Prof.Dr.Levent Seçer

Prof.Dr.Levent Seçer


Korkuya Teslim olmuş toplum

24 Ağustos 2015 - 11:01

Türkiye'nin içinde yaşadığı siyasal tıkanmaya baktığımda.Eğitim kültür sanat ve bilimden söz etmek bir kenarda saklı kalacak biliyorum.Ama ülkenin şu an yaşadığı acı gerçeğin,ne yazık ki eğitim ve cehaletin yarattığı travmanın bir eseri olarak görüyorum.Bir toplumu bu değerlerin dışında tutarsanız,işte o zaman eğitilmemiş, ama başka kanallara yönlendirilmiş bir toplumu kendi çıkarlarınız doğrultusunda yönetebilirsiniz.Bunun adına 'GÜDÜLMÜŞ TOPLUM' demek daha doğru olacak.Korku toplumu,Güdülmüş toplum,Ilımlı islam ve inançların siyasal çıkar adına kullanıldığı bir toplum.İşte Türkiye'nin içinde bulunduğu durum,ve bugün ülkenin geleceğini bu cahil toplum belirliyor.Okumayan bilmeyen görmeyen araştırmayan,ve kendisini yönetenleri sorgulayamayan bir toplum Türkiye'nin kaderini belirliyor.

EĞİTİM EĞİTİM EĞİTİM...

Bir ülkede eğer ki eğitim kültür ve sanat siyasetin gölgesinde kalıyorsa,o ülke üçüncü sınıf bir ülke demektir.Bunu her yazımda tekrarladım.Çağdaş sanat eserine tahammül edemeyip yıkın bunu diyenler,sanatçıya saygı duymayanlar,sanatın tüm çağdaş yansımalarını cumhuriyetin değerleriyle bir arada görmekten rahatsız olanlar,inanç saygınlığını bile sanat gösterisine dönüştürüp, bunu cahil bırakılmış bir topluma sunmanın ustalığını çok iyi biliyorlar.Kitap okumayı bir işkence olarak görmek ne acı.Yüzlerce cami yapma gayretindeyiz.Bugün dünya da sanırım Türkiye kadar inançlarına saygılı bir başla islam ülkesi var mı acaba?

Kimse kimsenin inanç özgürlüğüne karışamaz,siz sisteme hakim bir anlayışa sahipseniz,bunu toplumun dini duygularına olan bağlılığını kullanarak bir çıkar siyaseti içinde olmanız ülkeye zarar verecektir.Kişisel siyasi hırsın,kin ve ihtirasın (NARSİST) kalıtımların getirisinde yaratılacak tablo son derece tehlikelidir.Kütüphanelerin,sinemaların,tiyatroların,çağdaş sanat eserlerinin toplumla paylaşılmadığı bir ülkede demokrasiden söz etmek mümkün mü?.Otoriter bir yönetim için bu ülke bu yükü kaldıramaz,yargı ve tüm kurumların NİETZCHE nin '' Korkuya teslim olmuş toplum'' sözlerine baktığımda şimdi Türkiye bu tabloyu yaşıyor.İnsan hak ve özgürlüklerinin tıkandığı,yazan, çizen, konuşan, düşünen bilim adamının düşüncelerini toplumla paylaşamadığı bir ülke olmak,bizim Batı ile buluşma saygınlığımızı bırakın bir tarafa,kendi içimizde hala toplumla paylaşılamayan bir demokrasiden bile söz edemeyiz.Parlamenter sistemin yok edildiği,ama yerine otoriter bir sistemin yerleştirilmeye çalışılması kaygı verisi sonuçların yaşanması anlamına geliyor.Tek bir adamın toplumun tümünün kaderinin elinde olma hırsına yenilen bir ülke.Atatürk'ün bıraktığı tüm çağdaş değerleri de beraberinde alıp gidiyor,aslında yapılması istenen bu değil mi? Atatürk devrimlerinden onun akıl ve bilim mirasından cumhuriyet'ten rahatsızlık duymak işin özü bu değil mi?

CAHİL BIRAKILMIŞ BİR TOPLUM...

Türk olmak anlamını yitirdi,peki Türk değilseniz hangi millettensiniz?Atatürk saygınlığı adeta düşmanlığa dönüştü, adam '' on kasım günü yas tutacağına git kenefe otur keyif sür'' diyor,bu kadar hazin bir sözü eden Atatürk düşmanı bir adam.Onu anmak için milli bayramları iptal eden zihniyet,büstüne çiçek bırakmayı da yasaklıyor,algı operasyonu kararıyla artık sokakta bile değil kendi kendine düşüncelerini kimseyle paylaşamayacak sın,İşte Nietzche'nin sözlerine katılmamak mümkün mü.Benim ''sabahın altısında uyanmak'' adlı bir kitabım geldi aklıma,karşı gelmek tüm yapılanlara dik durmak işte bu kitabın adında gizli,sabahın altısında gelir alırlar nereye gidersin bilinmez yaşanan yaşanacak tablo budur.Hepsi de SON OSMANLI olabilmek,işte ülkeyi felakete götüren gerçek.Batı'da olmayan saygınlığımız gibi,Orta doğuda bile yanlış siyasetin bedelini bu ülke zamanla ağır biçimde yaşayacak.

Okumayan cahil bırakılan bir toplumu istediğiniz biçime dönüştürmeniz mümkün,yalan söylemek çok kolay,mutlaka size bu toplum içinde hala inanan birilerini bulacaksınız.(TÜİK),okuma alışkanlığımızın her geçen gün azaldığını,ve 365 günde 2899 kütüphanenin kapatıldığını açıkladı.her yere üniversite açmak neyin gösterisi anlamak mümkün değil,peki bu kadar üniversitemiz var,dünya bilimler akademisine her yıl ne kadar bilimsel makale yolladığımızı birileri açıklayabilir mi acaba? Maharet durmadan üniversite açmak değil,orada donanımlı hocaların korunması desteklenmesi projelerinin önü açılmalı.Ama biz ne yapıyoruz,bir üniversite hocasına bilim adamına sende kimsin diye hakaret edebiliyoruz.BM İnsan Hakları Konseyi,Türkiye'nin İnsan hakları paylaşımında utandıran bir raporu açıkladı,cahil bırakılmış bir toplumun bu haklarını bile sorgulama hakkının olmadığı bir ülke.Yargı sisteminin özellikle eleştirildiği raporda,GEZİ olaylarında ölenler hakkında ciddi bir soruşturma yapılmadığı Türkiye'de demokrasinin çok gerilerde kaldığını açıklıyordu.Karanlıktan korkan bir çocuğu affedebilirsiniz,ama affedilemeyecek olansa, benim ülkemde yaşanan gerçek bir trajedi,ve bunu yaratan da aydınlıktan korkan bir zihniyet değil mi?Biz din ile insanları kandırmayı çok iyi beceriyoruz.Bugün hala Almanya'da nazi kamplarından kalma geçmişi hala sımsıcak tutan görüntüler var,'' Eğer bir tanrı varsa,onu affetmem için bana yalvarmak zorunda kalacak'' İnsanları tanrı adını kullanarak kandırmak sonrasında yalnız kaldığında tanrı seni kurtaracak demek,işte insanın çaresizliğinde yaşadıkları ve ''ben tanrıya dua ettim,bana o seni kurtaracak dediler,ama ben şimdi ölümle baş başayım neden bana yardım etmedi'' diye isyanı değil mi?.Türkiye şimdi yeniden seçime gidiyor,30 milyon insanın açlık ve yoksulluk içinde olduğu bir ülke,bu gerçek nedense yansıtılmıyor.Cahil bir toplumla seçime gitmek,neyi neden seçtiğini bilmeyenlerin ülke geleceğini tayin etmesini kabul etmesi demek.Seçimler ve sonrasında yaşananlara baktığımda bu seçimin adaletsiz bir karar olduğunu söylemeliyim,sadece birilerinin hırs ve ihtirası yüzünden koca bir ülkenin bu kadar demokrasiden uzak kalmasına anlam veremiyorum.Dilerim Türkiye gelecekte bir felaketi yaşamaz.''Celladına aşık olmuşsa bir millet,ister ezan ister çan dinlet,itiraz etmiyorsa sürü gibi illet,müstehaktır ona her türlü zillet'' Ömer Hayyam'ın bu sözleri günümüz Türkiye'sinde yaratılmış beslenen cahil toplumu nasılda resimliyor.Türkiye zor bir dönemeçte ve zor yılları yaşamaya hazırlanmalı derim.Cumhuriyetin aydınlığından koparılmış bir ülkede, geleceğin adına artık otoriter bir rejim adını şimdiden koyabilirsiniz.Tüm siyasal kurumları yok sayarak tek başınıza bir ülkenin geleceğine karar vermenin adı bu olmalı bana göre.Ama karanlığı değil aydınlığı görmek isteyen millet,bu seçimde de cumhuriyete sahip çıkacaktır.

Prof.Dr.Levent Seçer

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum