MHP TBMM Grup Toplantısı
Genel Başkan Bahçeli: (2) "(Alman komedyen Böhmermann'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakareti) Gülmek adına hiçbir insan aşağılanamaz, hiçbir millet terbiyesizce küçümsenemez. Alman komedyenin kendi kültür ve toplum dairesinde melun söz ve şiirinin bir karşılığı olabilir, hatta buna kahkaha atanlar da çıkabilir. Ne var ki Türk İslam ahlakında böylesi bir mizah anlayışına, böylesi bir soysuzluğa cevaz yoktur, hiç de olmayacaktır" "MHP onun bunun oyuncağı olmayacak, onun bunun eline düşüp de iflasını kimseler göremeyecektir. Manşetler ne derse desin, köşelerini paralel kurşunu gibi kim kullanırsa kullansın, biz bildiğimizi okuyacağız, inandığımızı yapacağız. Ne okyanus ötesi elemanları, ne çeteler, ne devlet içine yuvalanmış şebekeler, ne siyasi senaristler, ne de fırıldak gibi ortalıkta dönen ruhsuzlar, şehit yadigarı bu kutlu çatıyı uçuramayacaklardır. Allah'ın izni ve kelamıyla alayına yeteriz. Biz başarmaya karar verdik, biz iktidara gelmeye söz verdik, yolumuza kim çıkarsa ya aşar, ya yener, ya da ezip geçeriz" "(Avrupa Parlementosu'nun raporu) Teröristler evlatlarımıza kıyarken, büyükşehirlerimizde canlı bombalar patlarken, orantısız ilgisizliğin içine gömülenler bize ne anlatmaktadır"
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, geçtiğimiz hafta İstanbul'da yapılan 13. İslam Zirvesi'nin "Adalet ve Barış için Birlik ve Dayanışma" temasıyla düzenlenmesinin takdire şayan olduğunu belirtti.
Türkiye'nin kuruluşundan bu yana İslam İşbirliği Teşkilatı'nın en faal ülkelerinden biri olduğunu vurgulayan Bahçeli, bu teşkilata üye ülkelerin aralarındaki ticaret hacminin ise 1 trilyon dolara yaklaştığını ancak İslam aleminin dağınıklığı ve durgunluğunun herkesi endişeye sevk ettiğine dikkati çekti.
Devlet Bahçeli, 1.7 milyar Müslümanı temsil eden 56 ülkenin, bir istikrar adası, refah ve gelişmişlik timsali olduğunu hiç kimsenin iddia edemeyeceğini belirterek, "Farklı sebeplerden doğsa da Müslümanlar arasındaki ihtilaflar derindir. İslam ülkeleri arasındaki dayanışma yetersizdir. İslam toplumları silkinip ayağa kalkmakta zorluk çekmektedir. Cehalet devamlı körüklenmekte, ön yargılar güçlenmekte, hizip ve cepheleşmeler keskinleşmektedir." dedi.
İslamiyetin ruh köküne, anlam dünyasına, evrensel değer ve mesajlarına taban tabana zıt uygulama ve politikaların, Müslümanları ister istemez dara düşürdüğünü anlatan Bahçeli, "Eşitsizliklerle açılan uçurumlar, adaletsizliklerle kanayan yaralar, haksız ve hukuksuz yönetimlerle tırmanan çatışmalar İslam ülkelerini yakından tehdit etmektedir. İslam ülkeleri ne yazık ki etnik ve mezhep temelli terörün karanlık girdabındadır. Ölen Müslüman, öldüren gene Müslüman'dır. İslamın gerçek manasına yabancı, hakikat tebliğine kapalı ne kadar Batı beslemesi, emperyalizm bekçisi yönetim varsa, Müslümanların kanını emmekte, geleceğiyle oynamaktadır. İslam ülkeleri bir olmadıktan, birlikte hareket etmedikten sonra bundan sonraki akıbet yine felaket, yine göz gözü görmez kan tufanı olacaktır." diye konuştu.
- "Müslümanların çığlığını duymak lazım"
Devlet Bahçeli, İslamiyetle şereflenmiş hiçbir toplumun terörü bir vesile ve nedenle destekleyemeyeceğini, arkasında duramayacağını vurgulayan ve "Müslümanların çığlığını duymak lazımdır" diyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
"Müslümanların feryadını dindirmek boynumuzun borcudur. IŞİD'in, El Kaide'nin, Boko Haram'ın, Eş Şebab'ın ve benzeri diğer terör örgütlerinin hedefinde olan masum canları, mazlum milyonları kaderine terk etmek suça ortak olmaktır. İslam kılıfı altında terör estiren örgütlere yaşama alanı tanınmazsa, kutsallarımızı silah ve bombaya çeviren katillere en ufak itibar ve iktidar umudu verilmezse, yaşanan dramatik dönem bıçak gibi kesilecektir. Bu sorumluluk elbette tüm Müslümanların omuzlarındadır. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin teröre ve diğer suçlara karşı amasız fakatsız bir dayanışma içine girmesi kaçınılmazdır. Bu kapsamda, İstanbul odaklı İslam İşbirliği Teşkilatı Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezi'nin kurulma niyeti olumlu ve hayırlı neticeler verebilecektir. İslam ülkeleri arasında ağırlaşan sorunları çözecek kurum ve kuralların inşası gerekmektedir. Dileğimiz İslam ülkelerinin kaos kıskacından çıkarak kendilerine gelmesi, öz değerlerine dönmesi, derlenip toparlanarak sahip oldukları muazzam medeniyeti tekrar diriltmeleridir."
- "Avrupa Parlamentosu ikircikli ve tutarsızdır"
Devlet Bahçeli, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raporu'nun 14 Nisan 2016 Perşembe günü kabul edildiğini anımsatarak, raporda Türkiye'nin hiçbir hassasiyetinin gözetilmediği, hiçbir değerine saygı duyulmadığı ve dikkate almadığını kaydetti.
Bahçeli, şöyle devam etti:
"Doğal olarak ölü doğmuş, Türkiye tarafından isabetli şekilde yok sayılmış ve aynen iade edilmesi yönünde bir irade belirmiştir. Avrupa Parlamentosu, Türkiye'den PKK’ya orantılı güç kullanmasını yüzsüzce istemektedir. Avrupa zihniyeti orantılı olmaktan ne anlamaktadır? Teröristler evlatlarımıza kıyarken, büyükşehirlerimizde canlı bombalar patlarken orantısız ilgisizliğin içine gömülenler bize ne anlatmaktadır? PKK'yı Avrupa başkentlerinde konuk edip sırtını sıvazlayanlar bize insanlık mı öğretmektedir? Avrupa Parlamentosu ikircikli ve tutarsızdır. Türkiye'nin aleyhine bir karara imza atmıştır. Avrupa Parlamentosu, sözde Kürt sorununun barışçı çözüme kavuşturularak ihanet sürecinin yeniden başlatılmasını, Güneydoğu’da sokağa çıkma yasaklarına son verilmesini, Kıbrıs Rum kesimiyle birlikte sözde Ermeni soykırım iddialarının tanınmasını istemiştir."
"Avrupa Parlamentosu'nun başka bir derdi ve arzusu var mıdır?" diye soran Devlet Bahçeli, şunları söyledi:
"Şayet paşa gönülleri dilerse vatanımızı bırakalım, tarihi haklarımızdan hemen vazgeçelim. Yoksa istenen bu mudur? Avrupa Parlamentosu skandal raporunda, PKK terör örgütünün AB terör örgütleri listesinden çıkarılması talebi gündeme getirilmiştir. Söz konusu rapordaki bir diğer açmaz ise Türkiye'nin AB ile yürüttüğü müzakere sürecinin yavaşlatılması, askıya alınması, sağlanan fonların kesintiye uğraması çerçevesindeki tavsiyedir. AB, Türkiye’nin üyelik sürecinin mülteciler konusundan ayrı tutulacağını belirterek, verdiği sözlere bağlı kalmayacağını açıkça göstermiştir. Raporda geri kabul anlaşması kapsamında Türkiye'ye sunulacak vize muafiyeti hakkının da Haziran'a yetişmeyeceği anlaşılmaktadır."
Hollandalı bir raportörün oturduğu yerden 78 milyona aklınca ayar vermeye, hizaya getirmeye kalkıştığını belirten Bahçeli, konuşmasında, "Bu yanlarına bırakılacak mıdır? AKP hükümeti, AB dayatmalarına, hakaretlerine, küçümsemelerine bilmediğimiz hangi sınıra kadar tahammül ve sabır gösterecektir. Katılım süreci derken tekrar müzakere süreci tanımlamasına dönülmesi AB'nin sinsi niyetini, aklının köşesindeki hedefi göstermektedir." ifadelerine yer verdi.
- "Hakaretin özgürlüğü olamaz"
Avrupa'nın olumsuz tutumuna karşı Türkiye'nin susup kaderine razı olmasının beklenemeyeceğini ifade eden MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları söyledi:
"Bir Alman komedyanın Türkiye Cumhuriyeti'ne, Türklüğe ve Cumhurbaşkanı'na aşağılık şekilde saldırması, ahlaksız ifadelerle şaklabanlığa yeltenmesi dünün ihmal ve düşüncesizliklerinin eseridir. Özgürlüğü iki yanı keskin silah gibi kullanan çevre ve kimseler için duracak sınır yoktur. Nasıl olsa özgürlük her kilidi açacaktır. Tıpkı vahşilerin özgür oldukları için birbirlerini yemeleri gibi, özgürlüğü istismar edip işine geldiği şekliyle yorumlayanlar hiçbir kural ve insafı takmamaktadır. Hakaretin özgürlüğü olamaz. İhanetin özgürlüğü olamaz. Düşmanlığın da özgürlüğü olamaz. Mizah bir zeka, kabiliyet ve bellek ürünüdür. Fakat gülmek adına hiçbir insan aşağılanamaz, hiçbir millet terbiyesizce küçümsenemez.
Alman komedyanın kendi kültür ve toplum dairesinde melun söz ve şiirinin bir karşılığı olabilir. Hatta buna kahkaha atanlar da çıkabilir. Ne var ki Türk-İslam ahlakında böyle bir mizah anlayışına, böylesi bir soysuzluğa cevaz yoktur, hiç de olmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi millidir, hakkın ve haklının yanındadır. Siyasi mücadele halinde olsak da hiçbir rakibimizin yabancılar tarafından küçük düşürülmesine ortak olmayız, buna seyirci kalmayız. Avrupalı değil, Türk’üz, Türk milletiyiz. Geleceğimiz birilerinin iddia ettiği gibi, Trans-Atlantik değerlere değil, Türk kültür ve geleneklerine bağlıdır."
- "Yolumuza kim çıkarsa ya aşar, ya yener, ya da ezip geçeriz"
Milliyetçi Hareket Partisi’nin kalbinin milletiyle beraber attığını, MHP'nin Türklüğün muhafızı, Türkiye sevdalısı olduğunu kaydeden Bahçeli, "Bizde siyasi pazarlık yoktur. Saklayacak bir ilişkimiz, boynumuzu bükecek bir yanlışımız çok şükür hiç olmamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi onun bunun oyuncağı olmayacak, onun bunun eline düşüp de iflasını kimseler göremeyecektir. Manşetler ne derse desin, köşelerini paralel kurşunu gibi kim kullanırsa kullansın, biz bildiğimizi okuyacağız, inandığımızı yapacağız. Ne okyanus ötesi elemanları, ne çeteler, ne devlet içine yuvalanmış şebekeler, ne siyasi senaristler, ne de fırıldak gibi ortalıkta dönen ruhsuzlar, şehit yadigarı bu kutlu çatıyı uçuramayacaklardır. Allah’ın izni ve kelamıyla alayına yeteriz. Biz başarmaya karar verdik, biz iktidara gelmeye söz verdik, yolumuza kim çıkarsa ya aşar, ya yener, ya da ezip geçeriz." değerlendirmesinde bulundu.
(Bitti)
FACEBOOK YORUMLAR