandemi döneminde bu husus herkes tarafından müşahede edildi. Amacımız sürdürülebilir bir sağlık sistemini kalıcı kılmaktır." sözlerini sarf etti.

Kişi başı toplam kamu sağlık harcamalarının yıllar içinde artmaya devam ettiğine ancak buna rağmen OECD ortalamasının oldukça altında olunduğuna işaret eden Koca, daha iyi bir sağlık hizmeti için sağlığa ayrılan kaynakların önceliklendirilmesi gerektiğinin ortada olduğunu aktardı.

OECD sağlık verileri ve Avrupa Komisyonu raporlarında, Türkiye'nin yaptığı sağlık harcamasına göre, sağlık hizmetlerinden en üst seviyede memnuniyet elde eden ülke olma özelliğini koruduğunu anımsatan Koca, küresel salgına rağmen bu durumun değişmediği kanısını taşıdıklarını ifade etti.

Anne ölüm oranı yüz binde 64'ten yüz binde 13,1'e indi

2002'den itibaren temel sağlık göstergelerinde kaydedilen önemli ilerlemeler hakkında bilgi veren Bakan Koca, şöyle devam etti:

"Doğumda beklenen yaşam süresinde 78 yılı geride bıraktık. Bebek ve 5 yaş altı çocuk ölümlerinin azaltılmasında olağanüstü bir başarı elde ettiğimiz zaten bilinmekteydi. Kaybettiğimiz bebeklerimizin sayısı ciddi oranda azalmış olmasına rağmen bebek ölüm hızını düşürmeye devam ediyoruz.

Sağlık sisteminin gelişmişliğini gösteren en temel göstergelerden biri bilindiği gibi anne ölüm oranıdır. Gebelerimizin yakın takibi, özellikle riskli gebeliklerin yönetimi ve doğumların sağlık kuruluşlarında yapılması ile annelerimizin ölüm oranını yüz binde 64'ten yüz binde 13,1'e indirdik. Birleşmiş Milletlerin yayınladığı rapora göre son 18 yılda dünya sıralamasında 5 yaş altı ölümleri en hızlı düşüren ülkelerden biriyiz."

Bütçede koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan kaynak yüzde 103 arttı

Bakan Koca, 2022 yılı merkezi yönetim bütçesinde koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan kaynağı, önceki yıla göre yüzde 103 oranında artırarak 38 milyar 729 milyon liraya çıkardıklarını belirtti.

Artık anne adaylarının yüzde 98'inin hastanelerde doğum yaptığını, doğum yapılan hastanelerin tamamının "bebek dostu hastane" olduğunu dile getiren Koca, hastanelerde 420 gebe okulunda ve birinci basamak hizmet birimlerindeki 1080 gebe bilgilendirme sınıfında gebe ve eşlerine yönelik doğuma hazırlık eğitimi ve danışmanlık hizmeti sunduklarını anımsattı.

Koca, sezaryenin kadın ve bebek sağlığını riske sokacak şekilde gereksiz yere yapılmasını önleme kararlılıklarının da devam ettiğini vurguladı.

SMA taramaları yıl bitmeden başlayacak

Sağlık Bakanı Koca, bebek ve çocukların muhtemel sağlık problemlerini erkenden tespit ederek kalıcı hasar oluşmasını engellemek için taramaları sürdürdüklerine işaret ederek, şunları söyledi:

"Bu yolla toplamda yılda ortalama 25 bin bebek ve çocuğumuz erken tanı ile tedavi ve rehabilitasyon şansına sahip olmaktadır. Bölgesel pilot çalışma olarak başlattığımız Konjenital Adrenal Hiperplazi taramasını önümüzdeki yıldan itibaren yurt sathında gerçekleştireceğiz.

Başka yeni hastalıkları da tarama paneline eklemek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. SMA taramalarını evlilik öncesi ve yeni doğan olmak üzere hazırlıklarımızı tamamladık. Ülke sathında taramalarımız yıl bitmeden başlıyor."

"Aşılama başarısında dünyadaki liderliğimizi korumaktayız"

Bağışıklama Bilim Kurulunun önerileri doğrultusunda okul aşılarının takvimini güncellediklerini, sınıflarda toplu aşılamalar yerine her bir çocuğa bağlı bulunduğu aile hekimi tarafından aşı uygulamasına geçtiklerini anlatan Koca, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Genişletilmiş bağışıklama programı çerçevesinde 13 antijen ile en geniş aşılama programı uygulayan ülkeler arasındayız. Nüfus büyüklüğüne oranla aşılama başarısında dünyadaki liderliğimizi korumaktayız. Son 10 yıllık süreçte aşı oranlarımız tüm dünyanın hedef olarak belirlediği oran olan yüzde 95 ve üzerinde seyretmektedir. Aşı kapsayıcılığımızın yüksek olması sayesinde aşı ile önlenebilir hastalıkların çoğunluğu kontrol altına alınmış, çiçek ve çocuk felci gibi hastalıklarında ülkemizde kökü kazınmıştır. Salgın koşullarında bile bağışıklama oranlarımızı dünyanın gıpta ettiği düzeyde tutmayı başardık."

Koca, Türkiye'de bulunan 5 yaş altındaki geçici koruma altındaki çocuklar ve göçmenleri çocukluk çağı aşılama takvimine göre düzenli bir şekilde aşıladıklarının altını çizerek, "Aşı oranlarını geçici koruma altındaki nüfusta bile DSÖ Avrupa Bölge ortalamalarının üzerine çıkarmayı başardık." dedi.

Bakan Koca, 1998'de başlatılan çocukluk çağı Hepatit-B aşılamasında yüzde 98'lik bağışıklama oranına ulaşıldığını da bildirerek, DSÖ'nün Türkiye'nin kızamıkçığı elimine eden ülkeler arasına katıldığını açıkladığını hatırlattı.

Koca, DSÖ tarafından belirlenen kronik hastalık yönetimi politikalarının hayata geçirilmesinde de Türkiye'nin Norveç'le birlikte dünya lideri olarak literatüre geçtiğini aktardı.

"Tütün kullanımını azaltmada arzu ettiğimiz seviyeyi yakaladığımızı söyleyemeyiz"

Bakan Koca, sağlıklı hayat merkezlerinin sayısının Ekim 2021 itibarıyla 212'ye ulaştığını, vatandaşların içme ve kullanma sularına güvenli bir şekilde ulaşabilmeleri için halk sağlığı laboratuvarlarının ülke genelinde 65 bini aşkın noktada sürekli olarak gelen numuneleri test ettiğini anlattı.

Marmara Denizi Eylem Planı'nda müsilajın çevre ve insan sağlığına etkilerinin belirlenmesi alt çalışma grubunu koordine ettiklerini belirten Koca, sağlıklı beslenmeye rehberlik etmek için Ulusal Beslenme Komisyonu Teknik Raporlarını ve 2021-2025 Türkiye Beslenme Rehberini hazırladıklarını ifade etti.

Sigara bırakma polikliniklerini de ülke genelinde yaygınlaştırdıklarına, bu merkezlerde sigara bırakma tedavisinde kullanılan ilaçları ilgililere ücretsiz olarak ulaştırdıklarına dikkati çeken Koca, "Ancak tüm çabalarımıza rağmen tütün kullanımını azaltmada arzu ettiğimiz seviyeyi yakaladığımızı söyleyemeyiz. ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı aracılığıyla tütün ürünü bırakmak isteyen vatandaşlarımıza destek olmaya devam ediyoruz." diye konuştu.

"Yüzde 99'un üzerinde filyasyon ve temaslı takibi sağladık"

Kovid-19 salgınının bilimsel verilerin ışığında, Bilim Kurulunun rehberliğinde yönetimini sağlarken salgının sosyolojik, psikolojik, iletişim gibi sosyal bilimler alanındaki etkilerini incelemek ve bu yönde tedbirler almak amacıyla Toplum Bilimleri Kurulunu hayata geçirdiklerini anlatan Koca, "Köy köy, mahalle mahalle, ev ev tarama yaparak yüzde 99'un üzerinde filyasyon ve temaslı takibi sağladık. Sahada görev yapan ekiplerimizle aşılarımızı ülkenin en ücra köşelere ulaştırdık." açıklamasında bulundu.

Hayat Evet Sığar ve HES kodu uygulamalarının önemine de dikkati çeken Koca, "En yoğun dönemde bile sistemin zaafa uğramasına fırsat vermedik. Mart 2020'den bu yana yeni binalar ve kapasite artırımıyla Kamu Hastanelerinde toplam 13 bin 271 yatak artışı gerçekleştirdik." sözlerini sarf etti.

Türkiye'nin salgın sürecinde pek çok ülkeye de yardımda bulunduğunu anımsatan Koca, TÜSEB tarafından toplam 7 adet aşı AR-GE projesine destek verildiğini kaydetti. Sağlık Bakanı Koca, şöyle devam etti:

"Ülkemizdeki ilk yerli inaktif Kovid-19 aşı adayı olan TURKOVAC'ın klinik çalışmaları TÜSEB desteği ile yürütülmektedir. Tamamlanma aşamasına gelinmiştir. Bu çalışma Türkiye'nin en geniş kapsamlı, tamamen yerli imkanlarla yürütülen ilk Faz 3 klinik araştırma olma özelliğini taşımaktadır.

Kovid-19 pandemisi kapsamında; Kovid-19 aşılarının alımı için 17 milyar lira, koruyucu malzeme, ilaç ve tıbbi sarf malzeme vb. alımları için 2 milyar lira, Kovid-19 personel ek ödemeleri için ise 1,7 milyar lira olmak üzere, toplamda 20,7 milyar lira cari harcama yapılmıştır."

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, gelecek yıl 55'i hastane olmak üzere 206 sağlık tesisini tamamlayarak 14 bin 938 nitelikli yatak kapasitesini daha Türkiye'ye kazandırmayı hedeflediklerini bildirdi.

Koca, Sağlık Bakanlığının 2022 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, Bakanlığın ekip ve ekipman olarak afet ve acil durumlara hazır olduğunu, dünya standartlarında hizmet sunduğunu vurguladı.

Bu yıl yaklaşık 5,5 milyon kişinin, ambulanslar ile sağlık tesislerine naklinin gerçekleştirildiğini belirten Koca, 5 bin 946 olan ambulans sayısının 2022'de 6 bin 340'a çıkarılmasını hedeflediklerini söyledi.

Koca, standart ambulansların yanında, vakalara motosikletli ekipler ve özel donanımlı ambulanslarla da müdahale edildiğine dikkati çekerek, "2002 yılından bu zamana kadar ambulans başına düşen nüfusu 107 binden 14 bine indirerek vatandaşımıza daha etkili acil sağlık hizmeti vermeyi başardık. Önümüzdeki yıl yeni açacağımız istasyonlarla 112 istasyon sayısını 3 bin 141'den 3 bin 230'a çıkaracağız. 2008'den bugüne kadar hava ambulansları ile 53 bin, deniz bot ambulansımızla 27 bin vakanın naklini gerçekleştirdik." dedi.

Salgın döneminde yoğun bakım yataklarının ihtiyaç ve beklentilere uygun olarak hızla artırıldığını belirten Koca, "Tüm dünya yoğun bakım krizi ile boğuşurken, yoğun bakım artış yükünü omuzlayan sağlık personelimizin özverili çalışması sayesinde, ülkemizde bu konuda bir sorun yaşanmamıştır. Yanık tedavi yatak sayımızı ihtiyaç oranında artırmaya devam ediyoruz. Şu anda 596 yatağa ulaşmış durumdayız." ifadelerini kullandı.

Koca, ağız ve diş sağlığı teşhis ve tedavi hizmetlerinin erişilebilirliğini ve etkinliğini artırdıklarını dile getirerek, "Ağız ve diş sağlığı hastanesini 34'e, ayaktan ağız ve diş sağlığı merkezini 133'e çıkardık. Tüm sektörler birlikte değerlendirildiğinde, 100 bin kişiye düşen diş hekimi sayımız 46'ya ulaştı." bilgisini paylaştı.

Kadavradan organ naklinde istedikleri düzeyde olmasalar da önemli bir aşama kaydettiklerini söyleyen Koca, yürütülen kampanyalarla gönüllü bağışçı sayısının 600 bini geçtiğini kaydetti.

"Nakil olan hastaların kök hücrelerini kendi imkanlarımızla karşılama oranımız yüzde 90'a ulaştı"

Koca, ilik naklinde yabancı ülkelere bağımlılıktan kurtulmak için TÜRKÖK adıyla "Ulusal Kemik İliği Bankası"nın kurulduğunu hatırlatarak, "2015 yılından bu yana 777 bin 570 gönüllü bağışçı adayı kaydettik. Bugüne kadar 3 bin 369 hastamıza TÜRKÖK kaynaklı nakil gerçekleştirildi. Böylece ülkemizde nakil olan hastaların kök hücrelerini kendi imkanlarımızla karşılama oranımız yüzde 90'a ulaşmıştır." bilgisini paylaştı.

Sağlık turizmi

Türkiye'nin sağlık turizminde iddiasını sürdürdüğünü vurgulayan Koca, şöyle devam etti:

"2020'de salgın ile birlikte sağlık turisti sayısında bir azalma meydana gelmişti. Ancak bu yılın ilk üç çeyreğinde belli bir artış trendine girdik. Bu hususta çalışmalarımız devam ediyor. 1346 sağlık tesisi ve 246 aracı kuruluşa Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi verildi. Uluslararası Hasta Destek Birimi Tercümanlık ve Çağrı Merkezi'miz 38 tercümanla 6 dilde hizmet vermektedir. Ülkemizin girişimci ve insani dış politika vizyonu çerçevesinde sağlık diplomasisi faaliyetlerimize ara vermeden devam ettik. Bu kapsamda 90 ülke ve uluslararası kuruluş ile 242 anlaşmamız bulunmaktadır."

Koca, Türkiye'nin yurt dışındaki sağlık hizmetlerine ilişkin şu bilgileri paylaştı:

"Sudan, Somali, Nijer, Arnavutluk, Kırgızistan ve Bangladeş'te hastanelerimizde toplam 896 yatakla hizmet sunmaya devam ediyoruz. Bangladeş'in Cox's Bazar şehrinde kamp yangınında tahrip olan hastanenin yerine 70 yataklı ağır iklim sahra hastanesi sevk edilerek hizmet sunumuna başlanmıştır."

Suriye'de de insani yardım hastaneleri ile bölge halkının yaralarının sarılmaya devam edildiğini dile getiren Koca, "Cerablus, Afrin, Elbab, Çobanbey, Mare, Azez, Telabyad ve Rasulayn'da 8 hastane, 1 ağız diş sağlığı merkezi, 61 sağlık ocağı, 5 dispanser ve 3 mobil sağlık ünitesiyle sağlık hizmeti sunuyoruz." dedi.

Sağlık hizmetlerinde dijital uygulamalar

Koca, Kovid-19 salgını döneminde dijital sağlık altyapısının avantajını yaşadıklarını belirterek, "Özellikle e-Nabız altyapımızın getirdiği avantaj ile salgınla mücadelenin merkezinde yer alan HSYS, HES, FİTAS, AŞILA gibi uygulamaları çok kısa sürede hayata geçirerek sağlık çalışanları ve vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Normal muayene dışında aşı randevularını da MHRS üzerinden yönettik. Bu yılın ilk 10 aylık döneminde 290 milyonu aşkın randevu verilmiş durumdadır. Halihazırda 55 milyon vatandaşımız kişisel sağlık kaydı olan e-Nabız kullanıcısıdır ve kendi sağlık kayıtlarına ulaşabilmektedir." ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, işitme engellilerin, sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırmak ve sağlık hizmeti sunumu sırasında yaşadıkları iletişim sorununu ortadan kaldırmak üzere Engelsiz Sağlık İletişim Merkezi'nin (ESİM) hizmete girdiğini hatırlattı.

"ABD'den sonra dünyada en fazla dijital hastaneye sahip ülke olduk"

Bakan Koca, artık, sağlık kuruluşlarınca verilen tüm raporlara e-Devlet üzerinden erişilebildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Güvenli veri akışında ve hasta güvenliğinde en güçlü aracımız dijitalleşmedir. Bu amaçla hastanelerimizde dijitalleşme seviyesini artırma yönünde yoğun çalışmalar yaptık. Dijitalleşme konusunda HIMSS kriterlerine göre seviye 6 hastane sayımız 66'ya, en üst seviye olan seviye 7 hastane sayımız ise 5'e ulaşmıştır. ABD'den sonra dünyada en fazla dijital hastaneye sahip ülke olduk."

"Önümüzdeki yıl 55'i hastane olmak üzere 206 sağlık tesisini tamamlamayı hedefliyoruz"

Koca, nüfusun arttığı Türkiye'de, vatandaşlara yerinde, nitelikli sağlık hizmetinin verilmesi amacıyla yeni sağlık tesislerinin eklenmesi ve mevcut olanların yenilenmesinin kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu belirterek, bu kapsamda sağlık yatırımlarının hızla hayata geçirildiğinin altını çizdi.

Türkiye'ye uluslararası standartlarda hastane ve sağlık tesisleri kazandırdıklarını dile getiren Koca, şöyle devam etti:

"Son 19 yılda 3 bin 823 sağlık tesisini tamamladık. Bunların 2 bin 609'u birinci basamakta hizmet veren aile sağlığı merkezi, toplum sağlığı merkezi gibi sağlık tesisleri, 1214'ü ikinci ve üçüncü basamakta hizmet veren sağlık tesisleridir. Bu tesislerin 715'i hastane, 393'ü ek bina ve 106'sı ağız ve diş sağlığı merkezidir. Önümüzdeki yıl 55'i hastane olmak üzere 206 sağlık tesisini tamamlayarak, 14 bin 938 nitelikli yatak kapasitesini daha ülkemize kazandırmayı hedefliyoruz."

Koca, halen inşaat, ihale, proje aşamasındaki 932 birinci basamak ile 335 hastane ve Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi (ADSM) binasını 2023'e kadar tamamlamayı planladıklarını söyledi.

"Son 3 yılda 13 şehir hastanemizi vatandaşlarımızla buluşturduk"

Son 3 yılda kamu özel iş birliği (KÖİ) modeliyle 18 bin 258 yataklı 13 şehir hastanesinin hizmete girdiğini anlatan Koca, "Aynı modelle 5 şehir hastanesi inşaatımız da devam ediyor. Genel bütçe kaynaklarımızla yaptığımız şehir hastanelerimizi de bir yandan hizmete almaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, 15 bin 24 yatak kapasitesine ulaşan 9 şehir hastanemizin ihale süreçleri tamamlanmış olup inşaat çalışmaları devam etmektedir." ifadelerini kullandı.

Koca, sağlık çalışanlarının sayısının 737 bini Bakanlık bünyesinde olmak üzere 1 milyon 240 bine ulaştığını bildirerek, yıllar itibarıyla sağlık çalışanı sayısını artırsalar da ihtiyacın büyüyerek devam ettiğine işaret etti.

Sağlık personelinin yurt içinde dengeli dağılımını sağlamak için uğraş verdiklerini dile getiren Koca, şu devam etti:

"2002 yılında uzman hekim başına düşen nüfus açısından en yüksek ve en düşük il arasında 13 kat fark var iken bugün bu fark 2 kata inmiş durumdadır. Salgın süresince durmaksızın fedakarca çalışan sağlık ordumuzu, bir yandan yapılan alımlarla güçlendiriyor diğer taraftan da mali ve sosyal hakları ile çalışma koşullarının iyileştirilmesi için gerekli olan her şeyi yapıyoruz. Bununla birlikte çalışma koşullarını ve ek ödemeleri başta olmak üzere mali haklarını iyileştirmek adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz."

Bakan Koca, sağlıkta fiziki şartlar ve insan kaynağı kadar kullandıkları ilaç, malzeme ve cihazların da önemine işaret ederek, "Dünya çapındaki regülasyonlara paralel görev icra eden Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuz (TİTCK), Uluslararası Uyum Konseyine (ICH) üye bir kuruluştur. Aynı zamanda Uluslararası İlaç Denetim Birliği (PIC/S) üyesi ülkelerin ilaç otoritesi ile iş birliği içinde çalışmakta ve alt komitelerinde kılavuzların hazırlanmasında görev yapmaktadır. 2020 yılında ülkemizde ruhsatlı, pazarda satışı bulunan ilaç tüketim miktarı 2,2 milyar kutu olarak gerçekleşmiştir." bilgisini paylaştı.

"Bin kişi başına günlük antibiyotik tüketimi 42 birimden 24 birime düştü"

Akılcı ilaç kullanımı konusunda son yıllarda çalımalar yürütüldüğünü hatırlatan Koca, "Akılcı ilaç kullanımı konusunda son yıllarda yürüttüğümüz etkili saha çalışmaları ile bin kişi başına düşen günlük antibiyotik tüketimi 42 birimden 24 birime düştü. 2019'da tüketilen her 100 kutu ilacın 88'i ülkemizde üretilmiştir. 2020 ve 2021 yıllarındaki duraklamanın salgın nedeniyle farklı olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Katma değeri daha yüksek ürünleri yerel üreterek değer bazında daha yüksek rakamlara ulaşmak zorundayız." değerlendirmesinde bulundu.

Koca, hayata geçirilen İlaç Takip Sistemi'nin dünyaya örnek, önemli dijital projelerden olduğunun altını çizerek, "Ülkemizde ilaçların tedarik sorununu önlemek için etkin şekilde kullanılan bu proje, ilaç politikalarına yön veren önemli bir araçtır. Aynı şekilde tıbbi cihaz ve sarfları da Ürün Takip Sistemi üzerinden yönetiyoruz. 2020 yılında tıbbi cihaz ithalatımız yaklaşık 2,5 milyar dolardır, ihracatımız ise 1,2 milyar doların üzerine çıkmıştır. İthalatın ihracatı karşılama oranı son 5 yılda yüzde 30'dan fazla artış göstermiş ve 2020 itibarıyla yüzde 50'ye ulaşmıştır." şeklinde konuştu.

"İlk kez bir aşının tüm süreçleri gerçekleştirildi"

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının (TÜSEB) salgın yönetiminde de önemli görevler üstlendiğine dikkati çeken Koca, şöyle devam etti:

"TÜSEB, Türkiye çapında Kovid-19 tanı laboratuvarlarını kurmuş ve ülkemizin test kapasitesini önemli derecede artırmıştır. Çıktığı açık çağrı ile aşı geliştirme projelerini desteklemiştir. Bunların arasında ülkemizin ilk yerli Kovid-19 aşısı olan TURKOVAC da yer almaktadır. Böylelikle Türkiye'de AR-GE aşamasından ürüne kadar ilk kez bir aşının tüm süreçleri gerçekleştirilmiştir. Yine bir start-up şirketi tarafından geliştirilen solunum cihazı üretimi ve ticarileşmesi TÜSEB'in desteği sayesinde gerçekleşmiştir. Yerli solunum cihazı, 80 ülkeye ihraç edilmesinin yanı sıra birçok ülkeye yardım amaçlı olarak da gönderilmiştir. Halen aşı, ilaç, tanı kiti, tıbbi cihaz ve biyomalzeme, klinik araştırmalar, SMA başta olmak üzere çeşitli alanlarda toplam 110 AR-GE projesi desteklenmektedir."

Bakan Koca, Türkiye'nin ilk ulusal biyobankasının TÜSEB Aziz Sancar Araştırma Merkezi bünyesinde kurulduğunun altını çizdi.

Sağlık Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatının yanı sıra, bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2020 yılı kesin hesabı ve 2022 yılı bütçesi hakkında bilgi veren Koca, şunları kaydetti:

"2020 yılı kesin hesabı, Sağlık Bakanlığı 65 milyar 196 milyon lira, Türkiye Hudut Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 331 milyon lira, Türkiye İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumu 166 milyon lira, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı ise 99 milyon lira olarak gerçekleşmiştir. Bakanlığımız 2020 yılı kesin hesabı, personel giderleri 33 milyar 430 milyon lira, mal ve hizmet alım giderleri 20 milyar 13 milyon lira, cari transferler 502 milyon lira, yatırım harcamaları ise 11 milyar 250 milyon liradır."

Bakan Koca, Sayıştay Başkanlığınca gerçekleştirilen denetimler sonucunda tespit edilen bulgular dikkate alınarak hatalı ve eksik olduğu belirtilen uygulamaları düzeltmek için gerekli işlemleri yapmaya devam ettiklerini belirtti. Koca, şöyle konuştu:

"2022'nin Merkezi Yönetim Bütçesinden, Bakanlığımız için 116 milyar 37 milyon lira, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğüne 191 milyon lira, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna 237 milyon lira, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığına ise 218 milyon lira bütçe planlanmıştır.

2022 yılı bütçesi içerisinde programlar itibarıyla bağımlılıkla mücadeleye yüzde 1,5, koruyucu sağlık hizmetlerine yüzde 33,4, tedavi edici sağlık hizmetlerine yüzde 64,2, yönetim destek programına yüzde 0,6, program dışı giderlere yüzde 0,3 oranında pay verilmiştir."

Bakan Koca, 2022'de bir önceki yıla kıyasla personel giderlerinin yüzde 31, mal ve hizmet alım giderlerinin yüzde 77, cari transferlerin yüzde 52, yatırım harcamalarının yüzde 57 olmak üzere Sağlık Bakanlığı bütçesinin toplam yüzde 49,5 oranında artırıldığını bildirdi.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Tüm gelişmelerden haberdar olmak için Turkinfo Hollanda Haber'i:

Adreslerinden takip edin!