Kültür ve Turizm Bakanı Avcı:
"Türkiye, daha önce kendi aralarında paylaştıkları, 'Hava alanı sende kalsın, öteki bende kalsın' diye kendi aralarında yaptıkları düzenlemelere 'Tamam' diyen bir ülke olmaktan çıkıyor. Son zamanlarda toplum olarak gelen özgüvenle fazla konuşmaya da başladık. Dolayısıyla Türkiye ile uğraşmaları için pek çok neden var" "Biz kendi meselelerimizi, kendi aramızda konuşuruz ama İsveç'teki bilmem ne gazetesiyle Kandil ve Pensilvanya ile Almanya'ya ne oluyor? Sizi birleştiren ne? Nedir sizin Türkiye ile alıp veremediğiniz? Bu kadar insan Türkiye'deki 18 maddelik anayasa değişikliğine 'Evet' mi, 'Hayır' mı diyecek diye hepsi ayağa kalkmış"
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, "Türkiye, daha önce kendi aralarında paylaştıkları, 'Hava alanı sende kalsın, öteki bende kalsın' diye kendi aralarında yaptıkları düzenlemelere 'Tamam' diyen bir ülke olmaktan çıkıyor. Son zamanlarda toplum olarak gelen özgüvenle fazla konuşmaya da başladık. Dolayısıyla Türkiye ile uğraşmaları için pek çok neden var." dedi.
Bir otelde Odunpazarı ilçesindeki muhtarlarla buluşan Avcı, yabancı bir televizyon kanalında bir belgesel yapıldığını, bazı Türk televizyonlarının da bunu yayınladığını söyledi.
Belgeselin Hollanda'daki bir hava alanının İstanbul'da 3. hava limanı yapıldığında ne duruma düşeceğiyle ilgili olduğunu anlatan Avcı, "Hollanda'da transit yolcular için çok kullanışlı olan bu hava alanı, bu transit geçişlerden çok ciddi gelir temin ediyor. Belgeseli hazırlayanlar hava limanı yetkilileriyle, tur operatörleriyle konuşuyor. Onlar da 'Eğer İstanbul'da 3. hava limanı faaliyete geçerse burası çok ciddi kayba uğrayacak' diyor. Çünkü İstanbul, Hollanda'daki o hava limanına göre, çok merkezi bir konumda." diye konuştu.
Avcı, birilerinin Türkiye ile hesabı olduğu için sürekli uğraştığını belirterek, şöyle devam etti:
"Peki hesap ne? Bir hava alanı meselesi gibi Türkiye, orta boy, 'Gel' deyince gelen, 'Git' deyince giden, sıradan bir ülke olmaktan çıkıyor. Bu çok kanıtlanabilir bir şey değil ama bir söylem olarak hep söylenir dururdu; 'Türkiye ne olacak ne ölecek, oldurmayacaksın, öldürmeyeceksin'. Orta boy, idare edilebilir, yönetilebilir bir ülke statüsünde olacak. Gerçekten uzun yıllar öyle olmuştur. Türkiye'nin coğrafyasına, coğrafi büyüklüğüne bakınca, bu coğrafya bu durumda olamaz. Ya bu coğrafyayı bölecek, küçültecek veya hakkını vereceksiniz. Türkiye bu coğrafya, bu nüfus ile bu durumda kalamaz. Kalması için çok kötü yönetiliyor, çok kötü oyuna getirilmiş olması lazım. İlişki derinliği, ilişkilerimizin yoğunluğu bakımından da Türkiye'nin yeri bu yer değil."
- "Türkiye'ye pek çok tuzaklar kuruldu"
Türkiye'nin bir üst klasmana geçmek zorunda olduğuna dikkati çeken Avcı, "Türkiye geçmişte bütçesinin en büyüğünü savunma giderlerine harcardı. Bütçenin en büyük kısmını savunmaya ayırıyoruz, o parayı da mühimmat ve silah alımında kullanıyoruz. Son 14 yıldır ise Türkiye, bütçesinden en büyük payı Milli Eğitime, gençlerin ve çocukların daha iyi yetişmesine ayırıyor." ifadelerini kullandı.
Avcı, Fatih Projesi'nin ortaokul ve lise seviyesinde eğitim desteği veren portallar arasında en büyüğü olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bunu yapan bir Türkiye birilerine ters geliyor. Türkiye daha önce kendi aralarında paylaştıkları, 'Hava alanı sende kalsın, öteki bende kalsın' diye kendi aralarında yaptıkları düzenlemelere 'Tamam' diyen bir ülke olmaktan çıkıyor. Son zamanlarda toplum olarak gelen özgüvenle fazla konuşmaya da başladık. Dolayısıyla Türkiye ile uğraşmaları için pek çok neden var. Şimdi bunu fırsat biliyorlar. Daha önce muhtelif yöntemlerle de bunu denediler. Açıktan ya da gizliden, açık toplantılarda, kapalı kapılar arkalarında Türkiye'ye pek çok tuzaklar kuruldu. Türkiye, Allah'ın da izniyle bunları birer birer geçti. Bütün projeler bitti, oradan buradan dolandılar ve netice alamayınca en son 15 Temmuz felaketiyle son şanslarını denediler. Gereken cevabı milletçe vereceğimize inanıyorum."
Ülke olarak bir saldırıyla karşı karşıya kalındığını aktaran Avcı, "Değişik yöntemlerle denediler, sökmedi. Şimdi bunun üzerinden tekrar bir girişimde bulunuyorlar. Buna fırsat vermememiz gerekir. Biz kendi meselelerimizi, kendi aramızda konuşuruz ama İsveç'teki bilmem ne gazetesiyle Kandil ve Pensilvanya ile Almanya'ya ne oluyor? Sizi birleştiren ne? Nedir sizin Türkiye ile alıp veremediğiniz? Bu kadar insan Türkiye'deki 18 maddelik anayasa değişikliğine 'Evet' mi, 'Hayır' mı diyecek diye hepsi ayağa kalkmış." değerlendirmesinde bulundu.
FACEBOOK YORUMLAR