Başbakan Yardımcısı Canikli AA Editör Masası'na konuk oldu: (2)

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Hollanda'nın tavır ve yaklaşımları çerçevesinde önümüzdeki dönemde yapılanların haricinde ilave tedbirlerin alınabileceğini, adımlar atılabileceğini bildirdi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Canikli, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, sistemin tıkanma ihtimali karşısında seçimin yenilenmesine imkan tanındığını belirten Canikli, "(Cumhurbaşkanı) Meclisi seçime götürme kararı alırsa, kendisi de aynı gün seçime gidiyor. Dolayısıyla fesih yetkisi yok. Mesela Fransa'da var. Cumhurbaşkanı kendisi seçime gitmiyor, ama Meclisi feshediyor." diye konuştu.

Canikli, sistemin en önemli özelliğinin toplumda uzlaşmayı sağlaması olduğuna dikkati çekerek, söz konusu sistemin Türkiye için son derece uygun olduğunu dile getirdi. Canikli, yeni sistemin olumsuz ekonomik etkileri olabileceği yönündeki eleştirilere ilişkin, "Bu da sisteme yönelik üretilen kuyruklu yalanlardan bir tanesi." dedi.

Sistemin çeşitli ülkelerde uygulandığına dikkati çeken Canikli, "Hangi açıdan bakarsanız bakın, millet iradesinin yansıtılması, hukukun üstünlüğü açısından, hangi temel kriteri alırsanız alın, bu sistem son derece tutarlı, kendi içinde dengeli. Örnek uygulamalarda ortaya çıkan sıkıntılar dikkate alınarak, benzer problemlerin yaşanmasını engelleyecek güvenlik mekanizmaları da sisteme monte ediliyor." ifadelerini kullandı.

- "İlave hususlar gündeme gelebilir"

Hollanda ve Almanya başta olmak üzere, bazı Avrupa ülkelerinin referandum çalışması yapan Türk bakanlara yönelik tavırlarına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Canikli, siyasi alanda ortaya koydukları tedbirlerin Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş tarafından açıklandığını anımsattı.

Yapılanların kabul edilemez nitelikte olduğunu belirten Canikli, "Bundan sonra ilave hususlar gündeme gelebilir. Bunlar tamamen bitmiş şeyler değil. Hollanda'nın yaptığı tırnak içinde 'Dağ kanunlarının uygulanması' olarak nitelendirilebileceğimiz tavırların altında kalınmaması gerekiyor." şeklinde konuştu.

Canikli, Hollanda'nın tavır ve yaklaşımları çerçevesinde önümüzdeki dönemde yapılanların haricinde ilave tedbirler alınabileceğine, adımlar atılabileceğine işaret etti.

Meselenin sadece Hollanda olmadığına, Avrupa'nın tamamına bakılması gerektiğine dikkati çeken Canikli, "Bu esasında çok tehlikeli bir gidiş ama şaşırmamak lazım. Bir sürpriz gelişme olarak değerlendiriliyor ama biraz geriye gidersek, bunların hiçbirinin sürpriz olmadığını, Avrupa'nın son 50 yılda maske taktığı ve maskesinin düştüğü şeklinde değerlendirmek mümkün." dedi.

Özellikle son 100 yıldaki kavga ve çatışmaların kaynağının Avrupa olduğunu vurgulayan Canikli, Avrupa'nın sömürge üzerine kurulmuş bir medeniyet olduğunu aktardı.

Canikli, Avrupa'da yeni ve daha modern araçlar kullanılarak sömürü mekanizmasının devam ettirilmesinin amaçlandığını belirterek, "Avrupa'nın özünde ırkçılık, kafatasçılık, sömürü, kan, vahşet vardır. Son yaşadığımız Hollanda'daki hadisleri bu çerçevede değerlendirirsek, esasında olaylar daha sağlıklı bir şekilde tespit edilmiş olur, her şey yerli yerine oturur. Avrupa'yı medeniyetin beşiği, evrensel değerlerin savunucusu gibi bir kabulle değerlendirirsek yanlış yere gideriz. Tarih tekerrür ediyor." diye konuştu.

Yaşananları 'Avrupa'nın çöküşünün ayak sesleri' olarak niteleyen Canikli, "Brexit'i de tesadüfü bir hadise olarak görmemek lazım. İngiltere bunu, kaynayan kazanı gördü, içerideki yangını fark etti. Önceden tedbirini aldı ve bu yangından kurtulmak için yangının kendi üzerine devrilmemesi için AB'den ayrılma kararı aldı. Bu anlamda bakıldığında, İngiltere kendisi açısından son derece akılcı, mantıklı bir karar vermiştir. Bundan sonra da süreç hızlanacaktır. Esas mücadele Avrupa'nın kendi içinde olacak kavgadır. Avrupa'da küllenmiş çatışma fay hatları var. Şimdi küller savruluyor, ateş ortaya çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa'nın birçok açıdan bölünmüş durumda olduğunu dile getiren Canikli, şunları kaydetti:

"Burada şimdi (Avrupa'yı) İslam ve Türk karşıtlığı üzerinde konsolide etmeye çalışıyorlar. Çöküşü geciktirmek için Türkiye ve İslam coğrafyası hasım olarak gösterilerek, yeni bir düşman oluşturularak, konsolide edilmeye çalışılıyor. Bu bölünmüşlük, Avrupa'nın kendi içindeki kavga ve çatışmasının tetikleyicisi olacak. Önümüzdeki dönemlerde Avrupa'nın kendi içindeki kavgalarını çok daha yoğun bir şekilde yaşadığını göreceğiz. Birinci Dünya Savaşı öncesinin şartları şu anda Avrupa'da oluşuyor. Avrupa bunu hızla üretmeye başlıyor."

(Sürecek)