Önce hedef Müslüman Irak idi.
Sonra Akdenize kıyısı olan Arap ülkeleri hedefe oturtuldu. Tunus, Mısır, Libya..
En son olarak Kızıldeniz ve Basra Körfezine kıyısı olan Arap ülkelerinde isyanlar çıkarıldı. Yemende, Bahreynde, Suudi Arabistanda..
Hepsine aynı gerekçe bulundu: Bunlar diktatör!
E doğru da, yıllarca bunları sen desteklemedin mi?
Amerika sana diyorum, sana!
Önceki ABD Başkanının aile şirketleri bu Arap ülkelerinin liderleriyle ve dünya çapındaki dev şirketleriyle ortaklık yaparken diktatör değillerdi de şimdi mi diktatör oldular?
ABD bu ülkeleri istediği gibi kullanırken, Saddamla ve diğer darbeci krallarla işbirliği yaparken sorun yoktu da şimdi mi çıktı, vs.
ORDULAR SATIN ALINIYOR!
Asıl üzerinde durulması gereken, bu ülkelerde sözde halk ayaklanmaları nasıl bu kadar kolay oluyor?
Muhalifler(?!) nasıl silah bulup da o ülkenin ordusuna karşı koyabiliyor?
Ya da Irakta olduğu gibi bir tek kurşun atmadan ordu nasıl teslim oluyor?..
Ta yıllar önce, Irak olayında söylemiş ve yazmıştım:
Ordular satın alınıyor!
Yoksa, bir tek kurşun atmadan bir ordu teslim olur mu?
Bakınız, dünkü gazetelerde Libyadaki durum vardı.
Libyada Kaddafinin 1969dan beri sağ kolu olan General Abdül Fatah Yunus saf değiştirmiş(!) muhaliflerin yanına geçmiş.
Muhalif denen e ne olduğu bilinmeyen silahlı grupların başında harekât yönetiyormuş.
İşte yıllar önce dediğim buydu.
Eğer bir ordu şantajla, parayla ya da kandırmaca ile satın alınmazsa, o ülkede dış operasyonlar yapılamaz.
Dün Irak Ordusu satın alınmıştı ve ülkesini işgalcilere teslim etti, bugün Mısır Ordusu satın alındı ve post modern silahlı darbe yaptı, iktidara oturdu.
EMPERYAL GÜÇLERİN YENİ YÖNTEMİ
Emperyal güçlerin çağımızdaki yöntemi artık alttan alta, sinsice, yıllar içinde ordu yönetimine geleceklere kancayı atma, onları ele geçirme ve günü geldiğinde kullanmaktır.
Yoksa, bir ülkede siviller nasıl ağır silahlara sahip olabilir, çok bilgi ve tecrübe gerektiren o silahları nasıl kullanır, cephaneliklerin yerini nerden bilir de ele geçirir, vs.
Alınması gereken ders budur.
Televizyon tartışmacılarının gözden kaçırmaması gereken budur. Ama bir teki (...bile demeyelim), çoğu bunu nedense dile getirmez.
Dikkat ediniz, bundan sonraki ülkelerde de ordunun sesini duyamayacaksınız, ta ki iktidar devrilip kendisi iktidara oturuncaya kadar.
Kendisi dediğimiz de, aslında emperyal dış güçlerdir.
Yorumlar
Kalan Karakter: