Avrupa'nın güvenliği Türkiye'den başlar
Başbakan Yıldırım, "Avrupa'nın güvenliği Türkiye'den başlar. Eğer Türkiye güvenli olmazsa Avrupa da hiç güvenli olmaz." dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, 9. Büyükelçiler Konferansı'na katılanlar için Çankaya Köşkü'nde düzenlenen yemekte konuştu.
"Avrupa terör örgütleri arasında ayrım yapıyor"
Yıldırım, "Dostumuz, müttefikimiz Avrupa, terör örgütleri arasında ayrım yapıyor. PKK'ya gelince müsamahakar, DEAŞ'a gelince müsamahakar değil. Terör örgütlerinin birini diğerine tercih etmek insanlığa, dünya barışına yapılabilecek en büyük ihanettir." dedi.
Yıldırım, "Avrupa'nın güvenliği Türkiye'den başlar. Eğer Türkiye güvenli olmazsa Avrupa da hiç güvenli olmaz." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin bugün tek boyutlu değil, birçok boyuta sahip bir mücadeleyi tek başına sürdürmek mecburiyetinde olduğunu belirten Yıldırım, Türkiye'nin asimetrik bir saldırı altında olduğunu dile getirdi.
Başbakan Yıldırım, "Birçok ülke terörle özellikle DEAŞ terör örgütüyle mücadelenin sadece lafını yapıyor. Fırat Kalkanı'yla Suriye'de, Başika'da, Irak'ta ve Türkiye'de gerçek anlamda bu terör örgütüyle mücadeleyi Türkiye yapıyor. Bunu artık dünya görmelidir, görmek mecburiyetindedir." dedi.
Terör karşısında güvenli ülke olmadığını söyleyen Yıldırım, "Her ülkenin güvenliği ve güvensizliği aynı konuma gelmiştir. Onun için 'bana değmeyen yılan bin yaşasın' anlayışı artık terk edilmek mecburiyetindedir." ifadelerini kullandı.
Kıbrıs görüşmeleri
Kıbrıs görüşmelerine de değinen Yıldırım, "Alınan birtakım mesafeler, anlaşılan konular var. Türkiye'yi ilgilendiren tarafı da bu işin var. Ada'da adil, eşit bir yönetişim sistemi garanti altına alınmalıdır. Sadece toplumların birbirine güvenleri yetmez. Geçmiş dönemlerde yaşanan acı tecrübelerin ışığında her şeyin teminat altına alınması lazım." dedi.
Başbakan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
"Teminat da Türk tarafı için Türkiye, Rum tarafı için de Yunanistandır. O bakımdan, buradaki görüşmelerin adil ve kalıcı bir barışı birlikte, iki federasyonlu bir devletin dönüşümlü başkanlığı oluşturacak şekilde tesis ederek sürdürülmesi en büyük dileğimizdir. Bunun için katkı sağladık, sağlamaya da devam edeceğiz. Tabii burada Avrupa Birliği geçen sefer olduğu gibi işin kenarında durmamalı. 2004'teki işte, Kıbrıs Türk tarafına kazık attılar. 'Bu sefer aynı şeyi yapmayın' dedik. Eğer burada bir çözüm olacaksa, Türk tarafı, Rum tarafı, Birliğin aynı anda üyesi olacaksa bu dörtlü özgürlükten taviz verilmemesi lazım."
"AB'ye girişin bir provasını Kıbrıs'ta başlatabiliriz"
İnsanların, hizmetlerin, sermayenin serbest dolaşımının mutlaka Türkiye'ye de sağlanması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, "Yani AB'ye girişin bir provasını Kıbrıs'ta başlatabiliriz. Bu, yeterince güvenceyi de bir anlamda sağlamış olur. Bütün bunlar konuşulacak, görüşülecek ve ümit ederiz ki güzel bir sonuç ortaya çıkar." şeklinde konuştu.
"Hukuk dersine Türkiye'nin ihtiyacı yok"
Yıldırım, "Avrupa ülkelerine alınganlığımız şudur, FETÖ darbe girişiminden sonra yüksek bir sesle kınamak yerine 'Ya, darbecileri fazla hırpalamayın' demeleri bizim kanımıza dokundu. Böyle bir şey olamaz. Önce darbeyi hiç tereddüde mahal bırakmadan kınayacaksınız, sonra da Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğuna sonuna kadar inanacaksınız. Hukuk dersine Türkiye'nin ihtiyacı yok, Türkiye kendi hukukunu üniversal şartlar neyi gerektiriyorsa aynı şekilde uygular." ifadelerini kullandı.
FACEBOOK YORUMLAR