Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (2)
"Eğer bombardımanlar ve katliamlar devam ederse insanların üzerine ölüm yağdırılırsa o zaman yeni göç dalgaları olacak demektir. Bunu durdurmanın yolu da Esed rejimi ve iş birlikçisi Rusya başta olmak üzere bunlara 'dur' demekten geçiyor" "Kötü senaryoda 100 ila 150 bin arasında insanın Türkiye'ye gelme ihtimalidir. Daha kötü senaryo ise 600 binin üzerinde insanın Türkiye'ye gelme riskidir. Eğer yeni bir göç dalgası yaşanırsa bu Avrupa'yı da vurur"
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Eğer bombardımanlar ve katliamlar devam ederse, insanların üzerine ölüm yağdırılırsa o zaman yeni göç dalgaları olacak demektir. Bunu durdurmanın yolu da Esed rejimi ve iş birlikçisi Rusya başta olmak üzere bunlara 'dur' demekten geçiyor" dedi.
Akdoğan, Kilis'teki Öncüpınar Sınır Kapısı önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, geçtiğimiz günlerde Almanya Başbakanı Merkel'in Türkiye'ye geldiğini belirtti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile gerçekleştirdikleri Hollanda temaslarının da oldukça yararlı geçtiğini vurgulayan Akdoğan, "Hollanda'nın da samimi bir çaba içerisine girmek istediğini görüyoruz. 3 milyar avro çerçevesinde kullanılacak olan yatırımlarla ilgili paketi AB'ye sunduk. Bu yardımlar Türkiye'ye değil Suriyeli sığınmacılara için yapılacak" diye konuştu.
Suriyeli sığınmacılarla ilgili gelişmeleri "insani kriz" olarak nitelendiren Akdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Biliyorsunuz biz, Suriyeli sığınmacılara kucak açtık. Ama artık bu mesele kısa vadede çözülmeyecek gibi göründüğü için orta vadeli planlamalar ile yapısal tedbirler geliştirmemiz gerekiyor. Bu yüzden Sayın Başbakanımızın talimatıyla strateji belgesi hazırlıyoruz. Bu konuda devletin temel yaklaşım politikası nedir, orta vadeli hangi yaklaşımlar alınacaktır, nasıl bir yol ve eylem politikasıyla bu meseleye yaklaşılacaktır şeklinde mesele daha kapsamlı şekilde ele alınacaktır. Burada yeni göç dalgalarının yaşanmaması için ayrıca diplomatik bir çaba da lazım. Yani eğer bombardımanlar ve katliamlar devam ederse insanların üzerine ölüm yağdırılırsa o zaman yeni göç dalgaları olacak demektir. Bunu durdurmanın yolu da Esed rejimi ve iş birlikçisi Rusya başta olmak üzere bunlara 'dur' demekten geçiyor. Diplomatik olarak 'dur' denmezse, ölümler devam ederse yeni göç dalgaları da devam edecek demektir. Şu anda sınırın hemen karşısında 100 bin insan var. Azez'de de 100 bin kişi daha yaşıyor. Yani kötü senaryoda 100 ila 150 bin arasında insanın Türkiye'ye gelme ihtimalidir. Daha kötü senaryo ise 600 binin üzerinde insanın Türkiye'ye gelme riskidir. Eğer yeni bir göç dalgası yaşanırsa bu Avrupa'yı da vurur."
Türkiye ile sıkı bir iş birliği, yardımlaşma ve dayanışma içerisine girilmesi gerektiğinin altını çizen Akdoğan, Suriye'deki katliam ve bombardımanların durdurulması için acilen diplomatik çalışmalara başlanması gerektiğini söyledi.
Avrupa'ya onlarla sayılabilecek kadar göçmen gittiğinde nasıl yabancı düşmanlığı yaşandığına herkesin şahit olduğunu ifade eden Akdoğan, "Sadece Kilis'te ise 127 bin kişi yaşıyor. Yani il nüfusundan fazla sığınmacı söz konusu. Ama herkes kalbini açmış durumda. Suriyeli kardeşlerimize herkes burada ensar-muhacir ilişkisinde elinden gelen çabayı gösteriyor" dedi.
- Sınır ötesi yardımlar
Yaşanan son göç dalgasıyla beraber sınır ötesinde yapılan yardımlara değinen Akdoğan, şunları kaydetti:
"Karşı tarafta son yaşanan göç dalgasından sonra AFAD başkanlığınca 20 bin kişilik 2 bin 332 çadır ve 13 bin battaniye gönderildi. STK'larca 21 bin kişi kapasiteli 3 bin çadır, 60 bin battaniye, 80 bin yatak yine sınırın hemen karşısındaki 9 kampa gönderildi. Burada ayrıca İHH'nın 25 bin kişilik günlük sıcak yemek ile 100 bin ekmek dağıttığını söylemek istiyorum. Öte yandan Beşir Derneği ise 20 bin ekmek, 10 bin kişilik de yemek dağıtıyor. Vakıf ve derneklerimizin isimlerini bilerek veriyorum. Çünkü gerçekten burada çok ciddi bir çabanın içerisindeler. Türkiye'nin her tarafından gönderilen yardımlar Valiliğimizin koordinasyonunda, bu derneklerimizin destekleriyle ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorlar."
(Bitti)
FACEBOOK YORUMLAR