Hollanda toplumu buna alışık değil, bu tür olayları tarihinde hep ilk defa yaşıyor olmuş. Oldukça açık bir toplum yapısına sahip, herkesin eşit haklara sahip olduğu ve insanların iç içe yaşadığı bir sosyal toplum olmaktan, hızla kutuplaşan ve bireyselleşen, birbirinden kopan toplum olma yolunda ilerliyor.
Geçtiğimiz hafta sonu Cumartesi günü öğle saatlerinde Alphen aan den Rijn kentinde bulunan Ridderhof alışveriş merkezine silah ile giren ve rastgele ateş açan sapık, 7 suçsuz insanı öldürdü ve 17 kişiyi de yaraladı.
Saldırganın kimliği henüz açıklanmadan sosyal medya sitelerinde dua edin ki yabancı uyruklu çıkmasın, hele hele eylemi yapan Müslüman birisi olmasın sözleri yükselmeye başladı. Artık Hollanda da her yaşanan olayda bu cümleler gündeme geliyor. Pim Fortuin cinayetinde, Kraliçe gününde kraliyet ailesine yapılan saldırıda ve bu sonuncu yaşadığımız olayda hep gündeme getirildi.
Ancak ne hikmettir ki bu 3 büyük cinayeti işleyenlerin üççüde Hollandalı. Sanki Hollandalı yapınca aynı acı, aynı üzüntü yok ve normal karşılanacak. Yani bunu yapan bir kişinin sağlıklı, aklı dengesi yerinde veya insanlıktan nasibinin almış birisi olmasının imkân var mı? Böyle birisinin toplumu bu denli derinden sarsan olayda, dini, rengi ve ırkının ne önemi var?
İnsanları inançlarından dolayı açık hedef gösterip, toplumda sürekli kin, nefret ve bizden değiller ayrımcılığını bilinçli olarak her fırsatta dile getirmenin kime ne faydası var? Yangına körükle götüren medya ve politikacılar, sanırım bunu başardılar. Toplum şiddet toplumu olma yolunda ve insanlar her yaşanan olay ile birlikte, yapan yabancı mı, Müslüman mı, yoksa Hollandalı mı diye sorar olmuş.
Oysa acı hepimizin acısı, kayıp hepimizin kaybı ve bu olayları yapan her kim olursa olsun toplum olarak hepimiz karşıyız ve hiç kimsenin tasvip etmeyeceği açık bir gerçek.
Sorulması gereken o kadar çok soru var ki Bunlardan bazıları
Henüz 24 yaşında olan Tristan van der Vlis isimli caniyi bu eyleme iten sosyolojik ve psikolojik sebepler nelerdir? Bu genç nasıl ve kimlere özenti içindeydi, tam otomatik makineli silaha bu yaşta nasıl ulaştı, kimler aracılığıyla, bu gençe 5 silah bulundurma ruhsatını ve binlerce mermiyi kim verdi? Ruhsatlı silah sahibi olmanın oldukça ağır koşulları bağlı olmasına rağmen, kim, kimler ve neden verdi? Daha önce bu tür eylemlere eğilimli olduğu biliniyormuş, işyerinde meslektaşlarını tehdit etmiş, kız arkadaşını yine silah ile tehdit etmiş, buna rağmen bu kişi neden takibe alınmadı?
Bu vahim saldırıda hayatını kaybeden 7 kişiye Allahtan rahmet diliyor ailelerine başsağlığı diliyorum. Yaralanan 17 kişiye acil şifalar dileklerimi iletip geçmiş olsun diyorum.
Mustafa Demir
Yorumlar
Kalan Karakter: