ANALİZ - Tazminat cenneti Türkiye
Büyük kulüpler büyük umutlarla getirdiği yabancı teknik direktörleri tek taraflı sözleşmelerle gönderip, büyük tazminatlar ödemek zorunda kaldı. Bu kulüplere ve ülke futboluna büyük zararlar veriyor Spor Hukuku Enstitüsü Başkan Yardımcısı Alpay Köse: Kulüp başkanları kendi koltuklarını korumak, taraftarlarına şirin gözükmek ve gündemi değiştirmek adına, yabancı teknik direktörlerin ağır sözleşme maddelerine bakmadan tek taraflı fesih kararı veriyor Beşiktaş Kulübü'nün eski asbaşkanı Levent Erdoğan: "Hukuk işlerinden sorumluydum, 3 başkanla çalıştım, tek sözleşme görmedim" "Yabancı teknik direktörler gelirken büyük coşkuyla karşılanıyor, oturtacak yer bulunmuyor. Giderken de vebalı hasta gibi kovuluyor" Teknik direktör Yılmaz Vural: "Pereira Fenerbahçe'den aldığı parayı rüyasında göremezdi"
Hollandalı teknik direktör Dick Advocaat'ı takımın başına getirme kararı alan Fenerbahçe, 2 yıllık sözleşme imzaladığı ve 1 yıl görevde kalabilen Pereira'nın tazminat talebi ile ilgili olarak FIFA ve CAS'ın kararını bekleyecek.
Türkiye'de özellikle büyük kulüpler, takımın başına uzun süreli sözleşmelerle getirdikleri yabancı teknik adamlarla yollarını genellikle olması gerektiği şekilde ayıramıyor. Başarısızlığın tek sorumlusu ilan edilen teknik direktörlerle anlaşarak ayrılma yoluna gidilmiyor. Çeşitli yollarla kulüpten soğutulan birçok yabancı teknik direktörün sözleşmesi ise tek taraflı feshediliyor.
Spor Hukuku Enstitüsü Başkan Yardımcısı Alpay Köse, yabancı teknik direktörlerle anlaşarak ayrılmak yerine tek taraflı fesih yapılmasının hata olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullanıyor:
"Kulüp başkanları kendi koltuklarını korumak, taraftarlarına şirin gözükmek ve gündemi değiştirmek adına, yabancı teknik direktörlerin ağır sözleşme maddelerine bakmadan tek taraflı fesih kararı veriyor. Sportif olarak kötü sonuçlar alınınca ilk olarak teknik direktörler gönderilmek isteniyor. Sözleşme süresi dolmadığı için teknik direktörler çeşitli baskılar ile istifaya zorlanmak isteniyor. Daha önceki acı tecrübeler tazminattan kurtulmak için yapılan bu hamlelerin pek başarılı olamadığını ortaya koyuyor. Pereira'nın da istifa ettirilmeye çalışıldığı ve baskılar olduğu yönünde medyada çok haber var. Portekiz basınına yaptığı açıklamaları da bu yönde. Teknik direktörün durup dururken takımı bırakması çok mantıklı değil. Hazırlık kampı geçirilmiş, Şampiyonlar Ligi oynanmış ve ligin başlamasına 1 hafta kalmışken. Tek taraflı fesih yapan Fenerbahçe'nin elindeki kanıtları bilemiyorum ama genel itibarıyla FIFA ve CAS bu tip durumlarda teknik direktör ve futbolcular lehine kararlar verir."
- Levent Erdoğan: "3 başkanla çalıştım, tek sözleşme görmedim"
Beşiktaş Kulübünde Serdar Bilgili, Yıldırım Demirören ve Fikret Orman başkanlığındaki yönetimlerde hukuk işlerinden sorumlu olan Levent Erdoğan, Türk yöneticilerin heyecan ve beceriksizlikle yabancı teknik direktörlerin tüm şartlarını sorgusuz sualsiz kabul ettiğinin belirterek, "Büyük kulüplerimiz ünlü yabancı teknik direktörleri bedava mal bulmuş gibi kapıyorlar. Beşiktaş'ta hukuk işlerinden sorumlu olduğum halde sözleşmeleri bana göstermiyorlardı. Üç başkanla çalıştım, bir sözleşme görmedim, arka odalarda sözleşmeleri imzaladılar. Çünkü hukukçu olarak ağır maddelere itiraz edeceğimi biliyorlardı. Sonradan gördüğümüz sözleşmelerde, öyle ağır maddeler ve boşluklar var ki inanılır gibi değil. Sanki adamlar hiç ayrılmayacaktı. Diğer büyük kulüplerde de işler böyle." dedi.
"Yabancı teknik direktörler gelirken büyük coşkuyla karşılanıyor, oturtacak yer bulunmuyor. Giderken de vebalı hasta gibi kovuluyor. Hiç nazik davranılmıyor, çok çirkin şeyler oluyor. Bir tekmelenmedikleri kalıyor." sözlerini kullanan Levent Erdoğan,"Yabancı teknik direktörlerle ayrılma kararı verildikten sonra nazik davranılsa, anlaşma yoluna gidilse, ödenen tazminatlar yarıdan aza indirilebilir ama yapılmıyor. Mahkemeye gitsin ne olursa olsun deniliyor. Sulh yapmayı bilmiyoruz. Daha sonra ülkemize gelen yabancı teknik direktörler de bir önceki adama yapılan çirkin tutumu görüp, şartları daha da ağırlaştırıyor. Çoğu teminat mektubu bile alıyor." ifadelerine yer verdi.
- Astronomik rakamlar, davalar ve cezalar
Birçok yabancı teknik direktör, yıllık ücret olarak kariyerindeki en yüksek paraları Türkiye'de kazanıyor. Ayrıca birçoğu sözleşmelerinin tek taraflı feshedilmesi sebebiyle, açtıkları davalar sonucunda milyon avroluk tazminatlar alarak, kısa sürede büyük paralara kavuşuyorlar.
Avrupa'nın en büyük 5 liginden biri olma hedefine sahip olan Süper Lig, sadece teknik direktörlere ödenen paralar sıralamasında Avrupa'nın zirvesini zorluyor.
- Yılmaz Vural: "Pereira Fenerbahçe'den aldığı parayı rüyasında göremezdi"
Fenerbahçe'den gönderilen Vitor Pereira'nın ekibiyle birlikte yılda 4 milyon avro aldığını söyleyen Yılmaz Vural ise şunları kaydetti:
"Vitor Pereira kim? Neden bu paralar teklif edilir? Anlamak mümkün değil. Pereira, Fenerbahçe'den aldığı parayı rüyasında göremezdi. Hiçbir Avrupa kulübü bu paranın 4'te 1'ini ona teklif etmez. Adamın sözleşmesini tek taraflı feshediyorlar, o da doğal olarak yıllık paramı verin gideyim diyor. Vermiyorsun, adam CAS'a başvuruyor kat be kat fazlasını alabilir. Olan kulüplere oluyor. Büyük kulüplerimizde bunun sayısız örneği yaşanıyor. Burada yabancı hocaların suçu ne, suç tamamen yöneticilerde. Beşiktaş'ta zamanında dünyanın en iyi hocası diye Del Bosque'yi getirdi, dünyanın en büyük tazminatını ödedi. Ülkemizin paraları har vurup harman savruluyor."
- Cezalar ülke futbolunun imajına zarar veriyor
Kaybedilen davalar, ödenen tazminatlar ve verilen cezalar Avrupa'nın önde futbol liglerinden biri olma iddiasına sahip ülke futbolumuzun imajına da darbe vuruyor.
Büyük borç yükü altında bulunan kulüplerimizin ise bütçelerine yeni ağır yükler ekleniyor. Kulüplerimiz ardı ardına Finansal Fair Play (FFP) kriterleri nedeniyle UEFA'dan çeşitli cezalar alıyor.
Asırlık kulüplerimizin büyük borçlar altında ezildiğinin altını çizen Yılmaz Vural, "100 senelik kulüpler kendilerine batakhane hazırlamışlar, seneden seneye borçlar artmış. Şu an kurtarmaya çalışıyorlar ama sonuç alırlar mı bilemem. Biri feda senesi yapıyor, biri arsasını satmaya çalışıyor. CAS'ta yüzlerce dava var, prestij sıfır. Büyük kulüplerimizin başkanları yanlarında avukat, ellerde dosyalar kapı kapı geziyor. Bu görüntüler ülkemize yakışmıyor. Devletimiz ülke futbolu ayakta kalsın diye vergi indirimi yapıyor ama bence bu da yanlış. Devlet bu konuda acımasız olmalı çünkü bu vergi indirimleri kötü yöneticilere prim tanıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Spor hukukçusu Alpay Köse de kaybedilen tazminat davalarının Türkiye'nin imajını derinden sarstığını, Avrupa'da Türk kulüplerinin imajının para ödemeyen ve kontratına sadık kalmayan kulüpler olarak gözüktüğünü dile getirdi.
Kulüplerimizin CAS'ta çok sayıda dosyasının bulunmasının üzüntü verici olduğunu söyleyen teknik direktör Tolunay Kafkas ise şu yorumda bulundu:
"Takımlarımızın adının bu davalarda geçmesinin ülke futbolunun imajına zararı büyük. Kulüplerimizin ödediği ağır tazminatlar zaten kötü durumda olan bütçelerine de darbe vuruyor. Büyük takımlarımızda kimsenin parası kalmaz ama yabancı teknik direktörler de parasını almak için beklemez."
- Tazminat rekoru Del Bosque'de
Türkiye'de bir teknik direktöre yapılan en yüksek tazminat ödemesi rekoru, İspanyol çalıştırıcı Vicente Del Bosque'nin elinde.
Beşiktaş'ta 2004-2005 sezonu başında takımın başına getirilen ve ikinci yarının başında sözleşmesi feshedilen İspanyol teknik adam, siyah-beyazlı takımdan 8,5 milyon avro tazminat aldı.
CAS'a açtığı tazminat davasını kazanan Del Bosque, Beşiktaş'ın o sezon UEFA Şampiyonlar Ligi'nden elde ettiği gelire el koydurarak 8,5 milyon avroyu tahsil etti.
Del Bosque'nin getirilişi ve ayrılışında görevde olmadığını belirten Levent Erdoğan o günlerle ilgili şu sözlere yer verdi:
"Del Bosque'nin sözleşmesi baştan yanlış yapılmış. Gönderiliş konusunda da büyük hatalar yapıldı. Del Bosque kesinlikle paraya önem veren bir insan değildi. Yöneticilerimiz İspanya'da Del Bosque ile görüştü ve hoca kötü bir şekilde kovulmasına rağmen 700 bin dolar verin ayrılmayı kabul edeyim dedi. Yöneticilerimiz ise bu parayı önce ödeyeceğiz dediler. Daha sonra ise mukavelesindeki ağır maddeleri gözardı ederek dava etsin alsın dediler. Del Bosque tazminatı ile birlikte Beşiktaş'tan toplam 12 milyon avro aldı. Beşiktaş'ın bir sezonda kazandığı tüm gelir, tek bir adama verildi."
Beşiktaş, 2010-2011 sezonunda takımı teslim ettiği Bernd Schüster'e de tazminat ödemek durumunda kalmıştı. Alman çalıştırıcı, üst üste alınan başarısız sonuçlar nedeniyle 2011 yılı mart ayında istifa etmesine karşın, yine de kulüpten 1 milyon avro tazminat almıştı.
- Fenerbahçe'den Daum ve Aragones'e 4,4 milyon avro
Fenerbahçe ise son olarak yabancı teknik direktörlerden Chistoph Daum ve Luis Aragones'e tazminat ödemek durumunda kalmıştı.
Futbol takımını 2008-2009 sezonunda 70 yaşındaki İspanyol teknik adam Luis Aragones'e emanet eden sarı-lacivertliler, beklenen sonuçların alınamaması sonrası 2 milyon avro ödeyerek yolları ayırmıştı.
Sarı-lacivertliler, 2009-2010 sezonunda göreve getirilen Alman çalıştırıcı Christoph Daum'a ise sözleşmesinin feshi için sezon sonunda 2,4 milyon avro ödeme yapmak durumunda kaldı.
- Galatasaray, Prandelli, Gerets, Skibbe ve Rjikaard'ı tazminatla gönderdi
Son yıllarda teknik direktör istikrarını yakalayamayan Galatasaray da Cesare Prandelli, Frank Rijkaard, Michael Skibbe ve Erik Gerets'in sözleşmelerini tazminat ödemesi yaparak sonlandırmıştı.
Sarı-kırmızılılar, sözleşme fesih bedeli olarak, 2014-2015 sezonunda takımın başında yalnızca 145 gün kalan Cesare Prandelli ve ekibine 2 milyon 990 bin avro, 2009-2010 sezonunda çalıştıran Rijkaard'a 3 milyon avro, göreve başladığı 2008-2009 sezonunun ikinci yarısında yollar ayrılan Michael Skibbe'ye 1,7 milyon avro ve 2005-2006 ve 2006-2007 sezonlarında takımı yöneten Erik Gerets'e ise 1,1 milyon avro ödemek durumunda kalmıştı.
Galatasaray'ın bu 4 teknik adama yaptığı tazminat ödemelerinin toplamı 8 milyon 790 bin avro olmuştu.
Türk futbolunun dört büyüklerinden Trabzonspor ise teknik direktör tazminatı konusunda en az ödeme yapan takım durumunda. Bordo-mavililer, yakın dönemde tazminat ödeyerek yalnızca 1 yabancı teknik adam gönderirken, bu isim de Vahid Halilhodzic oldu.
2014-2015 sezonu başında Trabzonspor'da göreve getirilen ancak daha sonra koltuğunu Ersun Yanal'a devretmek zorunda kalan Boşnak teknik adam, 980 bin avro tazminat alarak sözleşmesini feshetti.
Bordo-mavililer, Gürcü teknik adam Şota Arveladze ile ise yollarını karşılıklı anlaşarak ayırmıştı.
Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un yakın dönemde yalnızca teknik adamlara tazminat ödemelerinin maliyeti 24 milyon avroya yaklaştı.
- Yerli teknik direktörler tazminata yabancı
Yabancı teknik direktörlere milyonlarca avro ödeyen büyük kulüpler, yerli teknik direktörler konusunda ise tam tersi bir politika izliyor.
"Bizim evladımız", "İçimizden biri" sözleriyle motive edilen yerli teknik direktörler, çoğunlukla, şartlarını hiç konuşamadıkları, boş mukavelelere imza atıyorlar.
Yerli teknik adamların, büyük takımlarda çalışmak adına aleyhlerinde olan tüm şartları kabul ettiğini dile getiren Levent Erdoğan şu sözlere yer verdi:
"Yerli teknik adamlar, büyük takım teknik direktörlüğüne deyim yerindeyse balıklama atlamaları sebebiyle, aleyhlerine olan tüm şartları kabul ediyorlar. Tüm haklarının kısıtlanmasına ve türlü tavizlere izin veriyorlar. Camianın çocuğu ve centilmenlik sözleşmesi adı altında boş mukaveleye imza atıyorlar. Yani büyük kulüpler, yerli hocaları gaza getirip bedava imza attırıyorlar. Yerli ve yabancı da işler tam tersine işliyor."
Büyük kulüplerin yerli teknik direktörleri değersiz gören bir anlayışlarının bulunduğunu iddia eden Yılmaz Vural ise, "Türk teknik direktörlere, bizim çocuk parasız çalışır diye değer verilmiyor. Yabancı antrenörlerin ise tüm şartları kabul ediliyor. Evindeki tuvaletin renginin değiştirilmesini isteyen yabancı teknik direktör biliyorum ve bu isteği de yerine getiriliyor. Biz Avrupa'ya çalışmaya gitsek, ev bile vermezler. Türkiye'de 26 kulüpte çalıştım, 1 ya da 2'sinden tam olarak paramı alabildim." diye görüş belirtti.
- Sadece teknik direktöre değil futbolculara da rekor tazminat
Kulüpler yalnızca yabancı teknik direktörleri gönderirken tazminat ödemiyor. Büyük umutlarla kadroya dahil edilen yabancı futbolcuların da ayrılışı, zaman zaman ağır faturalar ortaya çıkarıyor.
Bunun akıllara gelen ilk örneği de Beşiktaş'tan gönderilen İtalyan futbolcu Matteo Ferrari'ye ödenen tazminat.
Siyah-beyazlılar, Ferrari'ye oynadığı iki sezonda aldığı paralar hariç 7 milyon 900 bin avro tazminat ödemek zorunda kalmıştı. Beşiktaş, 2011'de takımdan ayrılan İtalyan oyuncuya 2015 yılının ilk aylarına kadar ödeme yaptı.
FACEBOOK YORUMLAR