Hollanda bir kesim insanın değil, hepimizin
Denk Partisi lideri Kuzu: "Denk Partisi, Hollanda’da sesi duyulmayan insanların sesini duyurmak için kuruldu" "Bize radikal, İslamcı, terörist damgası vurulmaya çalıştılar ama başaramadılar" "Özgürlük Partisi (PVV) lideri Wilders, söyledikleriyle Hitler olmaya doğru gidiyor" "Biz inandığımız zaman bu ülkede bazı şeyleri değiştirebiliriz" "Tarih yazmaya başladık, seçimlerden sonra da yazmaya devam edeceğiz"
Hollanda'da Denk Partisi lideri ve Türk asıllı milletvekili Tunahan Kuzu, ülkede son yıllarda siyasi partilerin kendi değerlerini bir yana bırakıp İslam'ı kötülemeye başladığını ve aşırı sağa kaydıklarını belirterek, "Denk Partisi, Hollanda'da sesi duyulmayan insanların sesini duyurmak için kuruldu." dedi.
Kuzu, Hollanda'da siyaset ve Denk Partisinin kurulması ile ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Rotterdam kentinde 4 yıl boyunca belediye meclis üyeliği yaptıktan sonra 2012'deki seçimde İşçi Partisinden (PVDA) milletvekili seçilen Kuzu, "İki yıl vekillikten sonra Selçuk Öztürk ile PVDA partisinden ayrılmak zorunda kaldık ve Denk Partisini kurduk." şeklinde konuştu.
PVDA'dan ayrılmasının iki sebebi olduğunu söyleyen Kuzu, "Birinci sebep, Başbakan Yardımcısı ve şu anda PVDA lideri olan Lodewijk Asscher’in Motivaction kurumuna yaptırdığı araştırma sonucunda Türklerin yüzde 87’sinin DEAŞ sempatizanı olduğu lekesini sürmeye çalışmasıydı. İkinci sebep ise Asscher'in iki profesöre görev vererek başlattığı 'Türk İslami Kurumlar entegrasyona katkı sağlıyorlar mı' araştırmasından istediği sonuçlar çıkmayınca beş sene boyunca bu kurumları gözetim altına alacağını söylemesiydi." ifadesini kullandı.
Yapılanlar hukuk dışı olduğu için tepkilerini gösterdiklerini dile getiren Kuzu, "PVDA, 'Yaptığımız eleştirileri geri çekiyor ve parti çizgisinin arkasında duruyoruz' içerikli deklarasyon hazırlayıp üç gün içerisinde imzalamamızı istedi. Biz de buna karşı çıkarak partiden ayrılmak zorunda kaldık." dedi.
Partiden ayrıldıktan sonra algı operasyonu yapıldığını savunan Kuzu, “Bize radikal, İslamcı, terörist damgası vurulmaya çalıştılar ama başaramadılar. İstedikleri kadar bizi lekelemeye çalışsınlar bizim niyetimiz belli, biz bu ülkeye katkı sağlamak için çalışıyoruz. Ayrıldığımız pişman değiliz. Aksine siyasi kariyerimde başıma gelen en güzel olay, PVDA'dan yaşadığım ayrılık oldu çünkü neticesinde DENK Partisi kuruldu." diye konuştu.
- “Hollanda bir kesim insanın değil, hepimizin”
Bu harekete iki kişi ile başladıklarını hatırlatan Kuzu, "Biz inandığımız zaman, istersek bu ülkede bazı şeyleri değiştirebiliriz. Denk Partisi olarak azim ve gayret ile nerede durduğumuzu belirterek bazı şeyleri yapabildiğimizi gösterdik." diye konuştu.
Hedeflerinin 5 milletvekili olduğunu söyleyen Kuzu, en önemli toplumsal sorumluluğun siyaset olduğunu söyledi. Ayrımcılığa ve ırkçılığa karşı son 2 yıldır farklı topluluklardan azınlıkları bir araya getirdiklerini, bunlar arasında Hollandalıların da bulunduğu belirten Kuzu, yeni bir siyasi oluşumla ülkede yeni bir rüzgar esmesini sağladıklarını kaydederek "Tarih yazmaya başladık, seçimlerden sonra da yazmaya devam edeceğiz. Vatandaşımız duyarlı olursa büyük harflerle, duyarsız olursa küçük harflerle tarihe geçeriz." dedi.
Son 15 yıldır yabancıları ve Müslümanları ötekileştirmenin, son 2 yılda da özellikle Türk toplumu üzerinden siyaset yapmanın Hollanda’da adeta normal bir hale geldiğini söyleyen Kuzu, şöyle konuştu:
"Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, böyle devam ederse söyledikleriyle Hitler olmaya doğru gidiyor. Hitler, 1930’larda sinagogları kapatmaya, Tevrat’ı ve koşeri yasaklamaya çalıştı. Şu anda Wilders söylemleri ile camileri kapatmaya, Kur’an-ı Kerim’i ve helal kesimi yasaklamaya çalışıyor. Başbakan da 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Hollanda medyasında çıkan yalan haberleri protesto eden Türk asıllı bir gence “defol git diyebiliyor."
Şu anda Avrupa’daki bazı ülkelerde aynı durumun mevcut olduğunu ve bu ülkelerden de büyük ilgi gördüklerini belirten Kuzu, şunları kaydetti:
"ABD Başkanı Trump’ın Müslümanlara karşı çıkarmak istediği kanunların, Avrupa’daki ırkçı ve sağ popülist partilere moral verdiği gibi Denk Partisinin de seçimlerde göstereceği başarı, Avrupa’da yaşayan azınlıklar için moral olacaktır. Hollanda bir kesim insanın değil, hepimizin. Onun için Hollanda'daki vatandaşlarımıza nereden geldik nereye doğru gidiyoruz, 'DENK=DÜŞÜN' diyerek gerçekleri görmelerini ve sandığa gidip oylarını kullanmalarını bekliyoruz."
FACEBOOK YORUMLAR