"Avrupa ülkeleri panik içerisinde"
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop: "Bu görünen tablo, çok açık şekilde Avrupa’nın, Avrupa ülkelerinin bir özgüven kaybı içerisinde, panik içerisinde olduğunu gösteriyor" "Bizim getirdiğimiz sistem, cumhurbaşkanımızın bugüne kadar ortaya koymuş olduğu siyaset ve yönetim anlayışının kurumsallaşması anlamına geliyor. Tabiri caizse güçlü hükümetleri, şahsiyetli siyaseti, anayasal zeminde kurumsallaştırmış oluyoruz. Bir başka ifadeyle Tayyip Erdoğan modelini seri üretime geçireceğiz bu düzenlemeyle"
Şentop ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli'de gazetecilerle bir araya geldi.
Hollanda'nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya yönelik skandal tavrına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şentop, şunları kaydetti
"Gece yapılan yorumlar da gösteriyor. Avrupa’nın değerleri, demokrasi, insan hakları özgürlükleri gibi değerlendirme yapanlar oldu. Aslında Avrupa’nın özgüveni olduğu zaman bu hukuk sisteminin, özgürlüklerin bir önemi var orada. Bu görünen tablo çok açık şekilde Avrupa’nın, Avrupa ülkelerinin bir özgüven kaybı içerisinde, panik içerisinde olduğunu gösteriyor. 100 yıl öncesinin o 1. Dünya Savaşı’nın yaşandığı arkasından 2. Dünya Savaşı’nın yaşandığı bir kargaşa ortamına Avrupa'nın yavaş yavaş yönelmeye başladığı gözüküyor, anlaşılıyor. Ama Türkiye hem savunduğu değerler bakımından hem dünyada ifade ettiği sembolik anlamı itibarıyla bir ümit olmaya bu tür hukuka, ahlaka aykırı davranışlara cevap verebilecek bir güce ve kudrete de sahiptir."
- "Bu aracın sağındaki mekanizmaların sökülmesi lazım"
Şentop, 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasının, son 50 yıldır Türkiye’de tartışılan hükümet sistemi meselesine açıklık getireceğini, süregelen bu tartışmayı ortadan kaldırarak, sorunu çözeceğini dile getirerek, bunun bir siyaset, bir parti ya da kişi meselesi olmadığını söyledi.
AK Parti'nin kuruluşundan önce de bu sistemin konuşulduğunu ve öngörülen hükümet sistemini vesayetçi yapıyı sonlandırmak olarak gördüklerini belirten Şentop, şunları kaydetti:
"Vesayet meselesini bir örnekle anlatmak isterim. Aday sürücü eğitimi verilen araçlar var. Bunların iç kısmında farklı bir mantık var. Sol tarafı normal ama sağ tarafta sürücü eğitimi veren yer var. Araca müdahale edecek gaz fren var. Sol taraftaki seçilmiş siyasetçi, sağ taraftaki de vesayetin temsilcisi. Bu kritik noktalarda araca müdahale ediyor. Bunu bazen sol taraftakinin hissetmeyeceği bir incelikte bazen onun da anlayacağı, bazen de onu etkisiz hale getirecek 12 Mart’ta olduğu gibi bazen de hızını alamayıp kapıyı açıp aşağı attığı 12 Eylül’de olduğu gibi süreçler yaşanmış. Biz de 2002’den beri sağ taraftakini etkisiz hale getirmeye çalıştık. Onun müdahalelerine karşı çıktık, elin yağını bağladık ve biz onu aşağı attık. Şunu unutmayalım oradaki mekanizmalar olduğu sürece buna heves edenler olacak.15 Temmuz FETÖ’nün teşebbüsü buydu. Vesayetle mücadelenin geri dönülmez bir şekilde mücadele edilmesi için bu aracın sağındaki mekanizmaların sökülmesi lazım. Bu değişiklik araçtaki o mekanizmaların sökülmesi anlamına geliyor."
- "Tayyip Erdoğan modelini seri üretime geçireceğiz"
Halk oylamasında "evet" demenin de "hayır" demenin de bunları savunmanın da bir hak olduğunu ama doğru bilgilendirme yapılması gerektiğini ifade eden Şentop, bu noktada İzmir Barosu'un anayasa değişikliğine ilişkin bastırdığı kitapçığı eleştirdi.
Kitapçıkta yanlış bilgilerin aktarıldığını dile getiren Şentop, "Evet diyenler neye evet, hayır diyenler neye hayır dediğini iyi bilmelidirler. Görüş ve fikir farklılıkların yorum farkından olması lazım. Bilgi eksikliğinden kaynaklanmaması lazım. Bu apaçık bir sahtekarlıktır. Görüşünüz ne olursa olsun ama bilgiyi doğru bir şekilde ortaya koymak zorundasınız." diye konuştu.
Şentop, anayasa değişikliğine karşı olanların hangi kesimden olduklarının açık şekilde görüldüğünü de belirterek, "Kimler karşı, aracı sağ tarafta yönetmeye alışkın olanlar karşı. Türkiye’de seçim kazanmadan Türkiye'ye uzaktan kumandayla sınır dışından iktidara yön vermeye çalışanlar bu değişikliğe karşı. Bu kadar abartacaklarını düşünmüyordum, önce Almanya sonra Avusturya sonra da Hollanda da yaşananlar onlar açısından ne kadar ehemmiyetli olduğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı.
Değişikliğe karşı çıkanların, zayıf hükümetlerin bulunduğu, uzaktan kumanda ederek istikamet verdikleri, yön verdikleri, yöneticilerin olduğu bir Türkiye’ye alışkın olduklarını dile getiren Şentop, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanımızın getirmiş olduğu yeni yönetim, yeni siyaset anlayışının son bulmasını istiyorlar. Bizim getirdiğimiz sistem, cumhurbaşkanımızın bugüne kadar ortaya koymuş olduğu siyaset ve yönetim anlayışının kurumsallaşması anlamına geliyor. Tabiri caizse güçlü hükümetleri, şahsiyetli siyaseti anayasal zeminde kurumsallaştırmış oluyoruz. Bir başka ifadeyle Tayyip Erdoğan modelini seri üretime geçireceğiz bu düzenlemeyle. Bundan sonra ülkeyi yönetecek hükümetler yüzde 50 oy alacak. Yüzde 50 oy alabilmek için bu milletin değerleriyle bütünleşmiş siyasetçiler olması lazım."
FACEBOOK YORUMLAR