Dünya döndükçe, Neşet Ertaş gönlümüzde yankılanmaya devam edecektir
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Neşet Ertaş geride öyle güçlü bir iz bırakmıştır ki şu yalan dünya döndükçe, sesi gönlümüzde yankılanmaya devam edecektir." dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Neşet Ertaş geride öyle güçlü bir iz bırakmıştır ki şu yalan dünya döndükçe, sesi gönlümüzde yankılanmaya devam edecektir." dedi.
Cumhurbaşkanlığı'nın himayelerinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesinin katkıları ile 3'üncü Neşet Ertaş'ı Anma ve Kültür Sanat Etkinliği Açılış Konseri, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlendi.
Konserden önce salondaki katılımcılara hitap eden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Zamanımızdan abdallar kervanına katılan son büyük yolcu, çağımızda ozanlık geleneğinin en güçlü temsilcisi" olarak nitelendirdiği Neşet Ertaş'ın vefatının üzerinden 7 yıl geçtiğini hatırlattı.
"Kültürümüzde ozanlık kutlu bir makamdır. Ozan söylemeye başladı mı sözü kesilmez, söyledikleri kulak ardı edilmez. Çünkü ozan gönlün dili, aklın sesidir." diyen Ersoy, sanatçı Ertaş'ın 2006'da TBMM tarafından Üstün Hizmet Ödülü aldığını, 2009'da da "Yaşayan İnsan Hazinesi Türkiye Ulusal Envanteri"ne girdiğini bildirdi.
Bakan Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bağlama çalma tekniği, türkü ve bozlak söyleme üslubu; tezlere, incelemelere konu olmuştur. Adına kitaplar yazılmış, sayısız ödüle layık görülmüştür. Onun bir sanatçı olarak ulaştığı makam hepimizce malumdur. Ancak tevazusu makamının da üstündeydi. Adı büyüdükçe insanına hep daha yakın, halkının önünde hep daha mahcup durdu. O, babası Muharrem Ertaş'ın yanında bağlama çalan çocuk olarak kalmayı başarabilmişti. Ondandır ki halkımız da Neşet Ertaş'ı ailesinin bir büyüğü olarak görecek kadar sevmiş, kabullenmiştir."
"Bozkırın sadece bir tane tezenesi vardır"
Ersoy, Ertaş'ın kendisine "Garip" mahlasını uygun gördüğünü ancak Türk milletinin onu her zaman "Bozkırın Tezenesi" olarak, saygı ve sevgiyle andığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Çok sade, bir o kadar da derin bir ifade gerçekten. İster binlerce yıllık kültürümüzde bozkırın yerine bakalım, ister Orta Anadolu insanımızın bozkırla iç içe geçmiş yaşamına, böylesi bir mahlası taşımanın ağırlığını görebiliyoruz. Herkes omuzlayamaz, içini dolduramazdı. Şüphesiz geçmişte olduğu gibi gelecekte de nice eşsiz mızrap yine tellerle buluşacaktır. Ama bozkırın sadece bir tane tezenesi vardır ve o Neşet Ertaş'tır."
Ertaş'ın 25 Eylül 2012'de ebedi aleme uğurlandığı ve hayattayken "Aşk biterse yorulur insan. Ben ne zaman ölürsem Neşet yoruldu desinler." sözünü anımsatan Ersoy, şunları kaydetti:
"Biz Neşet Ertaş'ı vasiyetine uygun analım. Onun gidişiyle belki bozkırlar mahzun, bozlaklar öksüz kalmıştır ama bu bir son değildir. Çünkü Neşet Ertaş, geride öyle güçlü bir iz bırakmıştır ki şu yalan dünya döndükçe, sesi gönlümüzde yankılanmaya devam edecektir. Ondan feyz alarak yetişecek yeni nesiller sesine ses katacak, onu yaşatmaya, mirasını tellerden dillere aktarmaya devam edecektir. Neşet Ertaş'ın mirası bu denli güçlü, bu denli canlıdır. Ben Neşet Ertaş'ı saygıyla, özlemle ve rahmetle anıyorum. Bıraktığı mirasa ve emanetlerine sahip çıkmak bizler için bir vefa borcudur."
"Bizim payımıza düşen onun örnek yaşamını anlatmaya çalışmaktır"
Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Erol Parlak da Neşet Ertaş'ın yaşadığını söylemiş, söylediğini yaşamış bir insan olduğunu vurgulayarak, ürettiği eserlerin, onun emsalsiz sanatının gönüllere düşen yansımaları olduğunu dile getirdi.
Ertaş'ın söyleyeceklerini en sade biçimde, açıkça, mertçe, kırmadan, ileri gitmeden söylediğine işaret eden Parlak, "Ertaş'ın hak katındaki yeri elbette bilinmez ancak o halk katında Anadolu insanının gönlüne ışık olmuş bir halk kahramanıdır." ifadesini kullandı.
Neşet Ertaş'ın "Halka hizmet hakka hizmettir" anlayışıyla ürettiği eserleriyle her kesimden insanın yüreğine dokunduğunu, iz bıraktığını aktaran Parlak, "Bu çağdaş dervişi anlamak için halkı bilmek, gönül gözüyle görebilmek gerekir." şeklinde konuştu.
Parlak, "Bizim payımıza düşen ise onun örnek yaşamını, gizem ve hikmet dolu derin ifadesini, dünya durdukça duracak ölümsüz eserlerini anlamaya, anlatmaya çalışmaktır." dedi.
Notlar
Konserin ardından 3'üncü Neşet Ertaş'ı Anma ve Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında ödül töreni düzenlendi.
Ödül Kurul Üyeleri arasında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Nadir Alpaslan, Erol Parlak, Okan Murat Öztürk ve Necmi Kıran da yer aldı.
Yaşam Boyu Meslek Onur Ödülü'ne Mehmet Erenler, Kültür Sanat Araştırmaları Ödülü'ne Prof. Sabri Yener, Yorumculuk Ödülü'ne Ümit Tokcan, Mahalli İcracı Ödülü'ne Metin Öge, Genç İcracı Ödülü'ne Erhan Uslu layık görüldü.
Ödül töreninin ardından Bedia Akartürk, Yavuz Bingöl, Mustafa Keser, Bektaş Dolu, Erol Parlak, Işın Karaca, Gülşen Kutlu, Muazzez Ersoy, Metin Öge ve Ustalar Topluluğunun sahne aldığı etkinlikte ünlü sanatçılar, Neşet Ertaş'ın, toplumun her kesiminin gönlünde taht kuran eserlerini seslendirdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise "Neredesin Sen" ve "Sen Benimsin Ben Seninim" isimli eserleri Erol Parlak ile birlikte seslendirdi.
Kalın, "Neredesin Sen" türküsünün ardından bir hatırlatmada bulunarak, şunları söyledi:
"İlk satırda geçen, 'Şu garip halimden bilen şiveli nazlım', 'işveli' değil, 'şiveli nazlım' annesinin şivesine atfen... Analar onun için ayrı bir özel bir yere sahipti. Dolayısıyla Muharrem ustayı, babasını anarken bu vesileyle bütün annelere de selam ve hürmetlerimizi buradan iletiriz."
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy tarafından ödüller sahiplerine takdim edildi.
Programa Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş katıldı.
FACEBOOK YORUMLAR