CHP Grup Başkanvekili Altay:
-"Büyükelçilik, konsolosluk binalarından propaganda yapmak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Sakarya'da okulları kapatıp, küçücük yavruları ıslak kedi gibi yağmur altında saatlerce propaganda yapmasıyla aynı ayıp niteliğindedir"
Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de uzun yıllardır çocuk istismarı konusunun, toplum vicdanını kanatan bir yara olduğunu söyledi.
Son zamanlarda çocuk istismarının başka versiyonunun, siyaset eliyle, daha da vahimi devlet eliyle yapıldığına tanık olduklarını savunan Altay, devleti idare edenlerin çocuk istismarına kalkışmasının, ahlaka, vicdana ve inançlara sığmayacağını belirtti.
Altay, Türkiye'nin referanduma gittiğine işaret ederek, ancak çocukları, çocuklar üzerinden okulları buna alet etmenin ahlaki olmadığını, siyasi etiğe sığmadığını dile getirdi.
Okula, camiye, kışlaya ve adliyeye siyaset sokulmaması gerektiğini ifade eden Altay, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve AK Parti yöneticilerinin, bütün bunlara siyaseti sokmak için her türlü çaba içinde olduğunu üzülerek gördüklerini savundu.
-"Öğrencilerin amigo gibi kullanılması"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Sakarya'da toplu açılış törenine katıldığını anımsatan Altay, Erdoğan'ın, "Devlet imkanları, forsuyla 'evet' propagandasını yüksek bir hırs, öfke, ötekileştirici, ayrıştırcı dil kullanarak Sakarya meydanlarında esip gürledi. Esip gürlesin, itirazımız olmaz. Ancak meydanları doldurmak için Sakarya'daki ortaokul, lise öğrencilerinin meydanlara zorunlu olarak götürülmesi Sakarya kamuoyunu ve Türkiye kamuoyunu yaraladı. Sakarya'da bir lise müdürü sabah 8.30'da öğrencileri topluyor. Sınıf başkanlarından mitinge katılacakların listesini istiyor. Bundan değil eğitimci çoban olmaz." diye konuştu.
Engin Altay, bütün okulların miting alanına yönlendirilmesinin, öğrencilerin miting alanında okul isimlerini yazarak 'evet' kampanyasına açık şekilde katılmalarının, muz cumhuriyetlerinde bile karşılaşılmayacak durum olduğunu öne sürdü. Altay, öğrencilerin figüran, amigo gibi kullanılmalarının asla kabul edilemeyeceğinin altını çizdi.
Devlet forsuyla propaganda yapmanın, demokrasi tarihlerinde, geleneklerinde bulunmadığını belirten Altay, "Devlet kesesi, forsundan, devletin okullarını kullanarak, boşaltarak meydan doldurmanın 'evet' oylarına da katkısı olmaz. Olsa olsa eczacıların ilaç satışları artar. Sakarya'da yüzlerce çocuk, saatlerce yağmur altında ıslatılmış, ciddi hastalık riskiyle karşı karşıya bırakılmış. Cumhurbaşkanı'na sesleniyorum; ne istiyorsan yap, ne istiyorsan söyle, minicik yavruları ve okulları buna alet etme. Okul, cami, adliye, kışlaya siyaset sokma, bu ülkeyi bölme, bu ülkenin güzel insanlarını, minik yavruları şimdiden kutuplaştırma, ayrıştırıcı dil kullanma." dedi.
Altay, Cumhurbaşkanı'nın, Hollanda ve Almanya'daki olaylarla ilgili olarak "Haçlı hilal savaşlarını başlattılar" gibi ucube bir açıklamada bulunduğunu söyledi. Altay, hırsının, aklından kilometrelerce uzakta giden siyasetçiyi ilk kez gördüğünü ileri sürerek, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanı, eğer samimi bir Müslümansa şunları yapması lazımdı: Din savaşları çığırtkanlığı yapmak yerine İsrail sınırları içinde ezan yasağı ilan edildiğinde bir refleks gösterecekse buraya göstermesi lazım. Sözcüsü aracılığıyla bu meseleyi geçiştiren Cumhurbaşkanı'nın, bu millete Müslümanlık adına söyleyeceği birşey olamaz. Bu konularda samimi ve iyi niyetliyse, ABD Başkanı 7 Müslüman ülkeye, giriş yasağı koyduğunda çıkıp iki laf edeydi.
Yurt dışındaki temsilciliklerde propaganda yapılmayacağına dair 2008'de çıkarılan bir kanun var. Konsolosluk binaları, büyükelçilik balkonlarından hükümet üyelerinin, AK Parti yetkililerinin, vatandaşlarımıza propaganda yapması yasadışıdır. Evlerine, kahvesine, derneklerine git anlarım ama büyükelçilik, konsolosluk binalarından propaganda yapmak, Erdoğan'ın Sakarya'da okulları kapatıp, küçücük yavruları ıslak kedi gibi yağmur altında saatlerce propaganda yapmasıyla aynı ayıp niteliğindedir. Sabır taşı olsa çatlar. Sakarya'da 9-10 yaşındaki çocukları mecburi tutarak, 'evet' propagandası dinletmek ahlaksızlıktır. Artık devletin kesesinden elini çek, örtülü ödenekten elini çek. Devlet kesesinden, devlet forsuyla siyaset, propaganda yapmak garip, ayıp, günahtır. Devletin forsu, devletin parasıyla il il gezeceksin, propaganda yapacaksın, öbürüne bir konferans, halk eğitim salonunu açmayacaksın. Bu vicdana, ahlaka sığmaz. Sayın Cumhurbaşkanı, çocuklardan ve devletin kasasından elini çek, ne yapıyorsan partinin, kendi paranla yap. Meydanlar, yollar açık."
FACEBOOK YORUMLAR