Adalet Bakanı İpek:
-"Yargı organları toplumun bir parçası, medya ise toplumun adeta bir aynasıdır. Bu nedenle yargı ve medya arasındaki ilişki büyük önem arz etmektedir. Hedefimiz bu ilişkiyi en sağlıklı şekilde kurmak ve yürütmektir".
Bakan İpek, Türkiye-Hollanda-Almanya tarafından yürütülen "Kitlesel Medya ve Yargı Arasındaki İlişkilerin Güçlendirilmesi AB Eşleştirme Projesi"nin Ulucanlar Cezaevi Müzesi'nde düzenlenen kapanış toplantısında konuştu.
Bugün müze olarak hizmet veren mekanın bir dönemin meşhur cezaevlerinden olduğunu belirten İpek, Türkiye'de edebiyat ve düşünce dünyasından çok sayıda ismin burada bulunduğunu söyledi.
"Acı hatıraların da mekanı olan cezaevinin, Türkiye'nin demokrasi yolculuğunun bir özeti olduğunu" dile getiren İpek, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde Ulucanlar ve benzeri bir çok cezaevini kapattıklarını anlattı.
Türkiye'nin tazelenen acılarından birinin de terörün yol açtığı can kayıpları olduğunu ifade eden İpek, Ankara'daki terör saldırısında hayatını kaybedenlere, operasyonlarda şehit düşen polis ve askerlere rahmet diledi.
İpek, Türkiye'nin, bölgenin ve tüm dünyanın huzura, beraberliğe, kardeşçe yaşamaya ihtiyaç duyduğunu vurgulayarak, "İnsanların ölümü üzerinde hesap yapmak hiçbir insana, devlete de yakışmaz. Devletler barış için adım atmalı, terörün hiçbir şekilde desteklenmemesi konusunda mutabakat sağlanmalıdır. Bu olmadıkça acılardan terörle arasına mesafe koyamayan herkes sorumludur" diye konuştu.
- "Sorunları tamamen çözmeyi amaçlıyoruz"
Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından 5 yıllık Yargı Reformu Stratejisi'ni açıklandığını hatırlatan İpek, söz konusu dönemde yargı sisteminde önemli değişiklikler yaşanacağını kaydetti.
Yargı sisteminin sorunlarını tamamen çözmeyi amaçladıklarını dile getiren İpek, hukuk devletinin güçlendirilmesi ve demokratik standartların yükseltilmesi için önemli çalışmalar yapıldığını anlattı.
İfade ve basın özgürlüğü konularında da önemli reformlar gerçekleştirildiğini aktaran İpek, bu kapsamda basın araçlarının suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemeyeceğinin anayasal kural haline getirildiğini, Terörle Mücadele Kanunu gereğince, "yayınlanmadan önce yayının durdurulması uygulaması"na son verildiğini söyledi.
Geçmişte alınmış binlerce yayın yasaklama, toplama ve el koyma emrinin de kaldırıldığını belirten İpek, basın yoluyla işlenen suçlarda, soruşturma, kovuşturma ve kesinleşmiş cezaların bir defaya mahsus ertelendiğinin altını çizdi.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme sürelerinin uzatıldığını ve hakkın kapsamının genişletildiğine işaret eden İpek, siyasi parti ve adaylar tarafından yapılacak her türlü propagandanın Türkçe'nin yanı sıra farklı dil ve lehçelerde yapılmasına imkanı sağlandığını hatırlattı.
Bakanlığın Yargı Reformu Stratejisi çerçevesinde kurulan komisyonların bir kısmının çalışmalarını tamamladığını, bir kısmının çalışmaya devam ettiğini bildiren İpek, "Yargı Reformu Stratejisi çerçevesinde amacımız kamuoyuna güven veren, yargısal hesap verebilirlik ve şeffaflığın esas olduğu, insan odaklı bir sistem oluşturmaktır. Yargısal hesap verebilirlik ve şeffaflığın önemli alanlarından birini de yargı medya ilişkileri oluşturmaktadır" dedi.
Medyada yer alan haberlerin her türlü ön yargıdan uzak ve doğruluğundan emin şekilde yapılması gerektiğinin altını çizen İpek, Ankara'daki terör saldırısında yaşanan bazı gelişmelerin bu konu üzerinde hassasiyetle durulmasının önemini gösterdiğini söyledi.
İpek, bir gazetenin haberinin bazı şüphelilerin kaçmasına neden olduğunu aktardı.
Basının ifade özgürlüğünü kullanırken görev ve sorumluluklarına uygun davranması gerektiğini belirten İpek, haberlerin bireylerin şeref ve hakları üzerinde ağır etkiler yaratma riski taşıdığı durumlarda basının sorumluluklarının önem taşıdığına işaret etti.
- "Kara propaganda yürütülüyor"
Son dönemde basın özgürlüğüne karşı siyasi iktidar merkezli bir baskı olduğu yönünde kara propaganda yürütüldüğünü anlatan Adalet Bakanı İpek, uluslararası meslek kuruluşlarının da buna alet edildiğini belirtti.
Mesleği gazetecilik olanların, gazetecilikle ilgili olmayan konularda suç işleyip işlemediğine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan İpek, şöyle konuştu:
"Mesleğini ifa sırasında başkasının haklarının ihlal edilmesi bir hukuk devletinde kabul edilemez bir durumdur. Köşe yazısında hakaret suçu işlediği iddia edilen kişi hakkında soruşturma açılması basın özgürlüğü ihlali midir? Bu mesleğe ilişkin bir durum mudur? Bunların öncelikle tartışılması gerekmektedir. Bugün Türkiye'de kendi beyanlarını dikkate alarak gazeteci oldukları ileri sürülen 42 tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Bunlardan sadece ikisinin basın kartı bulunmaktadır. Asıl önemlisi ise bunların suçlarının tamamen meslek dışı konular olmasıdır. Terör, hırsızlık, gasp, darp, cinayet gibi pek çok suç türü bulunmasına rağmen gazetecilik veya fikir beyan etmekten dolayı tutuklu veya hükümlü kimse cezaevlerinde bulunmamaktadır. Gazetecinin suç işleme özgürlüğü yok. Tıpkı bir hakimin veya savcının, sıradan bir vatandaşımızın olduğu gibi."
İpek, özgürlüğün esas olmasının, güvenliğin veya kişisel hakların gözardı edilmesi anlamına gelmeyeceğini ifade eden, özgürlüklerin kullanımı adı altında, hakaret, kişisel ve özel bilgilerin paylaşılması gibi yanlışlara düşüldüğünü söyledi.
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınmasına ilişkin görüntülerin yayınlanmasını örnek veren İpek, bu görüntülerin basın etiğine, insan vicdanına sığmayacağını, görüntüleri yayınlayan kuruluşlar hakkında soruşturmalar açıldığını anımsattı.
Bakan İpek, "Bizim yurt dışından gelen misafirlerimizden beklentimiz, olayları veya bilgileri tek taraflı değerlendirmemeleridir" ifadesini kullandı.
- "Basın ile yargı arasında kurulacak her köprü kazanım olacak"
Basın ile yargı organları arasında kurulacak her köprünün kazanım olacağını ifade eden İpek, doğru ve gerçek haberin tüm tarafların tek isteği olduğunu belirtti.
"Kitlesel Medya ve Yargı Arasındaki İlişkilerin Güçlendirilmesi Projesi" kapsamında yapılan çalışmaların somut çıktılarıyla yargıya güveni güçlendirme konusunda önemli katkılar sağlayacağını dile getiren İpek, "Unutulmamalıdır ki yargı organları toplumun bir parçası, medya ise toplumun adeta bir aynasıdır. Bu nedenle yargı ve medya arasındaki ilişki büyük önem arz etmektedir. Hedefimiz bu ilişkiyi en sağlıklı şekilde kurmak ve yürütmektir" diye konuştu.
Bakan İpek, bu yöndeki çalışmaların kurumsallık kazanması ve yasal zemine yerleştirilmesi için bir genelge hazırlığı yapıldığını açıkladı.
Proje Lideri Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Alpaslan Azapağası da yargı ve medya arasındaki ilişkilerin kopukluğunun bir çok olumsuz sonucu beraberinde getirdiğini belirterek, yargı ve medya ilişkilerinin kurumsal zemine kavuşturulmasında hem kamunun hem bireylerin menfaati bulunduğunu söyledi.
Azapağası, "Yargı organlarının medya ile ilişkilerinin güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı, kişilik haklarının korunması çerçevesinde bu konu yargı reformunun bir parçası olarak görülmektedir" dedi.
Konuşmaların ardından, Adalet Bakanı İpek, yabancı konuklarla Ulucanlar Cezaevi Müzesini gezdi.
FACEBOOK YORUMLAR