Cumhurbaşkanı Erdoğan canlı yayında
Erdoğan: (4) "Üzülerek, hiç istemezdim böyle bir şey olsun. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier iyi arkadaş olduğumuz halde bir açıklama yaptı. Beni hedef alan bir açıklama. Adımı zikrederek yaptı. Bu açıklamayı yapmasından dolayı, kendisine teessüf ediyorum. Keşke böyle bir açıklamayı yapmamış olsaydı. Eğer ben Almanya'daki faşizan baskıları söylüyorsam, bunu tanımı içinde söylüyorum. Nazi benzetmesini yaparak bunu yapıyorsam bunu tanımı içinde söylüyorum. Aynı şey Hollanda için de geçerli" "(Almanya gitme kararı) Şu anda gündemimde böyle bir şey yok. Bütün bu gündemlerin hepsini artık 16 Nisan belirleyecek. 16 Nisan'dan sonra çok sürprizlerle karşılaşabilirsiniz. Onlar da karşılaşabilir"
Erdoğan, CNN Türk ve Kanal D ortak yayınında gündeme dair soruları yanıtladı ve değerlendirmede bulundu.
İstanbul, Bursa, Konya, Ankara gibi büyükşehir belediyelerinin raylı sistemde bir devrim yaşadıklarını söyleyen Erdoğan, "Bunlar üretim değil mi, bunlar ürün değil mi, bunlar bu ülkenin alt yapı üst yapısına hizmet getirecek ve oradaki bütün o beklenen enerjiyi meydana getirecek olan atımlar değil mi? Bunu görmezsek yazık olur." dedi. Erdoğan, AK Parti iktidara gelmeden önce kişi başı milli gelirin 3 bin 600 dolar olduğunu, şu an ise 11 bin dolara yükseldiğinin de altını çizdi.
Erdoğan, "Koalisyonların ve diğer şeylerin hışmına uğramasaydık, bu rakam şimdi 22 bin dolar olacaktı ama koalisyonlar tüm enerjimizin bizim söktü aldı." dedi.
"Bu yeni modele geçilirse mesela bir 10 yıllık projeksiyon yaptığınızda Türkiye'nin milli gelirini nerede görüyorsunuz, şu anda ilk 20 ekonomi arasında bulunuyoruz daha yukarı çıkabileceğini, belli bir sıralama ön görüyor musunuz?" sorusuna Erdoğan, "Bizim ilk etabımız 2023 var. 2023'te bizim hedefimiz, nasip olursa kişi başına milli geliri asgari 22 bin dolara çıkarmaktır. Daha önce çizdiğimiz 25 bin dolardı, şimdi 22 bin doları bu kıyasla beraber getiriyoruz. Aynı zamanda gayri safi milli hasılayı da 2 trilyon dolara çıkarmak hedefimiz var. Bu hedefe inşallah kilitleniyoruz. Sistem bize bunun da önünü açmış olacak." cevabını verdi.
AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn'ın açıklaması anımsatılarak, "Avrupa Birliği'ne Türkiye sırtını dönmüş gibi sonuca vardı, böyle bir açıklama yaptı. Avrupa'nın bazı ülkelerinde neden böyle bir algı var? Bir 'tek adam' eleştirisi getirdiler, gücün belli bir merkezde toplanmasının demokrasiye aykırı bir durum gibi takdim ettiler böyle eleştiriler geldi. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki soruya ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa Birliği'nin şu andaki komiserleri, şusu, busu vesairesi, kimsenin bu konuda Türk halkının demokratik yetkilerini belirleme hakkı yoktur. Bu millet kendi demokratik hakkını, kendi güçlü zihni yapısıyla belirleyecektir." karşılığını verdi.
- "Bizi 1963'ten bu yana oyalayan bir yapı var"
Türkiye'nin şu anda Avrupa Birliği'nde müzakere masasında olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bizi 1963'ten bu yana oyalayan bir yapı var, bu yapı oyalamaya hala devam ediyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Son zamanlarda Avrupa Birliği müktesebatında olan bütün haklar, özgürlükler, seçme-seçilme noktasındaki haklar, demokratik hakların kullanılması, bütün bunlara karşı, düşünün Türkiye'nin bakanlarına kendi ülkesine uçuş yasağı koyan ülkelerin ki Hahn o ülkenin bir vatandaşıdır, böyle bir şey konuşmaya hakkı yoktur. Türkiye Cumhuriyetinin cumhurbaşkanına 'diktatör' diyecek kadar düşünce, inanç bu tür özgürlüklerden yoksun olanların bu tür şeyleri söyleme hakları hiç yoktur. Daha da ileri gidiyorum, gerek Almanya gerek şu anda Hollanda aynı şekilde İsviçre, Danimarka, bakın neler söylüyorlar 'seçimi atlatalım, ondan sonra gelin.' Böyle bir saçmalık olur mu? Ne demek seçimi atlatın, öyle gelin. Sizin seçim öncesi gidip İngiltere'de seçim kampanyası yapabiliyorsunuz."
Erdoğan, eski İsveç Başbakanı ve Avrupa Dış İlişkiler Konseyi üyesi Carl Bildt'e twitter hesabından yaptığı açıklama için ise teşekkür etti.
"Avrupa Birliği müktesebatını yok saydılar ve değerlerini çiğnediler, bunu söyleyince de rahatsız oluyorlar." ifadesini kullanan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Üzülerek, hiç istemezdim böyle bir şey olsun. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier iyi arkadaş olduğumuz halde bir açıklama yaptı. Beni hedef alan bir açıklama. Adımı zikrederek yaptı. Bu açıklamayı yapmasından dolayı, kendisine teessüf ediyorum. Keşke böyle bir açıklamayı yapmamış olsaydı. Eğer ben Almanya'daki faşizan baskıları söylüyorsam, bunu tanımı içinde söylüyorum. Nazi benzetmesini yaparak bunu yapıyorsam bunu tanımı içinde söylüyorum. Aynı şey Hollanda içinde geçerli.
Hollanda'yı şansölye sahiplendi. Hani siz kadın haklarını savunuyordunuz, benim bayan bakanımı arabanın içerisine hapis edeceksin, kendi topraklarımıza, başkonsolosluğumuza sokmayacaksın, atlarınızı, itlerinizi, köpeklerinizi orada sosyal, demokratik, özgürlük haklarını kullanmak üzere bulunan Hollanda vatandaşı, benim Türk vatandaşlarımın, kardeşlerimin üzerine salacaksın. Benim Trabzonlu Hüseyinimi köpeklerinize ısırtacaksın ve 3 ay, doktorlar 'sen bu halde çalışamazsın' diyor. Nerede uluslararası hukuk? Nerede evrensel hukuk? Ondan sonra biz bu bir Nazizm, Faşizm deyince rahatsız oluyorsun. Tanımın içinde buraya otuyor yaptığınız. Bundan kimse rahatsız olmasın. Faşizm mi diyelim? Hangisini istiyor? Hangisini istiyorsa onu deriz."
"Almanya ziyaret edecek misiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, "Şu anda gündemimde böyle bir şey yok. Bütün bu gündemlerin hepsini artık 16 Nisan belirleyecek. 16 Nisan'dan sonra çok sürprizlerle karşılaşabilirsiniz. Onlar da karşılaşabilir." dedi.
- "Maalesef aynı samimiyeti biz onlardan görmedik"
Avrupa Birliği'ne üyelik sürecine ilişkin de açıklama yapan Erdoğan, "Ben bir hafta 10 gün içinde 15 ülkeyi dolaştım. Samimi, bütün gayretimi bunun için koydum ortaya ama maalesef aynı samimiyeti biz onlardan görmedik. O dönemde, o atağımızdan sonra 'bu bir sessiz devrim' dediler." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"O zaman biz liderler zirvesine katılıyorduk, düzenli olarak. Daha sonra kenara attılar. Sarkozy ve Merkel liderler arasına katılınca, biz o zaman üç dört ülkeydik, bizim liderler zirvesine katılmamızı kabullenmediler, biz artık uzaktan seyretmeye başladık. Şu anda hala 'kabul ettik, ediyoruz' gibi yarım yamalak veya yarım ağızla bu tür şeyleri yapıyorlar. Türkiye artık bunları kabullenecek bir ülke değil, olursa olur olmazsa olmaz. Şunu bir defa kabullenmemiz lazım, onların da kabullenmesi lazım, sorun bizden kaynaklanmıyor. Sorun tamamıyla Avrupa Birliği ülkelerinin bir kısmından kaynaklanıyor. Çünkü Avrupa Birliği ülkelerin içerisinde dürüst olanlarda var, samimi olanlarda var."
İngiltere'nin Avrupa Birliği'ne üyelik konusundaki duruşunu takdir ettiğini söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Baştan para konusunda da bir tavır koymuştu, şimdi çekildi. Biz ekonomik ilişkilerimizi devam ettirebiliriz ama bizim artık siyasi, idari noktadaki şeylerde şöyle bir gözden geçirmeye ihtiyacımız olabilir. Çünkü, kendi ülkesine, benim dışişleri bakanımı sokmayan bir anlayışı ve o AB'nin mensuplarının hiçbirinin kalkıp da benim dışişleri bakanım veya Türkiye ile ilgili herhangi bir mesajı yayınlamamasını biz kabullenemeyiz ki Başkan Donald Tusk, o da benim çok iyi dostum olmasına rağmen o bile baktım aleyhte açıklama yapıyor. Şimdi bunlar bu tür şeyi yaparsa, bizim bunlara karşı bir tavrımız olmayacak. Hele hele genişlemeden sorumlu zat, ismini bile vermeyeceğim artık, gidiyor, bizler için 'küstah' tabirini kullanıyor. Aynaya baksın yahu. Küstahlar kalkıp bize küstahlık taslayamaz ve bunu da söyleyemez ve bu kadar ileri gidenler bizden aynen karşılığını bulurlar. Bunu bilecekler. Türkiye ile böyle gayri ahlaki bir yarışa girilmez. Aynen cevabını alırlar. Bir taraftan müzakere masasında olacaksın, bir taraftan da bunu yapacaksın. Bir taraftan 3 milyon mülteciyi alacaksın ve bu 3 milyon mülteciyi sen burada ev sahipliği yapmak suretiyle bakacaksın, onlar da 'Aman ha, ne olur bize göndermeyin. Biz size önce bir 3 milyar avro gönderelim, arkasından bir ikinci 3 milyar avro daha göndeririz.' Zaten bana göndermiyorsun sen. Nereye gönderiyorsun? UNESCO üzerinden o mültecilere gönderiyorsun. Şu ana kadar ne gönderdiler? Son rakam bilemiyorum ama olsa olsa 750 milyon avro. BM Mülteciler Konseyinden gelen 550 milyon dolar. Bizim ise ödediğimiz rakam şu ana kadar STK'larımızla beraber 25 milyar dolar."
Erdoğan, "Çok büyük bir rakam. Hiçbir ülke yapmadı" şeklindeki ifade üzerine ise "Hayır, yapmadı. Türkiye yaptı ve ondan sonra gel ileri geri konuş." ifadesini kullandı.
(Sürecek)
FACEBOOK YORUMLAR