Cumhurbaşkanı Erdoğan, ARD'ye konuştu
Erdoğan: (2) "Biz ülkemizde 30 yıldır, 35 yıldır terörle mücadele ediyoruz ve bu teröristlerin büyük birçoğu Almanya'da besleniyor, Almanya bunlara çok ciddi destek veriyor" "Ben bunlarla ilgili Sayın Şansölye'ye 4 bin dosya verdim ve Sayın Şansölye'ye sorduğumda ne yaptınız diye, 'işte yargı devam ediyor, şu anda o dosyaların sayısı 4 bin 500 oldu' dedi. Bakın, geciken adalet, adalet değildir" "Biz mülteciler konusunda ne söz verdiysek biz sözümüzün arkasında dururuz. Ama şimdi soruyorum, Avrupa'ya sorun, siz verdiğiniz sözün arkasında durdunuz mu?" "Türkiye bakın hala barındırmaya devam ediyor, 3 milyon insanı biz barındırıyoruz. Biz bu 3 milyon insanı bıraksaydık, bunlar Avrupa ülkelerine gitmiş olsaydılar, Avrupa o zaman ne yapacaktı?" "(Vize serbestisi) Biz ne söz verdiysek bunu yerine getiririz, yeter ki AB verdiği sözleri yerine getirsin" "Ekonomik olarak biz, Avrupa ülkelerinin birçoğundan çok daha iyi bir konumdayız, bizim ekonomik olarak herhangi bir sıkıntımız yok. Gayet iyi bir konumdayız. Büyüme oranlarına baktığınız zaman Türkiye şu anda AB üyesi ülkelerin neredeyse tamamına yakınından çok daha iyi bir noktadır" "Türkiye'de herkes demokrasiye sahip çıkarken eğer siz derseniz ki, Türkiye'de demokraside bir sıkıntı var, bu gerçekten bizim için üzüntü verici olur, yanlış olur" "Şunu çok açık ortaya koymak lazım: Yani ben ne Münih'teki, ne Ansbach'taki bütün bu şeyleri asla İslamcı bir saldırı olarak değerlendirmem ve sizler de böyle bir yanlışa düşmeyin" "Terör saldırılarına İslamcı sıfatını takarsanız bu Müslümanlara, tüm dünya Müslümanlara saldırı olur, saygısızlık olur. Hristiyani bir terör diyebilir misiniz veya Musevi bir terör diyebilir misiniz? Bir Musevi böyle bir terör eylemi yaparsa, kalkıp bu Musevi bir terördür diyebilir misiniz veya Yahudi terörü diyebilir misiniz?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alman ARD kanalına verdiği mülakatta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi ve sonrasında yaşanan gelişmelerle ilgili soruları cevapladı.
Avrupa ile yapılan mülteci anlaşmasında Türkiye'nin güvenilir bir partner olarak kalıp kalmayacağına ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi bir şeyi çok açık, net söyleyeyim; bir defa, biz mülteciler konusunda ne söz verdiysek biz sözümüzün arkasında dururuz. Ama şimdi soruyorum, Avrupa'ya sorun, siz verdiğiniz sözün arkasında durdunuz mu? Bakın şu ana kadar az önce zikrettiğim rakamları bize ödemeleri lazımdı, hala ödemediler. Sorun onlara, ödeniniz mi? Ama Türkiye bakın hala barındırmaya devam ediyor, 3 milyon insanı biz barındırıyoruz. Biz bu 3 milyon insanı bıraksaydık, bunlar Avrupa ülkelerine gitmiş olsaydılar, Avrupa o zaman ne yapacaktı?" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, mülteci konusunda Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı olduğu, Türkiye'nin de Avrupa'ya hangi konuda ihtiyacı olduğunun sorulması üzerine, "Şu anda Avrupa Birliği (AB), bunu tüm AB üyesi ülkelerden almak suretiyle bize buna aktaracak, yani kendi havuzundan bunu aktaracak, şu ülke, şu ülke diye böyle bir ayrım yapılmadı. Mesela şu anda diyelim ki Yunanistan bir krize girdi, Yunanistan krize girdiği zaman biliyorsunuz yaklaşık 400 milyar avronun üzerinde bir destek oraya verildi. Kime verdiler? Yunanistan devletine verdiler. Biz bunu kendi devletimize istemiyoruz ki, buradaki mülteciler için bu isteniyor." diye konuştu.
- "Böyle bir şeyde din, dil, ırk, bunlar gözetilir mi?"
Para gelmese de Suriyeli, Iraklı mültecilere bakılacağını ve hatta şu an onlarla ilgili vatandaşlık çalışmasının yürütüldüğünü belirten Erdoğan, AB üyesi ülkelerin insani ve vicdani olarak ne düşündüğünü sordu.
AB ülkelerinin kapılarını kapattığını, mültecileri Müslüman oldukları için ülkelerine almadıklarını kaydeden Erdoğan, "Böyle bir şeyde din, dil, ırk, bunlar gözetilir mi? Gözetilmemesi lazım. İnsanlara insan olarak bakacağız, dininden, dilinden, ırkından dolayı değil. Maalesef yaklaşım tarzı içerisinde bunları görüyoruz, bunlar çok daha üzücü oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "AB verdiği sözleri yerine getirsin"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir başka soruya verdiği yanıtta da şunları kaydetti:
"Şimdi aslında konuşulması gereken, birinci derecede tabi vize serbestisi. Vize serbestisi olayı 2013 yılında bizim karara bağladığımız bir süreçtir ve 2015 itibarıyla da vize serbestisi başlayacaktı ve geri kabul eş zamanlı olarak yürütülecekti ama vize serbestisi olmayınca geri kabul noktasında da tabii şu anda bu iş yürürlüğe girmedi. Halbuki bunu en son dediler ki, 'tamam, bunu temmuz başı itibarıyla yapalım.' Şimdi temmuzda geldiğimiz nokta ortada ama hala görüyorsunuz sözler tutulmuyor, vize serbestisi hala sağlanmadı. Geri kabulde, Türkiye'den geri kabul istiyorlar. Şimdi bunları mütekabiliyet anlayışına göre yapmalıyız. Sözleri taraflar tutmalı, yani AB de tutmalı, şüphesiz ki biz de tutmalıyız; biz sözümüzdeyiz. Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan olarak hükümetimle uyum içindeyim ve bu işlerde biz ne söz verdiysek bunu yerine getiririz, yeter ki AB verdiği sözleri yerine getirsin."
- "Avrupa ülkelerinin birçoğundan çok daha iyi bir konumdayız"
Erdoğan, ekonomiyle ilgili bundan sonra atılacak adımlara ilişkin soruyu da yanıtladı.
Türkiye'nin, ekonomik bakımdan Avrupa ülkelerinin birçoğundan çok daha iyi konumda olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bizim ekonomik olarak herhangi bir sıkıntımız yok. Gayet iyi bir konumdayız. Bakın ben bir şey söyleyeceğim size, şu anda büyüme oranlarına bakın, büyüme oranlarına baktığınız zaman Türkiye şu anda AB üyesi ülkelerin neredeyse tamamına yakınından çok daha iyi bir noktadır. Ve şu anda yine mesela bu darbe girişimi olmuş, darbe girişiminin olduğu günün ertesinde piyasaya sürülen döviz nedir biliyor musunuz? 2,5 milyar dolar, darbe girişiminin olduğu günün ertesinde, böyle bir yapı söz konusu. Şu anda bizim Merkez Bankamızın döviz rezervi 122 milyar dolardır, iyi bir noktadayız. İhracatımız artışımız devam ediyor, herhangi bir şey burada da kesiklik söz konusu değil. Bunların hepsi, sizin bu sorduğunuz sorudaki ifadeler dezenformasyondur."
- "Türkiye atacağı adımlarla bu süreçten de güçlenerek çıkacaktır"
Erdoğan, turizm noktasında çalışmaların sürdüğünü ve toparlanma olduğunu anlattı.
Türkiye'nin Rusya ile ilgili bu süreçteki toparlanmanın aynı kararlılıkla devam ettiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Bir şeyi burada vurgulamam lazım; Almanya turist sayısı itibarıyla Türkiye'nin her zaman bir numaralı destinasyonudur, bu yıl duruma tabii bakacağız ne konumda olacak? Fakat şunu özellikle bilmenizi istiyorum ki; Türkiye atacağı adımlarla yine aynı şekilde bu süreci güçlenerek devam ettirecek ve bu süreçten de güçlenerek çıkacaktır. Bir defa, piyasaların tepkisi hepsinin olumludur. Mesela bizim en büyük kurulumuz iş dünyasında hepsi bu olumlu tepkilerini sürdürüyor. Bankalarımız öyle, hiçbir finans sektöründeki bankamızda sıkıntı söz konusu değil. Niçin bizim bankalarımız yaptığı açıklamalar dinlenmiyor? Bakın şimdi Osmangazi Köprüsü'nü açtık, bu ayın 26'sında Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açıyoruz, muhteşem bir eser. Ardından aralık ayının başında Boğaz'ın altından ikinci tünel geçiyor, onun açılışını yapacağız. Ülkenin ekonomik durumu budur ya, bunlardır, bunları yapıyoruz."
- "Dezenformasyona gidilirse yazık olur"
ARD sunucusunun, Türkiye'deki olayların toplumun bölünmesine neden olduğunu ve bu bölünmenin Almanya'ya da yansıyarak iç güvenlik sorunu oluşturduğunu iddia etmesi üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yorumun neye dayandırıldığına bir anlam veremediğini belirtti.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Siz acaba her akşam Türkiye'nin dört bir yanında, 81 vilayette meydanlardaki bir defa yapılanları hiç duymuyor musunuz? Meydanlarda Türk milletinin nasıl toplandığını, Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Abaza'sıyla nasıl toplandığını hiç takip etmiyor musunuz? Almanya devlet televizyonlarının bunları görmesi lazım. Bu meydanlara toplananlar birliği, beraberliği konuşuyor, demokratik ve Cumhuriyet'e sahiplenişi ortaya koyuyor. Ve bir ortak deklarasyonla Parlamento'daki tüm partiler bu darbe girişimini kınadılar, bütün STK'lar kınadılar, kınıyorlar. Siz hangi ayrımdan bahsediyorsunuz, nasıl bir ayrım oluyor? Yani burada bir defa samimi bir medya yayını yapmak lazım, dürüst bir medya yayını yapmak, bu konuda dezenformasyona gidilirse yazık olur. Meydanlar bunu konuşmuyor, Parlamentomuz ortak bildirgesiyle bunu zaten çok açık, net ortaya koymuştur, bütün STK'larımız meydanlarda toplanıyor. Örneğin dün ana muhalefet partisinin şu anda liderliğinde yapılmış dev bir Taksim mitingi vardı, aynı şekilde şu anda STK'ların her akşam o günden bugüne 10 gündür Türkiye'nin dört bir yanında meydanlarda gece geç saatlere kadar toplantıları var. Ve Türkiye'de herkes demokrasiye sahip çıkarken eğer siz derseniz ki, 'Türkiye'de demokraside bir sıkıntı var', bu gerçekten bizim için üzüntü verici olur, yanlış olur."
- "İslamcı bir saldırı olarak değerlendirmem"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sunucunun "Almanya'daki İslamcı saldırılar" ifadesine itiraz ederek, "Şimdi bir defa şunu çok açık ortaya koymak lazım: Yani ben ne Münih'teki, ne Ansbach'taki bütün bu şeyleri asla İslamcı bir saldırı olarak değerlendirmem ve sizler de böyle bir yanlışa düşmeyin. Bir defa, terör saldırılarına İslamcı sıfatını takarsanız bu Müslümanlara, tüm dünya Müslümanlara saldırı olur, saygısızlık olur." diye konuştu.
Erdoğan, "İslamcı terör" ifadesinin çok ciddi bir yanlış olduğunu ve terörün asla İslamcı olmadığına dikkati çekti.
"Ben şöyle bir şey söyleyeyim: Hristiyani bir terör diyebilir misiniz veya Musevi bir terör diyebilir misiniz? Bir Musevi böyle bir terör eylemi yaparsa, kalkıp bu Musevi bir terördür diyebilir misiniz veya Yahudi terörü diyebilir misiniz?" diyen Erdoğan, antisemitizmi dünyada gündeme getirip lanetleyen ilk liderlerden biri olduğunu ve terörün her türüne birlikte karşı çıkılması gerektiğini ifade etti.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın da "İslami terör" diyerek aynı hatayı tekrarladığını söyleyen Erdoğan, "Müslümanları adeta terörist olarak ilan ediyorsunuz, bu ifade buraya götürür. Antisemitizm neyse bir defa bu noktada Müslümanlara karşı da bir defa İslamcı bir terör ifadesini kullanmak aynı yanlıştır, bundan sıyrılmamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.
- "Teröristlerin büyük birçoğu Almanya'da besleniyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son zamanlarda Almanya'da meydana gelen terör saldırılarını önlemeye yönelik rolü konusunda ise şunları kaydetti:
"Ben bir Müslümanım, halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman olan bir ülkenin cumhurbaşkanıyım. Biz ülkemizde 30 yıldır, 35 yıldır terörle mücadele ediyoruz ve bu teröristlerin büyük birçoğu Almanya'da besleniyor, Almanya bunlara çok ciddi destek veriyor. Ben bunlarla ilgili Sayın Şansölye'ye 4 bin dosya verdim ve Sayın Şansölye'ye sorduğumda ne yaptınız diye, 'işte yargı devam ediyor, şu anda o dosyaların sayısı 4 bin 500 oldu' dedi. Bakın, geciken adalet, adalet değildir. Ve şu anda bu teröristler Almanya'da yaşıyor, Fransa'da yaşıyor, Belçika'da yaşıyor, Hollanda'da yaşıyor ve bizim bunlarla ilgili istihbaratımız bu bilgileri aktardığı halde bu teröristler bize teslim edilmiyor. Bir defa, terörizmle mücadelede ortak mücadele şart, eğer bu ortak mücadele yapılmazsa Almanya'nın da başı derttedir, Fransa'nın da Hollanda'nın da Belçika'nın da tüm Avrupa ülkelerinin de başı derttedir ve dünyanın başı derttedir."
NATO toplantısında da benzer konulara değindiğini hatırlatan Erdoğan, teröre karşı hep beraber el ele vererek, din, dil, ırk ayrımına gitmeden birlikte mücadele edilmesi gerektiğini ve ortak hedefin insanlığın barışı ve huzuru olması gerektiğini vurguladı.
- "Biz bu mücadelenin içindeyiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa'nın verdiği mücadeleye de katılacak mısınız o zaman?" sorusuna, "Biz bu mücadelenin içindeyiz, biz şu anda DAİŞ ile mücadele ediyoruz, biz PKK ile mücadele ediyoruz, biz YPG ile mücadele ediyoruz, biz PYD ile mücadele ediyoruz ama bunları dostlarımıza söylediğimiz zaman kendi ülkelerinde böyle bir mücadele yok." ifadelerini kullandı.
PKK'nın Almanya'da cirit attığını, çadır kurarak terörist başının resimlerini Strazburg'da, Brüksel'de, Avrupa Birliği Parlamentosu'nda, Avrupa İnsan Hakları binaları ve çevresinde sergilediğini belirten Erdoğan, "Bunlar terör örgütü olarak ilan edildiği halde bu terör örgütü oralarda para topluyor. Nasıl mücadele ediyoruz?" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Münih'te ölenler arasında 4 Türk'ün de olduğunu hatırlatarak, "Her iki taraftaki terör eyleminde ölenler için gerek şahsım, gerekse milletim adına ben tüm Alman halkına başsağlığı diliyorum, gerek Ansbach, gerekse Münih. Tabii el ele vermemiz şart, birlikte olmamız şart ve barışı birlikte yakalamamız şart." diye konuştu.
(Bitti)
FACEBOOK YORUMLAR