Hollanda, Yüzer Mega Ada konsepti üzerinde çalışıyor

Hollanda Denizcilik Araştırma Enstitüsü (MARIN) “yüzer mega - ada” olarak geliştirilebilecek bir konseptin testini gerçekleştirdi. Bu konseptte, yüzer üçgen levhaların esnek bağlantılarla birbirine eklenmesiyle uzunluğu 5 kilometre, büyüklüğü 3 kilometrekare olan deniz tabanına demirlenebilir yada kıyıya bağlanabilir özellikte yüzer bir 'ada' elde ediliyor.

Test Salı günü, potansiyel yatırımcıların huzurunda, rüzgarın ve dalgaların simüle edilebildiği bir su tankında gerçekleştirildi. Modelin kabaca altı ile sekiz metre uzunluğunda olduğu, ahşap ve strafor levhalardan meydana geldiği bildirildi.

Alınan duyumlara göre potansiyel müşteriler Amsterdam’a yakın konumda bulunan Haarlemmermeer ve Lelystad Havalimanları yetkilileriyle görüşmelere başladılar.

Proje birçok soruna çözüm getirebilir

Projenin yöneticisi ve konseptin tasarımcısı Olaf Waals yaptığı açıklamada ‘Denizlerin yükseldiği ve şehirlerin nüfusunun aşırı yoğunlaştığı zamanlar geldiğinde, hendekler açmak ve kumla dolgu yapmak sorunlarımızı çözmeyecek. Hollanda denizcilik geleneğine göre elimizdeki en etkili ve innovatif çözüm yüzer limanlar ve şehirler.’ şeklinde konuştu.

Waals’a göre yüzer mega - adalar sayesinde deniz üzerinde şunları yapabilecek: 

Sürdürülebilir temiz enerjinin (rüzgar, dalga, gelgit enerjisi ve yüzer güneş panelleri) üretilmesi ve depolanması,

Altyapının uygun olmadığı bölgelerde liman ve iskele uygulamaları,

Balık ve yosun yetiştirme ve gıda olarak işleme, 

Yaşam ve eğlence mekanı olarak kullanılabilecek yapılar meydana getirme

‘Space at Sea’ (Denizdeki Dünya) adı verilen proje Avrupa fonlarından 1 milyon 800 bin Euro yardım almaya hak kazandı.

Cevaplanması gereken sorular var

Waals, bugünün teknolojisinin projenin gerçekleşmesi için bazı noktalarda yetersiz kaldığını kabul etmekle birlikte önümüzdeki 20 yıl içerisinde bu problemlerin çözüleceğine inandığını vurguladı.

Waals araştırmacıların; şiddetli fırtına ve akıntılara dayanıklı yüzer mega - yapıları nasıl geliştirebilir, bu sistemler nasıl birbirine ve deniz tabanına bağlanabilir, bu yapılar ne kadar hareket edecek ve bu hareket yapı üzerindeki canlıları nasıl etkileyecek, trafiği ve ulaşımı nasıl organize edilmeli gibi sorunlara yanıt aranması gerektiğini belirtti.

Waals ayrıca, ‘Bu büyüklükte yüzer bir yaşam alanının, suyun çevresine ve altına etkileri neler olacak? Böyle bir sistemi; temiz su, enerji, hammadde ve atık yönetimi açısından nasıl sürdürülebilir kılabiliriz?’ sorularınında düşünülmesini söyledi.

DENİZ HABER AJANSI