Bakan Bozdağ, AA Editör Masası'na konuk oldu
Adalet Bakanı Bozdağ: (2) "Bu ikircikli, çifte standartlı ve çok net olan ikiyüzlü tutuma rağmen, Türkiye bugüne kadar AB sürecinden vazgeçmedi, ısrarından da vazgeçmedi. Bakarsanız Türkiye'de bu anlamda hiçbir değişiklik yok. Biz şu anda demokratikleşme adımlarımızı, hukuk devleti standardını daha ileri götürecek adımları atıyoruz. Hatta bu referandum maddeleri içerisinde de bu var. Çıkardığımız pek çok kanun içerisinde de son dönemlerde yine aynı yoğunlukta biz bu adımları atmaya devam ediyoruz. Bana göre değişen biz değiliz, değişen AB üyesi ülkeler ve bu ülkelerdeki yönetim kadrolarının olaya bakışı değişti" "(Hollanda'nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Kaya'ya yönelik tutumu) Hollanda hükümetinin yaptığı bu olayı neresinden tutacağım? Hollanda hükümeti, polislere talimat veriyor. Polisler, Türkiye'nin bakanı geliyor, bakanın yolunu kesiyor. Yol kesmek eşkıyalıktır. Meşru bir devlet bunu yapmaz. Hele bir de meşru devletin bir bakanına karşı bunu yapmaz. Viyana Sözleşmesi, insan haklarına ilişkin sözleşmeler, Hollanda anayasası hepsi ayaklar altında" "Almanya ve diğer AB ülkelerinden 2007'den 2017'ye kadar iadesini talep ettiğimiz kişi sayısı 443. Şimdiye kadar bunlardan 12'si bize iade edilmiş, geri kalanlar iade edilmedi. Örneğin, Almanya'dan 77 kişinin iadesini talep etmişiz, ikisini bize iade etmiş. Hollanda'dan 11 kişinin iadesini talep etmişiz, bir kişinin iadesi var, Avusturya'dan talep ettiğimiz hiçbir kimsenin iadesi yok. Fransa'dan 32 PKK'lı talep etmişiz, hiçbirinin iadesi yok"
Bakan Bozdağ, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olarak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Türkiye'nin uzun yıllardır devam eden AB'ye katılım sürecinin yanı sıra son yaşananların anımsatılarak, "Gelinen nokta itibarıyla AB mi değişti, siz mi değiştiniz?" sorusu üzerine Bozdağ, Türkiye'nin AB üyeliği ısrarının uzun süredir devam ettiğini anımsattı.
"60 yıldır bütün çifte standartlı uygulamalara rağmen, itilmeye, ötekileştirilmeye rağmen, AB kapısında, 'Ben AB'ye tam üye olacağım' diye ısrar eden bekletilmiş ikinci bir ülke var mı? Yok." diyen Bozdağ, durumu ve şartları Türkiye'den çok daha kötü ülkelerin birliğe üye olduğunu anımsattı.
Bozdağ, Türkiye söz konusu olduğunda oyun içinde dahi kuralların değiştirildiğini aktararak, şöyle devam etti:
"Birinci dakikada değiştirildiği gibi dakikanın saniyelerinde dahi kurallar değiştirildi, yeni şartlar Türkiye'nin önüne kondu. Bu ikircikli, çifte standartlı ve çok net olan ikiyüzlü tutuma rağmen Türkiye bugüne kadar AB sürecinden vazgeçmedi, ısrarından da vazgeçmedi. Bakarsanız Türkiye'de bu anlamda hiçbir değişiklik yok. Biz şu anda demokratikleşme adımlarımızı, hukuk devleti standardını daha ileri götürecek adımları atıyoruz. Hatta bu referandum maddeleri içerisinde de bu var. Çıkardığımız pek çok kanun içerisinde de son dönemlerde yine aynı yoğunlukta biz bu adımları atmaya devam ediyoruz. Bana göre değişen biz değiliz, değişen AB üyesi ülkeler ve bu ülkelerdeki yönetim kadrolarının olaya bakışı değişti."
Şu anda Avrupa'da çok ciddi bir şekilde ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, İslamofobi ve Türkiye karşıtlığının arttığına vurgu yapan Adalet Bakanı Bozdağ, bu hastalıklara karşı ülkeleri yönetenlerin gerekli tedbirleri almaması durumunda hastalığın, tedbir almayanların da hasta olmasına yol açacağını dile getirdi.
Almanya ve Hollanda'da, AB'nin üzerine inşa edildiği insan hakları, siyasi haklar, hukuk devleti, demokrasi, ifade hürriyeti gibi pek çok hakkın adeta yok sayıldığını, yok etmek isteyenlere de kucak açıldığını ifade eden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben şimdi bu Hollanda hükümetinin yaptığı bu olayı neresinden tutacağım? Hollanda hükümeti, polislere talimat veriyor. Polisler, Türkiye'nin bakanı geliyor, bakanın yolunu kesiyor. Yol kesmek eşkıyalıktır. Meşru bir devlet bunu yapmaz. Hele bir de meşru devletin bir bakanına karşı bunu yapmaz. Viyana Sözleşmesi, insan haklarına ilişkin sözleşmeler, Hollanda anayasası hepsi ayaklar altında. Şimdi bütün bunlar olurken bu değişimin nedeni yükselen bu hastalıkların Avrupa'da kabul gören bir değere dönüşmesidir. Eğer bu hastalıklara karşı tedbir almazlarsa yakın gelecekte bugün Türkiye'nin bakanlarını konuşturmayan kişiler, orada buna karşı sesini yükseltmeyen siyasetçileri de konuşturmayacaktır. Bu gidişe 'dur' denilmezse Avrupa'da Merkel'in de Rutte'nin de başka AB üyesi ülkelerin yöneticileri de kendi ülkelerinde konuşacak yer bulamayacakları noktaya doğru gider."
Böyle bir durumda Türkiye olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel'e de Hollanda Başbakanı Mark Rutte'ye de Türkiye'de konuşma, toplanma hakkı tanıyacaklarını dile getiren Bozdağ, "Gelsinler Türkiye'de istedikleri yerde konuşsunlar. Biz onların her türlü güvenliğini, her türlü tedbiri alır onlara yardımcı oluruz. Çünkü Türkiye'de ırkçılık, ayrımcılık hastalığı yoktur. Herhangi bir ülke karşıtlığı yoktur." değerlendirmesini yaptı.
- Teröristlerin iadesi
Bozdağ, AB üyesi bazı ülkelerin teröristlerin Türkiye'ye iadesi noktasında ortaya sürdükleri gerekçelerin sorulması üzerine de Almanya ve AB üyesi diğer ülkelerden 2007-2017 arası iade talebinde bulundukları kişi sayısının 443 olduğunu bildirdi. Bozdağ, şunları kaydetti:
"Şimdiye kadar bunlardan bize 12'si iade edilmiş. Örneğin, Almanya'dan 77 kişinin iadesini talep etmişiz, 2'sini bize iade etmişler. Hollanda'dan 11 kişinin iadesini talep etmişiz bir kişinin iadesi var. Avusturya'dan talep ettiğimiz hiç kimsenin iadesi yok, Fransa'dan 32 PKK'lı talep etmişiz hiçbirinin iadesi yok. Türkiye'nin talep ettiği teröristlerin iadesi maalesef aramızdaki ikili anlaşmalara ve çok taraflı sözleşmelere rağmen bunlara aykırı bir şekilde yol bulunarak iade edilmiyor. Nasıl bir yol bulunuyor? Biz birini iade ediyoruz, bir bakıyoruz iade ettiğimiz ülke ona mülteci statüsü vermiş. Mülteci statüsünü hemen teröristlere veriyorlar ve iade kabul edilmiyor. Örgüt üyeliği, örgüt propagandasını suç olarak kabul etmeyen ülkeler var. Şimdi düşünün eli kanlı terörist gelmiş karakol basmış, terör örgütü üyesi, askeri polisi şehit etmiş, bunu siyasi suç kabul ediyor. İadesini yapmıyorlar. Buradan şu çıkıyor: Türkiye'nin aleyhine kim çalışıyorsa Türkiye'yi kim kötülük yapıyorsa, onları himaye eden bir yaklaşım var."
Türkiye olarak bundan sonraki süreçte mütekabiliyet ilkesi çerçevesinde hareket edeceklerini vurgulayan Bozdağ, "Türkiye ile kim hangi tür bir ilişki kuruyorsa Türkiye de ona bundan sonra misliyle mukabele edecektir. Bizim iade taleplerimize olumlu bakan ülkelerin taleplerine biz de aynı usulde bakacağımızı ifade ediyoruz." dedi.
(Sürecek)
FACEBOOK YORUMLAR