Bu yazımda ilk defa farklı bir konunun içinde olmak istedim. Kadının adının bile olmadığını dövüldüğünü hakarete uğradığını acımadan öldürüldüğünü seyretmek nereye kadar devem edecek acaba? Benim ülkemde kadın daima hep geride bırakıldı. İtildi kakıldı horlandı değer verilmedi dinlenmedi konuşturulmadı, sadece bilinen tek bir noktada kadın olarak görüldü. Ama ben bugün beni yöneten bir Cumhurbaşkanı kadın olsun ne kadar isterdim. Ama ne yazık ki şimdi sistemi tümüyle elinde tutanların buna elbette asla izin vermeyeceklerini biliyorum. Ancak bir gün tüm dünya da hakimiyetin kadınların elinde olacağı günleri hayal ediyorum. İşte o zaman her şeyin çok daha farklı olacağına inancımı asla kaybetmedim. Bu duygularla bir kadına duyulan sevginin saygının anlamını birkaç kelime yansıtmaya çalıştım.
Sen yokken beklemeyi öğrendim. Beklerken de seni ne kadar çok sevdiğimi anladım. Sen yokken kalbimin sesini dinledim. Bitmeyen gecelerde sabahı bekledim. Sen yokken susmayı değil, yağmurla, rüzgarla, toprakla ve güneşle konuşmayı öğrendim. Sen yokken onlarla haber yolladım sana. Rüzgarla kulağına fısıldadım, yağmurla pencerene düştüm, toprakla izini sürdüm, güneşle içini ısıttım. Sen yokken sonbaharın dökülen yaprakları, susuz kalan çiçekleri, boşluğu öğrendim. Özlemdir yiyip bitiren insanı. Hasrettir çektikçe acısı dinmeyen. Sevgidir kalpten gözlere geçen. Yaşamak zor sanattır ama sevdiğinden ayrıysan daha da zor.
Her gece sevda türküsü takılır dilime. Hoyrat bir rüzgâr eser, yabancı, tanımadığım yıldızlar dolaşır semalarımda ve geceler dost olur yalnızlığıma. Her şeye inat dimdik ayakta kalmak için, sabret derim pervasız yüreğime, senden ayrı kalmak çok zor. Bir gün unutulmaz bir sevinçle gelirsen bana, açarım sonsuz sevgilerimizin kapılarını yeniden ilk günkü gibi. Beklersen beni gece lambasının altında uçarım mutluluktan. Şimdi yalnızsın biliyorum ve sen de beni düşünüyorsun. Hiç durmayacağım. Yağan yağmurla beraber sana geleceğim. Bir gün arar da bulamazsam eğer seni, sensizliğe veda eder giderim ölüme. Belki de daha önce ölümü beklerken bilinmez diyarlarda ararım seni. Bir gün yine bana CANIM demeni, yeniden bana gelmeni ister açmayı isterim sana kalbimin altın kapılarını.
Seni bu dünyada her şeyden çok seviyorum. Benim biricik aşkım, deli sevdamın adı, aşk bahçelerinin en güzel aşk çiçeği. Sana gelmesem de burnuna dokunamasam da saçlarına, görmesem de gül yüzünü, duymasam da yılana pes ettiren tatlı sesini, her gece resmine bakarak ağladığımı unutma. Sen her gece rüyalarıma giren, aldığım nefes, yaşadığım ömürsün. Şimdi seni her şeyinle, bana yaşattıklarınla, bağırmalarınla, yaşattığın zulmünle bile seviyorum.
Yağan yağmurda kanatları kırılmış, çaresiz bir serçe yavrusu gibi sığınılacak bir yuva gibi seni bekliyorum. Yalnız kaldığım bu çaresiz gecelerde sana özlemim daha da büyüyor içimde. Ne olur sevdiğim "Bitmeyecek" de. Şimdi daha da çok muhtacım buna. Hiçbir şey düşünmedim hayatta senden başka. Seni mutlu etmek ve sevmekten gayrı bir düşüncem olmadı. Seni saraylarda yaşatmak istiyorum. Dünyanın en mutlu kadını yapmak istiyorum seni. Yalvarıyorum Allah'ıma bana yaşama gücü versin de yaşatabileyim sana bunları.
Şimdi seni öyle çok özledim ki sevdiğim. Benimsin sen, taptığım kadınsın. Dünyandan atsan da yüreğinden atma beni bir- tanem. Dayanamam ben buna. Her şeye razıyım ama sensizliğe asla. Bir kez daha, bin kez daha sevdim seni şimdi, sevdim, sadece sevdim. Sıcacık nefesini, tatlı sesini, melek yüzünü, bakmaya doyamadığım gözlerini, içimi sızlatan bakışlarını sevdim. Gecelere düşen yıldız misali mertliğini, dürüstlüğünü, saf, tertemiz yüreğini sevdim.
Değişmem seni dünyada hiçbir şeye. Dün bir kadeh yudumladım içkimden, ama her yudumlayışta ölümü çekiyordum sanki içime. Ölesiye seviyorum seni bir tanem. Benim ilk ve tek aşkımsın. Ben de kalacak yüreğin ve ondan alacağım ben tüm gücümü ve bundan sonra daha da dürüst sevgilerin esiri olacağım, senden öğrendiğim gibi. Benim benzeri olmayan sevdiğim, canım, bir tanem, ömrüm, her şeyim yüreğime yazdım adını. ÖLÜMSÜZ AŞK dedim adına. İşte canım ben seni ölümsüz bir aşkla sevdim.
Biliyorum ilacı yok aşkın, işte bu yüzden belki de bu satırları okuduğunda göçmüş olacağım. Ama unutma ki ben sadece seni sevdim, sana aitim. Öldükten sonra bile seni seveceğim. Belki bir daha yanında olamayacağım ama şunu sakın unutma, senin için her gün hıçkırıklarla ağladığımı ve seni çok çok özlediğimi bir tanem. Sen önünde bir kez değil bin kez eğilmeye değersin. Çok seviyorum seni.
Prof. Dr. Levent Seçer
FACEBOOK YORUMLAR