Otelcilerden günlük kiralamaya düzenleme çağrısı
TÜROB, günlük kayıt dışı olarak kiralanan yerlerin yasal statüye kavuşturulması için başlattığı çalışmaları hızlandırarak sürdürüyor Birliğin günlük kayıt dışı kiralamayla ilgili güncelenen raporundan: "Terör örgütleri ve kanun dışı kişilerin ağırlıklı olarak kullandığı bu tip yerler güvenlik için büyük riskler barındırıyor. Acil bir yasal düzenleme yapılmalı. Turizmde rakip ülkeler bu tip yerleri kayıt altına alıyor"
TÜROB'dan yapılan açıklamada, hem devletin hem de sektörün maddi ve manevi büyük zarar görmesine yol açan sorunun çözüme kavuşturulması yönünde kamu nezdinde girişimlerde bulunulduğunu belirtilerek, birliğin günlük kayıt dışı kiralamayla ilgili raporunu güncellediğinden bahsedildi.
Raporun Başbakan Binali Yıldırım'ın yanı sıra, İçişleri, Maliye ile Kültür ve Turizm Bakanlıklarına, İstanbul Valiliğine iletildiği aktarılan açıklamada, terör örgütleri ve kanun dışı kişilerin ağırlıklı olarak kullandığı bu tip yerlerin güvenlik için büyük riskler barındırdığı vurgulandı.
Turist sayısında önemli oranda düşüş yaşanan bugünlerde devletin maddi kayıplara uğradığı, sektörün de maddi kayıpların yanı sıra büyük bir haksız rekabet ile karşı karşıya kaldığına dikkat çekilen açıklamada, kalıcı bir önlem alınamadığına işaret edildi.
Açıklamada, bu tip yerlerde sağlık, hijyen, güvenlik, ekonomi ve benzeri açılardan yaşanacak olumsuzlukların önüne geçilemeyeceği kaydedilerek, şu ifadeler kullanıldı.
"Dünyada bu tür kullanımların yasaklanması değil, bu kiralamalara yeni yükümlülükler getirilmesi ve kayıt altına alınması söz konusu. Almanya, Fransa, İspanya, Hollanda, ABD gibi ülkelerde bu tip faaliyetler devlet otoritelerince özellikle kayıt içine alınarak kontrol altına alınıyor. Günlük/kısa süreli bu konaklama sağlama/kiralama faaliyetleri nedeniyle her yıl yüksek miktarda vergi kaybı ortaya çıkıyor. Vergisiz yüksek kazanç imkanı büyük bir rant ortamının oluşmasına sebebiyet veriyor. Bu denetim dışı faaliyetlerin ilan sayısı göz önünde bulundurulduğunda, konaklama sektörüne olumsuz etkilerinin anımsanamayacak derecede olduğu görülüyor."
- Çözüm önerisi
Açıklamada, söz konusu evlerin aslen imar planlarında konut bölgelerinde bulunduğu ve tapu kayıtlarında da "mesken" olarak gözüktüğü belirtilirken, sorunun çözümü için ise şu öneriler yer aldı:
"Bilindiği üzere otel yatırımcısı gerek inşaat, gerekse işletme aşamasında birçok ruhsat ve izin almak durumunda. Ancak ve ne yazık ki gelişen bu pazardan haksız ve eşit olmayan koşullar ile pay almak isteyenlerin sayısı da son yıllarda hızlı bir artış gösterdi. Özellikle turizm bölgelerinde iş yeri veya apartman dairesi olarak kiralanan-satın alınan gayrimenkuller, otel odası gibi pazarlanıyor. Bir mekanın konaklama için aynı kişiye 6 aya kadar tahsisi (ister 1 saat, ister 3 gün, ister 3 ay) kira değildir. Devamlılık arzeden bu faaliyet, ticari faaliyettir. Ticari kazancın tabii olduğu koşullar vergilendirilir.
Gerek haksız rekabet, gerek komşuluk hakları gerekse güvenlik açısından bugüne kadar yaşanan sayısız olayın önüne geçilebilmesi için acilen borçlar kanununda düzenlemeye gidilerek kira sürelerinin belirlenmesi, üç aydan kısa süreli kiralamaların ticari faaliyet sayılarak iş yeri açma ruhsatına tabi tutulması gerekiyor."
Açıklamada, bu tip evlerde çok sayıda acı olay yaşandığına da yer verildi.
FACEBOOK YORUMLAR