Hollanda Türkiye&#39nin 10 yıl öncesine mi benzemeye başladı ne..

Evet, yanlış duymadınız, 2008de patlak veren  ve halen devam eden ekonomik krizi ile birlikte artık Hollanda’da herkes eski günleri arar oldu. Sürekli artan işsizlik, ağırlaşan yaşam koşulları, her kalemde artan fiyatlar ve her hafta gündeme düşen yolsuzluk ve usulsüzlük skandalları…
Çok eskilere gitmeden sadece geçtiğimiz birkaç ay içinde Hollanda gündeminde olan haber başlıklarına bir bakalım.
 Sağlık harcamaları ile Hollanda Avrupa Ülkeleri arasında kişi başına 5500 avro ile birinci sırada.  Hollanda´da konut satışlarında rekor düşüşHollanda da Sütü tozu kıtlığı devam ediyorAvrupa´nın en pahalı benzini Hollanda´daBulgarlar Hollanda´yı dolandırmışBulgarların ardından Polonyalılarında Hollanda devletinden haksız yere milyon avrolarca ödenek aldıkları ortaya çıktı.Hollanda kaybolan Ruben ve Julian kardeşkeri aradan geçen iki haftaya rağmen bulmadı. VU Hastanesinde, üç ay önce yaşanan teftiş krizi sonrası şimdi de hastalar akciğer ameliyatları için başka hastanelere gönderilmeye başladı.Maliye Bakanı Dijsselbloem, Hollanda’nın AB bütçesine yarım milyar avro ek ödeme yapacağını ve bu parayı kurtarmanın herhangi bir yolu olmadığını söyledi.Hollanda ekonomisi tekrar resesyona girdi.Konut fiyatları düşmeye devam ediyorTüketici alışları azaldı, Halkın ekonomiye ve Hükümete güveni tarihin taban seviyesindeEv kiralarına yapılan zam kiracı gelirine endekslendi. Ancak geliri az olan enflasyon artı yüzde 2,5 zam ödeyecek, geliri yüksek olan ise enflasyon artı yüzde 4,5 zam ödeyecek.Çocuk parası kademeleri olarak azaltılacak.Haberlerin hiç biri iç açıcı değil, kabul ancak bu bir Hollanda gerçeği.   Maalesef Hollanda, Hollanda halkı ve ülkede yaşayan Türkler zor günlerde geçiyor ve yaşanan zor günler ise birçok gerçeği de su yüzüne çıkartıyor.  Kendi insanına çok gördükleri ödeneklerde sürekli kesintiye giderken, Hollanda’ya günü birlik gelen Bulgarlar ile Polonyalıların devletin kasasından haksız yere aldıkları ödenek tutarının 120 milyon avroyu aştığı belirtiliyor. Bakanın konu ile ilgili haberi olmasına rağmen bir şey yapmamış olması ise adeta ödüllendiriliyor. 
Yıllarını Hollanda’ya vermiş ve bu ülkenin kalkınmasında temel taşı rolü üstlenmiş birinci nesil Türkleri ise Türkiye’deki mal varlıkları konusunda köşeye sıkıştırarak ödenekleri kesilmeye çalışılıyor.  En ağır işlerde çalışmış olan birinci neslin Memleketlerine uzun süre izne gitmelerine izin verilmiyor. 
Mültecilere zamanında kucak açan ve bu bağlamda zamanında Türkiye’den işkence görüyorum, özgürlüğüm kısıtlanıyor diye sığınma talebinde bulunan terör bağlantılı kişilere oturma izni veren Hollanda’da, bugünlerde tüm ilticacı kamplarında aşlık grevi yapılıyor ve bunu yapanlar kötü yaşam koşulları ve ayrımcılıktan dolayı yapıyor.
Neredeyse ödenmeyecek duruma gelen sağlık giderleri halkı isyana getirecek seviyedeyken, sağlık sigorta şirketleri 4 milyar avro net kar yaptıklarını açıklıyor. 
Gün geçmiyor ki bir hastanenin skandalı ortaya çıkmasın.  Bir sene önce Rotterdam Maasland hastanesi giderilemeyen bakteri yüzünden kapatıldı ve yeni binasına taşındı.  Bu bakteriler yüzünden ölenler oldu.  Yine Spijkenisse kentinde bir özel klinik yapılan 10larca yanlış ameliyat ve konan yanlış teşhis yüzünden kapatıldı.   Amsterdam VU hastanesi yaşanan teftiş krizi, kalifiye doktor eksikliği ve diğer sorunlardan dolayı akciğer ameliyatları yapamıyor ve hastaları başka hastaneye gönderiyor. 
Birçok kez hepimiz şahit olmuşuzdur ki, artık sadece Türk hastalar değil, Hollandalı hastalarda tedavi için Türkiye’ye gider oldu.
Kısacası hangi konuya değinsek bir olumsuzluk çıkıyor, buda bana Türkiye’nin 10-15 yıl öncesini hatırlatıyor.  
Neydim değil ne olacağım.