Sovyetler Birliğinin
Çoğunluğu Özbekistan topraklarında kalan Fergana Vadisi, bu üç ülkenin sınırlarının içiçe geçmesi ve halen anılan ülkeler arasında sınırların tam olarak belirlenememiş olması nedeniyle sürekli olarak hem bölge ülkelerinin hem de yakın veya uzak diğer ülkelerin de gündemini işgal etmeye devam ediyor. Bunun son örneği ise geçtiğimiz ay Kırgızistan sınırları içinde kalan ancak Özbekistan´a ait olan Soh anklavında (Soh yerleşim bölgesi) yaşanan olaylar oldu. Yakın zamanda kurduğu bazı sınır karakollarının elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla adı geçen yerleşim bölgesine direk diken Kırgız görevliler, bölge halkının tepkisiyle karşılaştı ve bu tepkiler, bir grup Kırgız vatandaşının rehin alınmasına, araçların tahrip edilmesine, bu kişilerin darp edilmeleri ve kötü muamele görmelerine kadar uzandı. Ancak ortalık, her iki ülke yetkililerinin sağduyulu yaklaşımlarıyla çok fazla büyümeden sakinleştirildi.
Türk medyasında da yer alan ve güvenlik sorunu olarak dile getirilen bu olayları tekrarlamaktan ziyade konuyu farklı bir bakış açısıyla ele almak istiyorum.
Yukarıda dile getirdiğim gibi Fergana Vadisi, Sovyetler Birliği döneminde Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan arasında paylaştırılmış. Ancak bölge ülkelerinin sınırları, ki özellikle bu vadide tam olarak belirlenmemiş. Dolayısıyla Sovyetler Birliği´nin dağılmasının ardından sınır problemi bu üç ülkenin ellerinde patlamaya hazır bir bomba olarak kalıyor. Aslında konu sadece sınır problemi de değil, bilhassa Kırgızistan açısından. Kırgızistan sınırları içinde Özbekistan ve Tacikistan´a ait topraklar yer alıyor. Anklav adı verilen bu yerleşim bölgelerinden 2´si Özbekistan´a (Soh ve Şahımardan), 1´i de Tacikistan´a (Varoh) ait. Özbekistan topraklarında da Kırgızistan´a ait bir köy (Barak) bulunuyor. Anılan yerleşim bölgeleri tamamen sözkonusu ülkelerin toprakları ve bu yerleşim bölgelerinin etrafında da sınır karakolları bulunuyor. Bu girift yapılanmadan en fazla sıkıntı çekenler ise Kırgızlar. Sözgelimi iki köy arasında ulaşım için bile halk bir başka ülkenin topraklarından geçmek zorunda.
Olaylar kimileri tarafından sadece güvenlik veya elektrik ihtiyacı için bir başka ülkenin topraklarına elektrik direği dikilmesi olarak nitelendirilirken, özellikle bölgede yaşayan gerek Kırgız gerekse Tacikler (Özbekistan´a ait yerleşim bölgelerindeki nüfusun yüzde 97´den fazlasını Tacik asıllılar oluşturuyor ki bu bölgede 60 bine yakın insan yaşıyor. Özbekistan sınırları içinde yeren alan Kırgız köyü Barak´ın nüfusu ise yaklaşık 600) birtakım kışkırtıcılardan söz ediyor. Bu insanlar, arada kışkırtıcılar var. Bunlara gereği yapılmadıkça sorun çözülmez görüşünü dile getiriyor.
Bölgede hemen her yıl yaşanan bu tür sıcak olaylar geçmişte ülkelerin gündemini çok da fazla meşgul etmemişti. Ancak bu yıl başında yaşananlar bir hayli gürültü kopardı. Kırgız medyasında yer alan haber ve yorumlardan bir kısmında olaylar asayiş sınıflamasına dahil edilirken, bir kısmında ise sadece bölge ülkeleri değil, süper güçler de mercek altına yatırılıyor. Olaylar konusunda sosyal medyada görüşlerini yansıtanlardan bir kısmı itidal tavsiyesinde bulunurken bir kısmı devlet başkanını acizlikle suçluyor. Savaş tamtamları çalanlar sınırların hiçbir zaman açılmamasını isterken, bunun için savaşın dahi göze alınması gerektiğini yazıyorlar. Ve bunların sayısı hiç de azımsanacak gibi değil.
SUÇLULAR TAŞKENT VE MOSKOVA, YA WASHİNGTON?
Bu arada meydana gelen olaylar konusunda Taşkent ve Moskova´ya yönelik iddialar dikkat çekici. Özellikle Washington destekli olduğu bilinen bazı medya organlarında doğrudan Rusya hedef tahtasına oturtulurken, ABD´ sütten çıkmış ak kaşık olarak nitelendiriliyor. Bu konuda Radyo Liberty/Radyo Free Europa´nın (RL/RFE) internet sitesi olan Azattyk´ta yer alan bir haberden kısa bir bölüme yer vermek uygun olacak.
Azattykta yer alan habere baktığımızda aslında bunun Washingtonun fikri mi acaba diye düşünmeden edemiyorsun. Zira ortada kimsenin yalanlamadığı bir olay var. Yeni açılan Çarbak sınır karakolunun elektrik ihtiyacının karşılanmasına yönelik bir çalışma var ve bunun tek güzergahı da bu hattın Soh yerleşim bölgesinden geçmesi. Azattyk, haberinde (ki bu iddialar başka kaynaklarda görünmüyor) olayların, Kırgız sınır birliklerinin elektrik direklerini anlaşmazlık bulunan bölgelere dikme girişimiyle başladığının Özbek tarafının iddiası olduğunu yazıyor. Ama işin gerçeği bunun böyle olduğunu Kırgız tarafı zaten kabul ediyor, yani olayların başlangıcı elektrik direklerinin dikilmesi
İşte kafalarda soru işareti burada doğuyor. Yukarıda yerli halkın dile getirdiği arada kışkırtıcılar var. Bunlara gereği yapılmadıkça sorun çözülmez ifadesi aslında bu haberle örtüşüyor gibi. Herkesin çıkış sebebi konusunda hemfikir olduğu olayları doğrudan Taşkent yönetimine bağlama düşüncesi kendini gösteriyor. Haberde aslında çok basitçe çözülebilecek olan sorunun büyük bir soruna dönüşmesinde Özbekistanın çıkarları var şeklinde fikirler dile getiriliyor ifadesini yangına körükle gitmekin dışında nasıl adlandırabiliriz. Burada Taşkent yönetimi, kendi yaptığı bazı çalışmaları başkasının yapmasına izin vermemekle suçlanıyor. Sınır tespit çalışmaları henüz devam ederken Taşkentin sınır boyunca hendek kazdığı ve tel çektiği, son dönemde Bişkekin de benzer çalışmalara başladığı belirtilirken Sohtaki olayların Bişkekin bu hareketine Taşkentin nasıl tepki göstereceğinin işareti olduğu savunuluyor.
Haberde, olayların temelinde jeopolitik oyunlar döndüğü, Kırgızistan ile Rusya yakınlaşmasına karşı olan güçlerin ortalığı karıştırdığı iddialarının da dile getirildiği belirtilirken bu iddiaları doğrulayacak herhangi bir kanıt bulunmadığı savunuluyor. Kırgız yönetiminin, ABD´nin Kırgızistan´da bulunan askeri üssünün 2014´te mutlaka boşaltılacağını açıklaması, istemeden de olsa, bu yakınlaşmadan rahatsız duyacak olanı aslında açıkca gösteriyor gibi.
Siyaset bilimci Mars Sariyev de bu görüşte olduğunu açıkça dile getiriyor. Sariyev, www.barakelde.org adlı internet sitesinde yer alan röportajında görüşlerini şöyle açıklıyor;
Biz son dönemde Rusya´ya yönümüzü fazla döndük ve Batı ile dengeyi kaybettik. Eğer ABD, bahara kadar Kırgızistan´da bulunan askeri üssü ile ilgili sorununu çözüme kavuşturamazsa, ülkeden ayrılmak zorunda kalacak. Bu durumda ABD, ülkenin iç istikrarı konusunda bizi rahat bırakmayacak. Zira ABD içen, askeri üssünü Kırgızistan´dan çıkarmayacak bir iktidar gerek.
Gerek Azattyk´ta yer alan iddialar, gereksi Sariyev´in bu ifadeleri, Kırgızistan´ın güneyinde geçen ay yaşananların sebebini göstermiyor mu dersiniz?
Ayfer AKSU
Yorumlar
Kalan Karakter: