AK Parti Genel Sekreteri Gül:
AK Parti Genel Sekreteri Gül: "Kılıçdaroğlu'nun korktuğu şey, milletin 16 Nisan'dan sonra iktidara gelmesidir. Halktan korkuyorlar, halktan ürküyorlar, halkın iktidar olmasından, yetkinin, sözün, kararın halka geçmesinden korkuyorlar" "Kılıçdaroğlu'nun bu tür hezeyanları, beyanları gerçekten bir siyasetçiye yakışmıyor. Benim tavsiyem 18 maddeyi okusun, milletin karşısına öyle çıksın" "16 Nisan'da Türkiye'nin geleceği oylanacak, Avrupa'nın değil. Egemenlik kayıtsız şartsız millete ait. Türk milleti bunun kararını verecektir. Bu nedenle dışarıdan gazel okuyanlara Türkiye'nin egemenlik alanına müdahale etmemelerini, hayır kampanyası yaparak Türkiye'deki seçimi manipüle etmemelerini tavsiye ediyoruz"
Gül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun anayasa değişiklik teklifiyle hiçbir alakası olmayan açıklamalarına devam ettiğini savundu. Kılıçdaroğlu'nun "Cumhurbaşkanının 2. döneminde meclisi feshedip 3. dönem de seçilebilir" şeklindeki açıklamalarının doğru olmadığını belirten Gül, yeni sistemde cumhurbaşkanının meclisi fesih diye bir yetkisinin bulunmadığını bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimleri 5 yılda bir yapılacağı için, bir ihtiyaç halinde, bir erken seçim anlamında seçimlerin birlikte yapılmasına cumhurbaşkanı ve meclisin karar verebileceğini vurgulayan Gül, şunları ifade etti:
"Ama kim karar verirse cumhurbaşkanı ya da meclis kendi görevini de sonlandırmak zorunda. Bu durumda yine milletin önüne gidilecek. Millet kimi isterse onu seçecek. Kılıçdaroğlu diyor ki, cumhurbaşkanı 2. dönemin sonunda meclisin görevini sona erdirip kendisini bir daha seçtirebilecek. Bu asla mümkün değil. Cumhurbaşkanı 2. döneminde seçimleri yenileme kararı alamıyor. Sadece TBMM beşte üç çoğunlukla cumhurbaşkanı ve meclis seçimlerini yenileme kararı alırsa cumhurbaşkanı sadece 1 defa daha seçilmeye yetkili olabiliyor. Ama cumhurbaşkanının Sayın Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi, cumhurbaşkanlığının 2. döneminde bir defa daha seçim kararı alıp kendisini seçtirir, bir dönem daha yapar diye şey anayasa değişikliği metninde asla yok. Muhtemelen kendi kurgusu, kendi aklından geçirdiği bir ifade."
Abdulhamit Gül, Kılıçdaroğlu'nun "Cumhurbaşkanı yarın Ali'nin dükkanını, malını alıp Veli'ye verebilir" diye bir iddiada daha bulunduğunu anımsatarak anayasa değişiklik metninde cumhurbaşkanının temel hak ve hürriyetlerler, kişi hak ve hürriyetleri, siyasi hak ve ödevleriyle ilgili asla kararname çıkarma yetkisi bulunmadığına işaret etti.
Mevcut anayasadaki bu hak ve özgürlüklerle ilgili yeni metinde hiçbir düzenleme ve değişiklik yapılmadığına değinen Gül, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun bunları bilmemesi mümkün değil. Bunları bildiği halde, anayasada bunların muhafaza edildiğini, korunduğu, garanti ve teminat altına alındığı halde Kılıçdaroğlu'nun bu tür hezeyanları, beyanları gerçekten bir siyasetçiye yakışmıyor. Benim tavsiyem 18 maddeyi okusun, milletin karşısına öyle çıksın." dedi.
Gül, Kılıçdaroğlu'nun 18 yaşında milletvekili seçilebilme hakkıyla ilgili söylediklerinin de gerçeği yansıtmadığını, 18 yaşında milletvekili seçilen bir kişinin de tıpki diğer vatandaşlar gibi 25 yıl prim ödemesi, emekli maaşı alabilmek için de 65 yaşını beklemesi gerektiğini vurguladı.
- Milletin kafasını karıştırıyor
Abdulhamit Gül, milletin kandırılmaya çalışıldığını belirterek, "Metin yoruma açık değil ama Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürlüğü döneminde devlet yönetimine yönelik yaklaşımının nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz. SSK gibi kar eden bir kurumu alıp da zarar eden bir hale getiren, 14 yaşındaki torununu erken emekli olsun diye sigortalı yapan Kılıçdaroğlu'nun anlama kapasitesi bu." diye konuştu.
Gül, anayasanın kaç tane cumhurbaşkanı, bakan veya bakan yardımcısı atanabileceğine dair bir sınırlandırma yapmadığını sadece genel düzenlemeler anlamında yetki verdiğine dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Devlet yönetimi için ne kadar gerekliyse o kadar olur. Şu anda bakanlıkla ilgili de bir anayasa sınırı yok. Biz 500 tane bakan mı belirliyoruz, 500 tane başbakan yardımcısı mı belirliyoruz. Devletin ihtiyacı ne kadarsa 1, 3, 5... Milletimiz seçmiş olduğu cumhurbaşkanına o yetkiyi veriyor. Cumhurbaşkanı ona görev adım atıyor. Kılıçdaroğlu diyor ki 'Bu sistemde fren sistemi yok.' Tam tersi mevcut sistemde arabanın 2 direksiyonu, 2 freni var. Kimin ne zaman frene basacağı, direksiyonu nereye çevireceği belli değil. Bunu netleştiriyoruz, bunun adını koyuyoruz. Burada bir, milletin freni. Millet eğer başarısız olursa sandıkta tokatı vuruyor. Sandıkta o kişiyi cezalandırıyor. İkinci fren meclis freni. Cumhurbaşkanının bütün kararnameleri meclis denetimine tabi. Anayasa Mahkemesi'ne götürebiliyor milletvekilleri veya o konuda kanun çıkartarak kararnameleri hükümsüz hale getirebiliyor. Yeni sistemin fren sistemi daha güçlü, daha yerinde. Burada fren sistemini biz milletvekillerinden, ayak oyunlarıyla, pazarlıklarla yapılan milletvekillerinden alıyoruz, millete veriyoruz. Kılıçdaroğlu'nun korktuğu şey, milletin 16 Nisandan sonra iktidara gelmesidir. Halktan korkuyorlar, halktan ürküyorlar, halkın iktidar olmasından, yetkinin, sözün, kararın halka geçmesinden korkuyorlar."
-Bild gazetesinin manşeti
AK Parti Genel Sekreteri Gül, Alman Bild gazetesinin manşetine de tepki göstererek, bölücü terör örgütü ile Almanya, Hollanda, İsviçre'de referandumdan "hayır" çıkması için çalışan güçleri herkesin izlediğini dile getirdi.
"Bir kere 16 Nisan'da Türkiye'nin geleceği oylanacak, Avrupa'nın değil. Egemenlik kayıtsız şartsız millete ait." diyen Gül, Türkiye'nin egemenlik haklarına müdahale edilmemesi uyarısında bulundu.
FACEBOOK YORUMLAR