Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Türel:
"(Almanya ve Hollanda'nın skandal tavırları) Mesele eski Türkiye'nin uzaktan kumanda ile devam ettirilmesi meselesi. Artık o Türkiye yok arkadaşlar. Artık yeni Türkiye var. Direksiyonun başında milletin olduğu Türkiye var. Artık hakimiyetin kayıtsız şartsız millette olduğu Türkiye var. Buradan dönüş yok" "16 Nisan'da sandık başına gittiğimizde ne belediye başkanı ne hükümet ne iktidar ne muhalefet ne bir başbakan ne de bir cumhurbaşkanı seçiyoruz. Sadece ve sadece devletin yönetim biçimiyle ilgili bir değişiklik yapılması hususunda karar vereceğiz"
Büyükşehir Belediye Başkanı Türel, Antalya Genç İşadamları Derneğinin (ANTGİAD) Muratpaşa ilçesindeki bir otelde düzenlenen mart ayı genişletilmiş toplantısında yaptığı konuşmada, 16 Nisan'daki anayasa değişikliği referandumunun, tamamen devletin yönetim biçimiyle ilgili bir değişiklikle alakalı olduğunu belirtti.
Türel, 17 Nisan sabahında uyandıklarında bütün siyasilerin görevinde oturuyor olacağını vurgulayarak, "16 Nisan'da sandık başına gittiğimizde ne belediye başkanı ne hükümet ne iktidar ne muhalefet ne bir başbakan ne de bir cumhurbaşkanı seçiyoruz. Sadece ve sadece devletin yönetim biçimiyle ilgili bir değişiklik yapılması hususunda karar vereceğiz. Bu değişikliğin içeriği okunduğunda zaten meselenin çok net biçimde anlaşılacağını düşünüyorum. Yani 18 maddeyi teknik olarak tek tek okursanız, ne yapılacağı basit olarak anlaşılıyor." ifadesini kullandı.
- "Yeni anayasa uzlaşmayı gerektiriyor"
Anayasa değişikliği referandumu ile ilgili en çok yapılan eleştirilerin noktanın "Tek adamlık", "Otoriter bir rejim", "Diktatörlük geliyor'" şeklinde olduğuna işaret eden Türel, bu eleştirilerin haksız olduğunu söyledi.
Türel, "Cumhurbaşkanı kim seçilirse yargıya hakim olacak?" denildiğine de değinerek, şöyle devam etti:
"Seçilecek Cumhurbaşkanı, yargıya nasıl hakim olacak? Bizde şu anda yargının en üst kurulu HSYK'dır. Bunlar 11 bin kürsü hakiminin kendi arasında yapmış olduğu bir seçimle belirleniyor. Bu neye dönüşüyor? Yeni anayasada yani evet çıktığında Adalet Bakanı ve müsteşar doğal üye olarak yine kalacaklar. Kalan 11 üyenin dördünü halkın seçtiği cumhurbaşkanı atıyor ve 7'sini de meclis atıyor. Yani halkın seçtiği milletvekilleri atıyor. 'İşte cumhurbaşkanı aynı partiden, meclis aynı partiden olursa bir otoriter rejim gelir ve çok farklı kararlar alabilir.' deniliyor. Gelin buna bir bakalım. HSYK'ya atanan 7 tane üye, TBMM'nin üçte iki çoğunluğuyla seçiliyor. 20-30 seneye geriye doğru gittiğimizde dahi mecliste üçte iki çoğunluğu olan bir parti olmadı. Bugün de yok. Dolayısıyla bir uzlaşmayı gerektiriyor. Meclisin içindeki siyasi partiler anlaşacaklar, uzlaşacaklar ve üçte iki çoğunlukla 7 üyeyi seçecekler. Ancak uzlaşma olmadı, partiler isimler üzerinde anlaşamadı. O zaman ne olacak? O zaman yine Cumhurbaşkanı atamıyor yani yine otoriter bir tercih söz konusu değil, ine tek adamlık tercihi söz konusu değil. Kura usulü ile o 7 üye seçiliyor. Bir tek kişinin iradesine bağlı olarak seçilmiyorlar."
- "Hollanda'da yüksek mahkeme üyelerini Adalet Bakanı atıyor"
Almanya'da yüksek mahkemenin 12 üyeden oluştuğunu ve bunların 6'sını federal meclisin, 6'sının da eyalet meclisinin seçtiğine dikkati çeken Türel, Hollanda'da ise Adalet Bakanının yüksek mahkemenin üyelerini tek başına seçtiğini, kralın da tasdik ettiğini belirtti.
Türel, yeni anayasa ile birlikte Türkiye'de ise sadece milletvekillerinin değil, bütün siyasi partilerin uzlaşmasını mecbur kılan bir sistemle HSYK üyelerinin seçileceğinin altını çizerek, bunun da en gelişmiş ülkelerdeki gibi uzlaşmayı öncelikleyen bir sistem olduğunu söyledi.
- "Direksiyonun başında milletin olduğu Türkiye var"
Büyükşehir Belediye Başkanı Türel, "Eski Türkiye", "Yeni Türkiye" tartışmalarını hep yapıldığının anımsatarak, eski Türkiye'nin direksiyonun başında milletin gözüktüğü ama milletin arkadan kumanda ile idare edildiği bir Türkiye olduğunu anlattı.
Eski Türkiye'de direksiyonun farklı güçler tarafından yönetildiğini vurgulayan Türel, şunları kaydetti:
"Referandumla ilgili Almanya'nın, Hollanda'nın ve Avrupa'nın bize karşı olan hezeyanı nedendir? Hollanda ve Almanya ile Avrupadaki başka ülkeler bizim çok güçlü bir devlet olmamızı, bizim çok güçlü bir demokrasiye sahip olmamızı istediği için mi acaba hayır kampanyası yapıyor? Bizim milletimiz en iyi kararı verir. Bu 'Hayır' da olur, 'Evet' de olur. Bundan size ne? Bakıyorsunuz Almanya'nın televizyon kanalında 'Hayır' kampanyası var. Hem de devlet televizyonunda. Hollandalılara Türkçeyi öğretmeye başladık. Hollanda gazetesinde manşet türkçe, 'Hayır oyu verin'. Evet veya hayır oyu vermemiz sizi niye bu kadar ilgilendiriyor? Mesele eski Türkiye'nin uzaktan kumanda ile devam ettirilmesi meselesi. Artık o Türkiye yok arkadaşlar. Artık yeni Türkiye var. Direksiyonun başında milletin olduğu Türkiye var. Artık hakimiyetin kayıtsız şartsız millette olduğu Türkiye var. Buradan dönüş yok."
FACEBOOK YORUMLAR