Başbakan Davutoğlu, Hollandada
Davutoğlu (1) "Türkiye, çevresinde en az 6 kırılgan ülkenin olduğu, merkezi otoritelerin bu ülkeleri kontrol edemediği çok zor coğrafyada ve geçmişte birçok müdahalenin olduğu, çetin süreçlerden geçtiği bir siyasi seyir içinde bugün demokrasisinin zirvesini yaşayan bir ülke durumundadır" "Türkiye bütün bu zorluklara rağmen geleceğe emin adımlarla yürüyecek ve sizin başınızı hiçbir zaman önünüze eğdirmeyeceğiz. Sizin başınızı önünüze eğdiğiniz çok günler oldu, biliyorum. 12 Eylül döneminde, 28 Şubat süreçlerinde bizim IMF önünde borç beklerken boynumuzu eğdiğimiz günlerde sizler de boynunuzu eğdiniz, bu millete her şey yakışır da boyun eğmek, başını şöyle dik tutamamak yakışmaz" "Bütün bu başarıları çekemeyen, bu başarıların arkasındaki gücü kırmaya çalışan çok çevreler var içeride ve dışarıda. İşte onlar terör olaylarını başlatırlar, onlar Türkiye'nin dışarıdaki itibarını sarsmaya çalışırlar"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye, çevresinde en az 6 kırılgan ülkenin olduğu, merkezi otoritelerin bu ülkeleri kontrol edemediği çok zor coğrafyada ve geçmişte birçok müdahalenin olduğu, çetin süreçlerden geçtiği bir siyasi seyir içinde bugün demokrasisinin zirvesini yaşayan bir ülke durumundadır" dedi.
Davutoğlu, Hollanda'nın Lahey kentinde Hollanda Türk Toplumu temsilcileriyle bir araya geldi. Başbakan Davutoğlu, "Çok değerli kardeşlerim, dostlarım, Anadolu'nun, Rumeli'nin her bir köşesinden buraya gelip, kültürümüzü, örfümüzü koruyarak, Hollanda'daki kimliklerini muhafaza ederek bugüne kadar bizi burada onurla temsil etmiş vatandaşlarım" diye seslendiği katılımcılara, Türkiye'deki 78 milyon vatandaşın selamını getirdiğini söyledi.
Erken saatlerde Ankara'dan ayrıldığını, çok yoğun bir gün geçirdiğini, başarılı görüşmeler yaptığını anlatan Davutoğlu, ancak enerjisinin tükenmediğini, hiç uyumadan tekrar aynı tempoyu sürdürecek kadar enerjiyi salondakilerden aldıklarını belirtti. Davutoğlu, enerjinin ait olunan ülkenin, milletin fertleriyle bir araya geldiğinde tekrar şarj olabilen bir unsur olduğunu söyledi.
"Ne zaman yurt dışına çıksam, yurt dışında ne zaman vatandaşlarımızla bir araya gelsem onlardaki vatan aşkını gözlerinde, yüzlerinde hissettiğimde yeniden bu aziz ülkeye olan sevgim, muhabbetim, derinlik kazanıyor ve yeni bir aşkla tekrar tekrar bu ülkeye hizmet etmenin şevkini, gelecek nesillere aktarma azmini taşıyorum" diyen Davutoğlu, kendisinin de 5 yıl yurt dışında öğretim üyesi olarak görev yaptığını hatırlatarak, bu açıdan yüreğinde Türkiye'nin hasretini taşımanın ne demek olduğunu iyi bildiğini kaydetti.
Gerek Dışişleri Bakanı, gerekse Başbakan olduğunda yurt dışına çıktığında mutlaka gurbette yaşayan vatandaşlarla görüştüğünü aktaran Davutoğlu, bugün de yoğun bir programı bulunduğunu, yarın da Türkiye'de yoğun bir gündemin kendisini beklediğini ancak buradaki vatandaşlarla buluşmadan gitmek istemediğini bildirdi.
Geçen hafta Mardin'i ziyaret ettiğini, bu hafta cuma günü Kahramanmaraş, cumartesi günü de Erzincan'a gideceğini dile getiren Davutoğlu, 1 Kasım seçimlerinde vatandaşların gösterdiği ilgi ve destekten ötürü teşekkür ziyaretlerine başladığını ve bu doğrultuda Hollanda'ya da bir ziyaret gerçekleştirdiğini ifade etti.
- "Türkiye, demokrasisinin zirvesini yaşayan ülke durumunda"
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çok kritik bir coğrafyada çok zor jeopolitik şartlar altında demokrasisini, hukuk devleti kurallarını yaşatabilen nadir ülkelerden birisi olduğunun altını çizen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Demokrasiler vardır çok güvenli coğrafyalarda ve istikrar kazanmış ekonomileriyle ayakta dururlar, demokrasiler vardır çok küçük ülkelerde neredeyse herkesin birbirini tanıyabileceği ölçekte rahatlıkla sürdürülebilirler ama demokrasiler vardır, çok zor şartlarda ve çok zor süreçlerden geçerek ayakta dururlar. Türkiye, çevresinde en az 6 kırılgan ülkenin olduğu, merkezi otoritelerin bu ülkeleri kontrol edemediği çok zor coğrafyada ve geçmişte birçok müdahalenin olduğu, çetin süreçlerden geçtiği bir siyasi seyir içinde bugün demokrasisinin zirvesini yaşayan bir ülke durumundadır."
1 Kasım'da yüzde 85 katılımlı bir seçim geçirdiklerine işaret eden Davutoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Hollanda seçimlerini, Avrupa seçimlerini takip edersiniz. Yüzde 50'yi aşan bir katılım iyi bir katılım olarak görülür. Bizde vatandaşımızın yüzde 85'i gittiler oylarını kullandılar, Türk'ü, Kürt'ü, Sünni'si, Alevi'si, Müslüman'ı, Hristiyan'ı ki bu salonda hepsinden temsilciler var, hepsi gitti oylarını kullandı, kimse kimseye 'Niye şuraya veya buraya oy veriyorsun' diye de sormadı. Öyle bir tablo çıktı ki yine dünya parlamentolarında az görülen bir nispet yüzde 97,5 temsil, yani oyların yüzde 97,5'u parlamentoda bugün temsil ediliyor. Kimsenin 'Ben bu ülkede siyasi temsil hakkına sahip değilim' diyebileceği bir durum yok. Herkes temsil ediliyor, her görüş temsil ediliyor."
Başbakan Davutoğlu, milletin yüzde 49,5 oyla AK Parti'yi tek başına iktidar yaptığını belirterek, vatandaşlara teşekkür etti.
Zor evrelerde, zor dönemeçlerde milletin desteğinin önemli olduğunu vurgulayan Davutoğlu, gece gündüz Türkiye içinde ve dışında koştururken sahip oldukları enerjinin yegane kaynağının millet olduğu bilinciyle ve bu enerjinin 1 Kasım'da sandıklara yansımasının gururuyla milletin gücünü kendilerinde bulduklarını bildirdi.
"Türkiye bütün bu zorluklara rağmen geleceğe emin adımlarla yürüyecek ve sizin başınızı hiçbir zaman önünüze eğdirmeyeceğiz. Sizin başınızı önünüze eğdiğiniz çok günler oldu, biliyorum. 12 Eylül döneminde, 28 Şubat süreçlerinde bizim IMF önünde borç beklerken boynumuzu eğdiğimiz günlerde sizler de boynunuzu eğdiniz. Bu millete her şey yakışır da boyun eğmek, başını şöyle dik tutamamak yakışmaz" diyen Davutoğlu, demokrasisi güçlü Türkiye'nin vatandaşlarının, Hollanda'daki temsilcilerinin de güçlü olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin dünyadaki ekonomik krize ve iki seçime rağmen yüzde 4 kalkınma gerçekleştirdiğini ve bu oranın Çin ve Hindistan'dan sonra en yüksek kalkınmalardan biri olduğunun altını çizen Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bütün bu başarıları çekemeyen, bu başarıların arkasındaki gücü kırmaya çalışan çok çevreler var içeride ve dışarıda. İşte onlar terör olaylarını başlatırlar, onlar Türkiye'nin dışarıdaki itibarını sarsmaya çalışırlar ama bütün bunlara karşı yine en büyük gücümüz şu salonda temsil edilen her kesimiyle hemşehri derneklerini tek tek saymak istemiyorum, Karamanlılar, Konyalılar, Yozgatlılar nice hemşehri dernekleri var tek tek sayarsam birilerini eksik bırakırım diye korkuyorum. Sünni, Alevi, toplumumuzun temsilcileri var, Müslüman, Hristiyan her kesim var burada. Gurur duydum, listeyi görünce, baştan aşağı bakınca. Bütün Anadolu burada. İşte birileri bu birlikteliği kırmak için bu birlikteliğe darbe vurmak için terörün düğmesine bastılar 7 Haziran sonrasında. Bastıkları o düğmeyle birlikte Türkiye'nin sarsılacağını düşündüler. Çünkü 7 Haziran sonrasında tek parti hükümeti oluşmamış, Türkiye'de bir koalisyon olabileceği ya da yönetim boşluğu doğabileceği gibi bir kanaat oluşmuştu ama şaşırdılar niye biliyor musunuz 7 Haziran akşamı ben partimizin balkonundan halkımıza hitaben şunu söyledim, 'Hiçbir zaman kaygıya düşmeyin, hiç tereddüt etmeyin, geleceğinizden ve ülkenin geleceğinden şüphe etmeyin, size buradan söz veriyorum, bir ay değil, bir gün değil, bir saat değil, bir saniye dahi bu ülkede hükümet boşluğuna sebebiyet vermeyeceğiz.' Sizler de takip ettiniz, sözümüzde durduk mu durduk, hiç hükümet boşluğu hissedildi mi, mecliste çoğunluğumuz yoktu ama Ankara'da güçlü bir siyasi irademiz vardı, onun için o 20 Temmuz'da başlayan terör saldırılarına karşı da milli birliğimizi, demokrasimizi, huzurumuzu korumak için harekete geçmek zorunda kaldık."
(Sürecek)
FACEBOOK YORUMLAR