Şamil Tayyar, Ekrem Dumanlı, Mümtazer Türköne, Emre Aköz, Taner Korkmaz, Şahin Alpay, Ali Bayramoğlu, Mustafa Karaailoğlu, Ahmet Kekeç, köşelerinde BDPnin bildirisininin Bu yapılan Faşizmin dünyanın hiçbir yerinde görülemeyecek ölçekte açık ve net bir örneğidir bölümünü tırnak içinde yazdıktan sonra Demokrasi adına utanç duyuyoruz, ne mutlu kürdüm diyene yazarlardı.
İki gün önce Mersin de Kürtçe bilmediği için bir sanatçı öldürüldü. Bu günde sessiz sedasız defnedildi
O eften püften konularda gündem oluşturmak için Uzman görüşü alan, konuyu derinlemesine irdeleyen medyadan özel bir yayın göremedik. Münevver Karabulut cinayetine tepki gösteren, Türkiyenin her yanından gelip, çöp kutusu önünde eylem yapan milletende bir tepki görmedik.
İşte bu maalesef Türk Milletinin medya, kamuoyu, sivil toplum ve ahali olarak ne kadar ikiyüzlü, hatta on ikiyüzlü olduğunu da göstermiş oldu.
Bölücülükten sicilli Metin Göktepe öldürüldüğünde hep birlikte Metin Göktepe olanlar, Hrant Dink öldüğünde hep birlikte Hıristiyan olanlar ne yazık ki Hepimiz Sarp Öztürküz diyemediler.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan Kurşun Barışa ve kardeşliğe sıkılmıştır şeklinde bir klişe cümleyi bile esirgediler Sarp Öztürkten. Üstelik Sarp Öztürkte tıpkı Hasekioğlu gibi hemşerisiydi Abdullah Gülün.
Tam tersi olsaydı neler yaşanırdı gelin bir akıl yürütelim.
Yani bir Kürt barına gidip Kürtçe şarkılar, türküler söyleyen birine, öyle Türkiyem filanda değil, Her hangi bir Türkçe Türkü söylemediği için öldürselerdi neler olurdu.
İsterseniz gazetelerde kimler ne yazar, hangi televizyonlar konuyla ilgili tartışma programları düzenlerdi, Başbakan ve Cumhurbaşkanı nasıl mesajlar verirdi? Gelin beraberce düşünelim. Kürt Sanatçının adı da Garp ÖZKÜRT olsun.
Yiğit Bulut Haber Türk Televizyonunda konuyla ilgili Sansürsüz Programı yapar, programa muhtemelen, Cengiz Çandar, Nazlı Ilıcak, Ahmet Tan gibi isimlerin yanı sıra karşı tezi savunması için Zekeriya Beyazı çağırır, gelinen noktanın Kürt Vatandaşlarımız açısından nasıl büyük bir baskı ve tehdit oluşturduğu tezini izleyicisine dayatırdı. Oturum boyunca Kürt tezi Sansürsüz ce konuşulurken, Türk Tezini savunması için çağırılan Zekeriya Beyaz sürekli sansüre maruz bırakılırdı. Ayrıca yakın zamanda Mersin Üniversitesinin. BDP Genel Yönetimi Olağan Üstü Toplantıya çağrılır. Olayın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Taşınacağı, bu yapılanın Faşizmin dünyanın hiçbir yerinde görülemeyecek ölçekte açık ve net bir örneği olduğunu söyledikten sonra, Doğu ve Güneydoğu da ki bar, lokanta, kahvehane gibi yerlerde Türkçenin yasaklanması kararı alırdı.
Bölücü başı ininden avukatları aracılığıyla Bir daha olursa olacaklardan ben sorumlu değilim tarzında bir tehdit savururdu.
Nazlı Ilıcak köşesinden bunun Kürt Açılımı nı sabote etmek için yapıldığını, tetikçinin AKPyi alaşağı etmek isteyen Ergenekon Örgütü mensubu olduğunu yazardı.
Ergenekon çok kıdemli Savcısı Zekeriya Öz konunun Ergenekon Davası ile bağlantısının ortaya çıkarılması için İstanbul TEMe görev verirdi.
Cengiz Çandar bu şartlar altında Avrupa Birliğine Asla giremeyeceğimizi, bundan sonra artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını yazar ve onun öldürüldüğü günün Kürtçeye Özgürlük Günü olarak ilan edilmesi gerektiğini ve Garp Özkürtün Cumhurbaşkanı ve Başbakanında katılacağı bir Devlet Töreni ile defnedilmesi isteğini yazardı.
Cenazesi öyle hemen kaldırılmazdı. Avrupa Temsilcilerinin, Özellikle Kürdistan benim ikinci vatanım diyen, Bayan Mitterand ve Karen Foggun gelmesi beklenir, miting havasında bir cenaze töreni yapıldıktan sonra Diyarbakır Belediyesinin gönderdiği özel uçakla Diyarbakıra götürülerek bir milyon kişinin katılacağı ikinci bir törenle defnedilirdi.
Cumhurbaşkanı bir açıklama yayınlayarak, Bu barışa ve kardeşliğe yönelik bir saldırıdır, Çok güzel şeyler olacaktı ki bu menfur saldırı oldu. Saldırıyı esefle kınıyorum derdi.
Başbakan bir Basın Toplantısı düzenleyerek yaptıkları Kürt açılımı nı baltalamak isteyenlerin asla bu emellerine ulaşamayacağını söylerdi. Başbakan ayrıca bizzat kendi talimatı ile MİT POLİS ve Başbakanlık Korumalarından oluşan özel bir ekip kurdurarak Katili bir gün içinde ölü ya da diri istiyorum derdi.
Kültür Bakanı Jasmin Barın müze yapılacağını ismini de Garp Özkürt Müzesi koyacağını açıklardı.
Fethullah Gülen Okyanus ötesinden tartışmaya katılarak yapılan saldırının Cemaat PKK yakınlaşmasını sabote etmek için yapıldığını, ama ne yaparlarsa yapsınlar buna engel olamayacaklarını, en kısa zamanda Kürtçe Müzik eğitimi yapılacak bir akademi kuracaklarını ve akademiye Garp Özkürt Kürt Müziği Akademisi ismini verileceği sözünü verirdi.
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Garp Özkürt yerine Kürtçe şarkı söylemek için Rojinden Kürt Müziği eğitimi alacağına, en kısa zamanda Jasmin Türkü Barda çıkmaya başlayacağına namusu ve şerefi üzerine söz verirdi.
Radikal Gazetesi haberi Tam sayfa siyah çıkan birinci sayfasında kocaman bir kurşunla öldürülmüş beyaz bir güvercin resmi ile Yorumsuz olarak verirdi. Habere ilişkin iç sayfada ise Ahmet Kaya ile Garp Özkürtün resimleri yan yana konularak altına DEMOKRASİ ŞEHİTLERİ Yazardı.
Elif Şafak üzüntüden hastalanır, hastanede kaldığı süre boyunca köşesinde Garp Özkürt resminin yayınlanmasını ister. Altına onun ne kadar iyi bir insan, ne kadar yetenekli bir müzisyen olduğu konularında en kısa zamanda yazacağı sözünü not olarak iliştirirdi.
Şair, yazar, sanatçılardan oluşan 500 kişilik Aydın Takımı Taksim Meydanında konuyu lanetleyen eylem yaparak AKPden Kürtçe nin resmi dil olarak ilan edilmesini, Türk Dil Kurumunun kapatılarak yerine Kürt Dil Kurumun nun kurulmasını, Devlet Törenlerinde Kürtçe Dinleti yapacak dev bir Kürt Halk Müziği Korosu kurulmasını isterlerdi.
Şamil Tayyar, Ekrem Dumanlı, Mümtazer Türköne, Emre Aköz, Taner Korkmaz, Şahin Alpay, Ali Bayramoğlu, Mustafa Karaailoğlu, Ahmet Kekeç, köşelerinde BDPnin bildirisininin Bu yapılan Faşizmin dünyanın hiçbir yerinde görülemeyecek ölçekte açık ve net bir örneğidir bölümünü tırnak içinde yazdıktan sonra Demokrasi adına utanç duyuyoruz, ne mutlu kürdüm diyene yazarlardı.
Hüseyin Gülerce Hem vallahi hem billahi cemaatim ve hoca efendimi temsilen yazmıyorum ama bu katliam PKK Fetullah Gülen yakınlaşmasına karşı yapılmıştır. Yazardı köşesinde.
Radikalden Eyüp Can Savaşma Konuş kampanyası na son verir, Garp Özkürtün katilinin katli vaciptir fetvası yayınlardı gazetesinde.
Zaman Gazetesi ilk sayfasını siyah beyaz çıkarır ve konunun tüm detaylarını birinci sayfadan verir. Haberin üzerine en iri puntolarla ELLERİNİZ KIRILSIN yazardı.
Ama hiç biri olmadı.
Çünkü öldürülen bir Türktü.
Ve tek suçu Kürtçe bilmemekti !!!
Lanet Olsun Böyle İkiyüzlülüğe
Yorumlar
Kalan Karakter: