Hollanda'da Aşırı Sağın adı Özgürlük, Demokrasi ve Yaşanabilir – ANALIZ haber

Sadece Hollanda’ya özgü bir gelişme değil, bir aşırı sağ hastalığı ve bizim terörist sizin terörist eğilimi giderek tüm Avrupa’nın ortak hastalığı olmaya başladı.



Hollanda'da Aşırı Sağın adı Özgürlük, Demokrasi ve Yaşana bilirlik oldu. Son 10 yıl içinde Hollanda ikisi ulusal, diğeri yerel olmak üç aşırı sağ parti kazandı ve bu partilerden ikisi Hollanda meclisinde ve en tanınanı Geert Wilders liderliğindeki İslam ve göçmen karşıtı PVV (Özgürlük Partisi) partisi.  Ülkenin en büyük ikinci partisi konumunda ve Hollanda meclisinde 20 sandalye ile temsil ediliyor.  İsmi Özgürlük..

İkinci ulusal parti ise Thierry Baudet'in liderliğini yaptığı 'Forum voor Democratie/Demokrasi Forumu)' partisi. Bu partide mecliste 2vmilletvekili ile temsil ediliyor ve ciddi bir destekleyen kitle var. ırkçı ve cinsiyetçi söylemleriyle gündemde olan yeni bir aşırı sağ oluşum, birincisi gibi göçmen ve İslam karşıtı.  İsmi Demokrasi Forumu.

Sonuncusu ise biraz daha sinsi ve yerel olanı.  İsminde Leefbaar (Yaşanabilir) kelimesi yer alır ve ismine o şehrin ismi eklenir. Rotterdam'da sandıktan en büyük parti olarak çıkan, İslam karşıtı PVV'nin (Özgürlük Partisi) ile aynı çizgideki Leefbaar Rotterdam (Yaşanabilir Rotterdam) partisi bunun en tanınanı.  Rotterdam Belediyesi yönetiminde bulunan aşırı sağcı Leefbaar (Yaşanabilir) Rotterdam Partisi İslam ve göçmen karşıtlığı ile bilinmekte ve şehir yönetiminde 3 dönemdir söz hakkına sahipler.  Bu isim altında diğer şehirde de benzeri akımlar görülmekte. 

Her 3 partinin de ortak yanı, İslam ve göçmen karşıtı olmaları, anlaşamadıkları konu yada birbirlerinden ayrıldıkları nokta ise, her birinin diğerinden daha demokrat ve özgürlükçü olduğunu iddia ediyor olması. 

Hollanda'yı karanlık günler bekliyor

Bunlar rengi belli olan ve popülizm ile geçinen partiler ancak arkalarında ciddi bir kitle var.  Liberal Parti VVD olsun, ana muhalefet İşçi Partisi PvdA olsun, aşırı sağ popülizmine kendilerini kaptırdılar ve söylemleri aşırı sağı aratmayacak boyutlara ulaştı. 



Bir dönem Faslı düşmanlığı ayyuka ulaşmış ve 6 binden fazla suç duyurusu yapılmış olmasına rağmen, hiçbir yaptırıcı ceza almayan aşırı sağ lider, son iki yıldır da ülkede Türk ve Türkiye düşmanlığı yaparak pozisyonunu güçlendirme çabasında. Buna son olarak Başbakan Rutte liderliğindeki VVD partisi ve İşçi partisi de katılarak, 400 yıllık tarihi ilişkiye gölge düşürmüşlerdi. 



Bu söylemler ve uygulamalar ulusal bazda göçmenlerin DENK partisini oluştururken, yerel bazda da NİDA ve benzeri partilerin oluşmasına neden oldu.  Siyaset bu denli koptu ve ayrıldı. 



Bundan sonrasında ne olacak, aşırı sağ ve popülizm devem ettikçe, ülkenin köklü partileri, bundan uzaklaşıp halkın tamamını kucaklamadıkça, kutuplaşmalar giderek büyüyecek ve artacak. 

Hollanda 'Medeniyetin, ifade özgürlüğünün, demokrasinin beşiği' olma özelliğini çok arar olacak.



Hollanda’da Özel İstihdam Büroları uitzendbureau ayrımcılık yapıyor

Hollanda'da Göçmenler Ayrımcılığa Maruz Kalıyor, Hollanda'da iş bulmaya yardımcı olan özel istihdam bürolarının aralarında Türkler, Faslılar ve Surinamlıların da bulunduğu batılı olmayan diye tanımlanan göçmenlere ayrımcılık yaptığı bildirildi.

“Hollanda polisi ayrımcılık Yapıyor“

Uluslararası Af Örgütü tarafından hazırlanan raporda, Hollanda polisinin ayrımcılık yaptığı belirtildi. Yabancıların polis kontrollerinde Hollandalılara göre daha sık durduruldukları ifade edilerek, bunun insan haklarına aykırı olduğuna vurgu yapıldı. 

Bir şekilde göçmeler yine bir başka göçmen işverenin yanında iş ve staj imkanı bulabilir ama polis ve siyaset konusu ne olacak.  Göçmen siyasi akımın ardından, göçmen polis teşkilatı mı gelecek, yok daha neler !!!!

©MD

Turkinfo ve ©MD kaynaklı haberin yazılı izin alınmadan yayınlanması, kullanılması YASAKTIR