"Türkiye adeta harikalar dünyası"
Belarus'un Ankara Büyükelçisi Savinykh: "Türkiye, aslında tek bir medeniyetten de daha büyük" "Profesyonel hayatımda bile bu ülkede çalışıyor olmak önceden çalıştığım diğer ülkelere göre kişisel anlamda beni daha da zenginleştirdi. Bu yüzden Türkiye'de görevlendirildiğim için çok mutluyum, bana dünyanın nasıl geliştiğini daha iyi anlama fırsatı veriyor" "Çeşitlilik çok etkileyici. Burada her şeyi bulabiliyorsunuz. Burada olmayan şeyleri saymak daha kısa sürer" "Kahveyi Türkler gibi ve hatta 'Turka' denilen cezvelerde pişiyoruz. Her ailede mutlaka bulunur. Bunun bir Türk geleneği olduğunu bile bilmiyorduk"
Savinykh, Ankara'da büyükelçi olarak geride bıraktığı 3 yılını, AA muhabirine değerlendirdi. Savinykh, Türkiye'de göreve başlamasının kendisi için yeni bir dünyanın kapılarının açılması anlamına geldiğini söyledi.
Her yıl Türkiye'nin turistik yerlerini ziyaret eden yaklaşık 200 bin Belarus vatandaşının sadece buradaki turistik hayata tanıklık ettiğini ancak ülkenin sanayi, bilim ve eğitim gibi alanlardaki potansiyelini çok iyi bilmediğini dile getiren Savinykh, Türkiye'yi "gelişen ve uluslararası alanda kendi yerini inşa eden bir ülke" olarak niteledi.
Türkiye'deki yoğun çalışma saatlerinin dışında, eşiyle birlikte en keyif aldıkları şeylerden birinin Türk arkadaşlarıyla bir araya gelmek olduğunu aktaran Savinykh , "Onlarla sohbet etmeye bayılıyorum. Bana yaşam tarzları, tarihleri, Türklerin uluslararası ilişkilere ve dünyada neler olduğuna bakış açıları gibi içeriden bir sürü ilginç bilgiler veriyorlar." diye konuştu.
Savinykh, eşinin uzun süredir Türkçe eğitimi aldığını, iş yoğunluğu nedeniyle kendisinin bu eğitimlere birkaç ay katılabildiğini anlatarak, yine de günlük hayatta insanlarla sorunsuz bir şekilde iletişim kurabildiğini vurguladı.
- "Türkiye'de çalışmak kişisel anlamda beni daha da zenginleştirdi"
Türkiye'den önce Hollanda ve İsviçre'deki diplomatik görevlerinden dolayı neredeyse tüm Avrupa'yı dolaşma fırsatı bulduğunu dile getiren Savinykh, Türkiye'ye ilişkin ise şunları söyledi:
"Türkiye, Batı Avrupa'nın dünyasından çok daha komplike ve çok boyutlu. 'Medeniyetler beşiği Türkiye' deniyor ya, buna kesinlikle katılıyorum çünkü bu topraklarda ne kadar çok tarihi birikimin olduğunu gösteriyor. Profesyonel hayatımda bile bu ülkede çalışıyor olmak, önceden çalıştığım diğer ülkelere göre kişisel anlamda beni daha da zenginleştirdi. Bu yüzden Türkiye'de görevlendirildiğim için çok mutluyum, bana dünyanın nasıl geliştiğini daha iyi anlama fırsatı veriyor. Ayrıca, şu da çok önemli, Türkiye'nin bölgesinde lider olduğunu da keşfettim. Türkiye muhtemelen bölgede bu kadar uzun devlet geleneğine sahip olan en önemli ülke."
-"Olmayan şeyleri saymak daha uzun sürer"
Türkiye'de iklim çeşitliliği nedeniyle birçok meyve ve sebze yetiştirilmesine yönelik memnuniyetini dile getiren Savinykh , en sevdiği meyvelerden olan çileğin ülkesine sadece birkaç hafta bulunabildiğini, Türkiye'de ise her mevsim lezzetli çilek bulabilmenin mümkün olduğunu ifade etti. Böğürtlen, kivi ve muz gibi birçok meyve çeşidini bir arada bulabilmesine şaşırdığını anlatan Savinykh, "Çeşitlilik çok etkileyici. Burada her şeyi bulabiliyorsunuz. Burada olmayan şeyleri saymak daha kısa sürer." dedi.
Büyükelçi Savinykh, şimdiye kadar İstanbul, Tekirdağ, Çorlu, Çanakkale, İzmir, Çeşme, Efes, Muğla, Bodrum, Antalya, Kemer, Alanya, Konya, Adana, Mersin, Gaziantep, Mardin, Amasra, Amasya, Trabzon, Samsun, Sinop, Kayseri, Erzurum, Nevşehir, Kapadokya ve Bursa'yı gezdiğini, Bursa'daki tarihi evler ile geleneksel kahvaltıyı, İzmir'in turistik Çeşme bölgesini ve Kapadokya'yı çok beğendiğini dile getirdi. Savinykh, bu sene de Fethiye'yi gezmek istediğini belirtti. Mardin'in birçok kültür ve dini inanışı bir arada barındıran yapısından çok etkinlendiğini söyleyen Savinykh, bunun Türkiye'nin hoşgörüsü ve bir arada yaşama kültürünü temsil ettiğini kaydetti.
Gittiği yerlerden bazı fotoğraflarını gösteren Savinykh, "Anı ve izlenim topluyorum. Fotoğraflar da bu izlenimlerin kilidi. Baktığınızda hissettiklerinizi, gördüğünüz o güzel yerleri, tanıştığınız insanları hatırlıyorsunuz. Bu çok önemli, edindiğimiz izlenimler, anılar hayatımızı zenginleştiren şeyler." dedi.
- "Türkiye adeta harikalar dünyası"
Türk mutfağının Osmanlı mutfağı geleneğinin yanı sıra her yörenin ayrı yemek kültürü olması nedeniyle çok geniş olduğunu ifade eden Savinykh, en çok tandır, hamsi, kalkan, lüfer, baklava, Akçaabat köfte, kuymak gibi yiyecekleri çok sevdiğini söyledi. Savinykh, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye, adeta harikalar dünyası. Buraya daha önce gelmediğim için bilgim yoktu ve geldikten sonra her şey ilk izlenimim oldu. Kaldığım 3 sene boyunca beni iyi anlamda şaşırtmaya devam etti, umarım burada bulunduğum sürece de öyle olur. Bir ülkeyi tanımanın ve hislerini anlamanın yolu bu. Ben de ülkenin gelişimi sürecinde zor zamanlar yaşadığınızı mükemmel şekilde anlıyorum. İlerleyebilmek için gerekli birçok önemli siyasi dönüşüm, çok zorlu bir dış ortam, Suriye'deki savaş, Irak'taki çatışmalar, bunlar tabii ki gelişimin önünde fazladan yük. Ama Türk iş adamlarının bununla nasıl mücadele ettiğine bakıyorum ve yüzde yüz eminim ki her şey çok pozitif bir sonuca ulaşacak. Dırdır etmiyorlar, problemleri çözmeye çalışıyorlar."
-"Türkiye ve Belarus kültürleri çok yakın"
Zihinsel olarak Türk ve Belarus halklarının birbirine çok benzediğini belirten Savinykh, iki ülkenin birçok ortak geleneği olduğundan bahsetti.
Hem Türklerin hem de Belarusluların açık havada mangal yapmaya bayıldıklarını söyleyen Savinykh, çayı da poşette değil demleme içtiklerini dile getirdi. Savinykh, Türkiye ve Belarus halklarının ortak noktalarını şöyle sıraladı:
"Kahveyi Türkler gibi ve hatta 'Turka' denilen cezvelerde pişiyoruz. Her ailede mutlaka bulunur. Bunun bir Türk geleneği olduğunu bile bilmiyorduk. Ya da mesela çocukken dışarı çıkmak için 'Ayda' derdik, yani 'Haydi'. Farklı söyleniyor ama ortak bir gelenek aslında. Ayrıca bir kız evlenirken ona 'çeyiz sandığı' hazırlanır, içine gerekli malzemeler konur. Hatta annemle babamın ismi de 'sandık' olan bir mobilyası da var, içine eşyalarını koyuyorlar. Kültürlerimiz çok yakın. Ayrıca eve girdiğimizde biz de ayakkabılarımızı çıkarırız."
Konya'daki sema törenlerini izlediğinde adeta büyülendiğini dile getiren Savinykh, kendisinde de Mevlana'nın kitap setinin olduğunu ve zaman zaman okuduğunu anlattı.
Nasreddin Hoca'nın fıkralarını da çocukken okuduğunu ve çok sevdiğini söyleyen Savinykh, "Şanslıyım çünkü bir diplomat olarak bir medeniyetten diğerine seyahat ediyorum ve derinine inecek kadar uzun süre kalıyorum. Bu yüzden her bir medeniyet başka bir keşif. Türkiye, aslında tek bir medeniyetten de daha büyük." diye konuştu.
Savinykh, konuşmasını "İlişkilerimizin gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum. Belarus küçük bir ülke, Türkiye ise büyük. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyareti sırasında, 'Farklı dinlerden insanlarla uzun yıllar boyunca barış içinde yaşamayı bilen dostlarımız olduğunu biliyorum.' demesi beni çok memnun etti. Çünkü biz 3 yüzü aşkın senedir Müslümanlarla Belarus'ta bir arada yaşıyoruz. Yaklaşık 3 yüz yaşında camileri var. Ve hiç uyuşmazlık veya sorun olmadı. İnsanlar barış içinde yaşıyor, çalışıyor ve yardımlaşıyor. Bu bizim için olağan bir durum." sözleriyle tamamladı.
FACEBOOK YORUMLAR