Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında
Erdoğan: (7). "(DAEŞ'le mücadele) Avrupa Birliği üyesi ülkeler, özellikle eğer yeterince bilgiyi Türkiye'ye aktarırlarsa Türkiye bunun gereğini her zaman yapar, şu ana kadar yaptığı gibi". "Terör olayı karşısında bütün ülkelerin takınacağı tavır çok çok farklı. Bize bazı şeyler bildirilmiş olsa, bu bizden Suriye'ye geçemez. Biz şu ana kadar 26 bin giriş yasağı koyduk, 2 bin 550 kişiyi deport ettik. Bu kadar hassasız bu işte ama size bilgi gelirse, o bilgi üzerine gidersiniz". "Türkiye'de bazı çevreler, İslami hassasiyeti olan çevreler de dahil bakıyorum hala IŞİD'i kullanıyorlar, yanlış. DAEŞ olarak buna yaklaşırsak, bunu bir örgüt olarak telakki etmiş oluruz ve İslam'ı bunun içine hiç sokmamış oluruz. Buna böyle yaklaşmamız lazım. Sayın Obama da bunu yakalamış vaziyette".
Erdoğan, ATV ve A Haber ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Başbakanlığı döneminde işsizliğin çözümüne yönelik önerisi hatırlatılan Erdoğan, teklifinin yine arkasında olduğunu, o zaman 1 milyon 300 bin kişinin istihdam edilme imkanı bulunacağını söyledi.
İş dünyasına seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB'un 1 milyon 300 bin üyesinin bulunduğunu, her iş adamının 1 genci işe alabileceğini ifade ederek, "Onu katlayamaz mı? Çeviremez mi onu? İnanın rahatlıkla çevirir. İş dünyasının içinden gelmiyor. Biliyorum, onu çevirdiği anda biz Türkiye'de 1,5 milyon genç işsizi, iş sahibi yaparız. Ondan sonra konuşuyoruz 'bu kadar genç işsizimiz var' diyoruz. Aç böyle bir şeyi, ne olur? Her sene bu şekilde olsa veya iki yılda bir olsa, bu istihdam dünyasında bir reform" diye konuştu.
Bir soru üzerine Erdoğan, Almanya-Hollanda, İngiltere-Fransa maçlarının iptal edildiğini, Türkiye-Yunanistan maçının herhangi bir iptale uğramadan yapılmasının her türlü takdirin üzerinde olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ancak bakıyorsunuz orada saygı duruşu, ardından istiklal marşlarına geçiliyor. Orada birkaç yüz olabilir herhalde kendini bilmez ıslıklamaya başlıyor. Bu olacak bir iş değil. Biz bir ülkenin istiklal marşına karşı saygı gösteremeyecek kadar tahammülsüz bir millet değiliz. Bu milletin genlerinde bu yok. Aynı şeyi bize karşı başkaları yapsa biz buna nasıl bakarız? Nedir ya? Dinlersin sakin bir şekilde, olur biter geçer. Kaldı ki, biz farklı bir ortamda bir dostluk maçı yapıyoruz ve bunlar bizim ülkemizde şu anda misafir. Yani Türk milleti misafirine böyle davranmamıştır, davranmaz, kim olursa olsun davranmaz. Bu tür şeylerde asla duygusallığa yer olamaz. Bizim bunları çözmemiz lazım. Bunları çözemez de tahrik etme yoluna gidersek, bu bizim için geleceğe yönelik özlemini duyduğumuz barış dünyasının kurulmasına aksi tesirde olur. Onun için ben Sayın Çipras'a da bunları söyledim. Bu konuda sağ olsun dün Milli Takımımızın Teknik Direktörü Terim'in de güzel açıklamaları vardı. Bu sabah telefon konuşmamda da yine kendisine söyledim; Türkiye'nin duruşu her yerde farklı olmalı. Bizim başka ülkelerle mukayesemiz asla olmamalı. Bunu yanlış buluyorum. Bunu yapanlar da aslında kendileri sadece nefislerini tatmin etmiştir ama bu milletin o tarihi duruşuna saygılı olmaları gerekir diye düşünüyorum."
- "Biz şu ana kadar 26 bin giriş yasağı koyduk, 2 bin 550 kişiyi deport ettik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'de şu anda DAEŞ militanı yok" diye bir iddianın içinde olmadıklarını söyledi.
Avustralya, Fransa, Almanya, İngiltere ve Türkiye'den Suriye'ye gelen savaşçıların olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bütün bunlara baktığımız zaman biz bir defa burada MİT ve emniyet istihbaratı olarak diğerlerine göre çok daha hızlı çalıştık. Hızlı çalışmamış olsaydık zaten bu tespitleri, yakalamaları yapamazdık. İstanbul çok önemli bir elemanı yakaladı DAEŞ'ten ve bunlar devam ediyor. Bu konularda bizim titizliğimiz, hassasiyetimiz onlarda olsaydı belki de bu durum olmazdı. Ama ne olursa olsun, terör olayı karşısında bütün ülkelerin takınacağı tavır çok çok farklı. Bize bazı şeyler bildirilmiş olsa, bu bizden Suriye'ye geçemez. Biz şu ana kadar 26 bin giriş yasağı koyduk, 2 bin 550 kişiyi deport ettik. Bu kadar hassasız bu işte ama size bilgi gelirse, o bilgi üzerine gidersiniz. O bilgi size gelmezse ne yapacağız? Çünkü turistik giriş-çıkışı engelleyebilir misiniz? O zaman bizim Türkiye olarak kalkıp kapılarda olağanüstü hal ilan etmemiz lazım. Artık kimse Türkiye'den dışarı çıkamaz, kimse de Türkiye'ye giremez. Ondan sonra ne bağıracaklar onu da söyleyeyim size; 'Seyahat hürriyeti Türkiye'de yasaklanmıştır'. Bunlar karşısında bizler şu ana kadar yürüttüğümüz emniyetle ilgili adımlarımızı atmaya devam ediyoruz ama Avrupa Birliği üyesi ülkeler, özellikle eğer yeterince bilgiyi Türkiye'ye aktarırlarsa Türkiye bunun gereğini her zaman yapar, şu ana kadar yaptığı gibi."
Paris saldırılarıyla ilgili yurt içinden yapılan eleştirelere de değinen Erdoğan, "İçeriden yapılan eleştiriler, 'Türkiye'de yönetime, hükümete karşı nasıl eleştiri yapacağım' telaşından kaynaklanıyor. İşleri, güçleri bunların bu zaten. Teröristi alır yanına cici çocuk diye gösterir, aynı teröristi Kandil'deki birisiyle yan yana görürsünüz. Bunların hepsini yaşadık. Bakıyorsun kırmızılar giydiriliyor falan, bakıyorsunuz ondan sonra Kandil'dekiyle yan yana görüyorsunuz. Bütün bunlar bir şeyi ortaya koyuyor; Türkiye'de ülkemizin yönetimine karşı içeriden çok ciddi bir tahrikle beraber saldırı var ama milletimizin feraseti, hamdolsun bunlara her şeyi ters giydirdi ve dik duruşumuz ve bu konuda prim vermeyişimiz, inanıyorum ki bundan sonraki süreçte de bu yükselişin devam etmesine fırsat verecektir. Şimdi bundan sonra, geçen de söyledim, konuşma zamanımız değil, inşallah yeni kabineyle birlikte icraat, icraat, icraat ve patinaj dönemini aşarak tırmanmaya devam edeceğiz" ifadesini kullandı.
- "Bir terör örgütüne İslam'ın yakıştırılması doğru değil"
"ABD Başkanı Barack Obama'nın DAEŞ demesi önemliydi. Başbaşa görüşmelerde Türkiye ile ABD'nin Suriye ve DAEŞ konusunda aynı güzergahta gittiğini söylemek mümkün mü?" sorusu üzerine Erdoğan, bunun aslının DAEŞ olduğunu söyledi.
NATO Zirvesi'nde de IŞİD denmemesi konusunda uyarıda bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, Irak- Şam İslam Devleti ifadesinin yanlış olduğunu, bir terör örgütüne İslam'ın yakıştırılmasının doğru olmadığını, hatta devlet ifadesini dahi kabul etmediğini vurguladı.
Bu durumun, tüm İslam dünyasını yaraladığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu NATO Zirvesi'nde kabul ettiler ve 'doğru' dediler. Biz DAEŞ'e zaten buradan geldik. Türkiye'de bazı çevreler, İslami hassasiyeti olan çevreler de dahil bakıyorum hala IŞİD'i kullanıyorlar, yanlış. DAEŞ olarak buna yaklaşırsak, bunu bir örgüt olarak telakki etmiş oluruz ve İslam'ı bunun içine hiç sokmamış oluruz. Buna böyle yaklaşmamız lazım. Sayın Obama da bunu yakalamış vaziyette. O şekilde ifade etti. Tabii ki DAEŞ ile mücadale bir de koalisyon gücü olarak beraber hareket ettiğimiz ve Viyana görüşmelerinde aynı süreç devam ettiği için bundan sonraki süreçte neleri yapmamız lazım, özel görüşmelerde buna benzer şeyleri de konuştuk. Aynı şeyleri Sayın Putin'le de konuştuk. Heyetlerarası görüşmeler dışında, dar kapsamlı olarak ikili görüşmeleri yaptık. Bunları yapmaya devam edeceğiz. Bu ara bu işlere ara veremeyiz. Telefon diplomasisi olsun, özel temsilcilerimiz olsun, bu mekanizmaları iyi kullanmak suretiyle çalışmalarımızı devam ettireceğiz."
Putin ile görüşmede, Rusya'nın DAEŞ'e karşı müdahalesi sırasında attığı bombaların Türkmenler'e isabet ettiği konusunun gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
"'Siz Halep'e bomba attınız. Halep'te Türkiye ile akrabalık bağları olan insanlar yaşıyor. Batısında, bizim Bayırbucak Türkmenleri var. Bu Bayırbucak Türkmenleri bizim soydaşlarımız. Burada şehit olanlar oldu. Siz DAEŞ'e saldıracağız derken, maalesef ılımlı muhalefetin olduğu bölgelere saldırıyorsunuz. Burada hassasiyet bekliyorum' dedim. Mutabık kaldık. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte bu tür şeyler olmaz. Zaten onunla ilgili de özel bazı görüşmeleri kendileriyle gayet iyi bir noktaya taşıdık. Takipçisi olacağız."
(Sürecek)
FACEBOOK YORUMLAR