AÇILIM MASALINDA KİTABIN GELECEĞİ...
Çeşitli ülkelerden kütüphanecilerin bir araya geldiği Milano´daki 75.Uluslararası Dünya Kütüphanecilik kongresi´nde konuşan IFLA Başkanı Claudia Lux´u dinlerken,kendi ülkemin resmine yapılanmasına içinde bulunduğu tıkanmışlığına baktım.Bir ülkede edebiyat ve sanatın kültürel farklılığının,sanatı yaratanların kanunları sistemi elinde tutanlardan çok önde olmalarına tahammül edemiyenlerin yarattıkları bir ülkede,ben Claudia Lux´u dinlerken içimden ağladığımı biliyordum.Dünyanın bir çok önemli edebiyatçısı,sanat ve bilim adamının,burada konuşmaları, dünya edebiyatını ve geleceğini anlatırken.Türkiye´den kimsenin olmaması düşündürücüydü.Çağdaş kültürün nerelerde kaldığının resmiydi bu,bir zamanlar acaba Türkiye Malezya´laşacakmı diye korkarken,şimdi biz o Malezya´dan çok daha gerilerde kalmadıkmı? Lux anlatırken .Türkiye sıralamaya bile giremedi kültürel değişim sürecindeki ülkeler arasına,73 milyon Türkiye´de 1500 civarında kütüphane varken,misal verecek olursak bugün 82 milyona yaklaşan Almanya´da bu sayı 16 bin civarında.Burada sistemi elinde tutanlara sormak lazım.Demokratik açılımdan söz ediyorsunuz ,ama bu güne kadar neden bu kadar önemli bir sorunu hayata geçirmek adına beklediniz yada geçmişte ne yaptınız?.Yapılan sadece sistemi ellerine geçirmek ve Atatürk değerlerinin cumhuriyetin bu anlamda saklı kalması değişimden uzakta tutulmasıydı.Toplumun her zaman bu sistemin etkileşiminden kurtulmaya çalışmasına izin verilmeyip inançların gölgesinde bir toplum yaratılmaya çalışıldı.Dünya her geçen gün çağdaş değişim içinde olmak adına yarışırken,Türkiye hala Atatürk´le Cumhuriyetle kavgasına devam ediyor ve tüm dünya biz seyrediyor.Bir anda Türkiye acaba´´Ilımlı islam cumhuriyeti´nemi dönüşüyor´´derken son zamanlarda yaşanan siyasal tıkanmanın sonucunda, çok daha farklı sistemlerin getirilmeye çalışıldığı sorusunu sormaya başladım kendime.Türkiye Demokratik açılım adıyla acaba bir ´´ Mitosasyon´amı´´ sürükleniyor diye?.Siz hala çağdaş düşünemeyen edebiyat, sanat,şiir,ve en önemliside okumayan bir toplum yaratmışsanız, burada demokratik açılımdan nasıl söz edebilirsiniz?
Kendi ülkesinde sanatçısına sahip çıkmayan,bağımsız basını susturmaya çalışan,düşündüğünü anlatamayan yazmaktan korkan,tüm bilimsel kurumların çalışmalarını kendi düşünce darında toplamaya çalışan,yargıda toplumsal güvensizliği yaratan,TSK´nın çağrışımsal hale getirilmesine rağmen ,hala en güvenilir kurum olarak kabul edilmesini görmeyen.Üniversitelerin Yök´ün artık nasıl bir değişim içine sokulmaya çalışıldığı,bilimle -din her fırsatta karşı karşıya getirildiği,tüm kamu kurumlarında imam hatip kökenlilerin iyice yerleştirildiği,bilim adamının düşünen yazan aydınların bir gecede evlerinden alındığı,kendi içinde hala bilinmezliği tartışan bir ülke olmaktan kurtulmadıkca açılımdan söz edemezsiniz.Türkiye´de bu güne kadar, kendi dilini kültürünü tarihini yaşaması,inançlarını serbestce yapabilmesi adına zorlama kurallar içine sokulan bir toplum gerçeği varmı acaba?.Açılım demokrasisinde asıl yapılması gereken, ülkenin tüm bu çağdaş değerlerde toplanma yapılanma ´´Rönesansın´da´´bunca zamandır yapılamayanların toplumla paylaşılması gerçeğidir.Atatürk´ün şu sözleri bu anlamda bana göre çok önemli´´Bilerek veya bilmeyerek yabancı kaynaklların ilhamına kapılanlar vardır.Bunlar fikirleriyle,sözleriyle toplumsal bütünlüğümüzü zaafa düşürecek faaliyetteler vatandaşlar,bu gibileri tanımalı ve onların sözlerindeki hakiki manayı bulmaya çalışmalıdırlar´´Şimdi aklıma gelen acaba yukarda yazdığım gibi,sistemi elinde tutanlar yani,hiç bir zaman Ak parti demeyi kabul etmediğim,altı-yedi yıl öncesinde siyasal arenada kendine yer edinmeye çalışırken böyle bir düşüncesi varmıydı proğramında?vardıda açılımın içeriğini başından halkıyla paylaşmadı?.Toplumu inançların gölgesinde bırakan (AKP) Hükümeti. Davit Thorcon ´´Toplumu kendi düşüncelerinin etkileşiminde bırakabilmek için korkutacaksın´´ diyor,işte bu güne kadar her şeyden korkar hale gelmiş bir toplum olmak,´´Cumhuriyetin anlamı bitti ´´diyen Cumhurbaşkanı Gül´ü vede ´´Laiklik ne menem şeydir,laiklik değil ümmetciliktir asıl olan´´diyen Başbakan Erdoğan´ı bile eleştirmekten korkar hale gelmek,ve dahasıda tüm dünyanın hala tartışılmaz bir saygınlıkta gördüğü Atatürk´ün ´´Benim mirasım akıl mantık ve bilimdir´´ dediği onun Türkiye´sine nasıl bir sistemin hakim olduğu gerçeğini görmek bile bu noktada konuşmak eleştirmek yazmak konusunda korku vermiyormu?.İşte açılım demokratik değişim diyorsak,bu korkularında paylaşılması gerekmezmi?.Hayır yazar kardeşim beni sistemi kendi düşüncelerinle eleşirebilirsin yazabilirsin diye yazıyormu acaba?.
Milano´da Dünyanın çok sayıda edebiyatçılarını yazarlarını sanatçılarını dinlerken hüzünlendim kırıldım beni yönetenlere,ama bazende korktum duygularımı okurlarımla paylaşmaya.Şimdi ´´milli bütünlüğün bozulmasından kormayın´´ diyor Başbakan ,ama keşke burada inandırıcı olsalardı,dil, din ,ırk ,inanç ,kültürel paylaşımda her toplumun bunları yaşama hakkı var,bunu kimse inkar edemez bu ülkede,ama şimdi demokratik açılım derken bunun farklı modellerini çıkarmanın planlarını kendi halkınızdan saklarsanız ,işte asıl o zaman sıkıntının felaketin yaşanmasına engel olamazsınız.Farklı inançların kültürlerin dinlerin ,ırkların, halklarını demokratik açılım yapmak,onları yaşamsal değerlerde bir arada toplamak adına bir çalışmanın sonucunda ,sonradan ben size sadece eğitimi,sanatı,kültürü geride kalmışlığı getirmeye çalıştım derseniz,sizin bu açılım modelinizin sonrasında farklı beklentileri olanları karşınızda bulursunuz haklı olarak.Keşke Milano´da başında yazmaya çalıştığım manada,bugün okuyan yazan düşünen bir toplum olabilseydik,şimdi tüm dengeleri teslim alan açılım hikayesine toplumun çok daha farklı bakmasını sağlamış olurduk.Milano´da tüm dünya kitabın ,edebiyatın ,sanatın geleceğini tartıştı dünya kütüphanesinin ortasında,ve tüm dünyanın çağdaş geleceğinin modelinin içinde olabilmek adına okumuş bir toplum olabilmenin önemi ortaya çıkarıldı.Bu gün nüfusu sadece 96 bin olan Pesaro´da San Giovanni Kütüphanesi´ne 26 bin kişi üye ,halkın yüzde 30´u kitap okumak için kendisine zaman ayırmasını biliyor, ve her türlü kolaylık sağlanıyor aydınlık bir gelecek için.Türkiye´de 73 milyonun sadece kitap ve gazete okuma alışkanlığı yüzde 5.8,bir kişi yılda yüz sayfalık bir kitabı bile okumuyor.Dijital anlamda bir çok kitapların bilgisayarlara yüklenmeside olası,ama nedense bunu Türkiye hala yapmıyor maliyeti fazla diye, ama İtalya Japonya Almanya.Fransa.Kanada.Polonya.Finlandiya,Çekoslovakya.Hollanda.ABD.Malezya bile bunu yapan ülkelerin başında geliyor.Dünya Kütüphaneler başkanı Mauro Guerrini ´´Dünya kültürünün buluşma yeri kütüphanelerin daha çağdaş hale getirilmesiyle mümkündür,yeterki siz halkınızı okumaya sevketmek için dijital teknolojiyede ağırlık verin´´Ama bu gün baktığımızda Türkiye´de toplum bu çağdaş değişimden ne kadar geride bırakıldı acaba?bunu görmek lazım,okumak istiyorum çağdaş değişimi Atatürk´ü tüm değerleriyle vazgeçilmezliğini dünyadaki tüm saygınlığını herkesle paylaşmak istiyorum,ama korkuyorum beni yönetenlerden sisteme hakim olanlardan ve onu dinlerken bağıran bana korku veren Başbakan´dan korkuyorum.Türkiye´yi okumadan çağdaşlıktan Atatürk sevgisinden koparanlardan,edebiyatı sanatçıyı sanatıyla birarada buluşturmayanlardan,Şairi şiirleriyle baş başa bırakmayanlardan,öldü sanılan büyük üstad değerli ozan şiirin efendisi aşkların sevginin ve Hamburg´un madalyalı şairi ,Özer Meral bile 73 yaşında ´´Şiirle yaşamanın şiirle ölmek kadar anlamlı olduğunu şiiri sevmekle olur´´ dediği zaman ,geriye baktığımda edebiyatın vazgeçilmez bir dalı olan şiir ve şairi bile, ülkemizde öksüz yetim bırakmışız tıpkı öldüğüne ve sonrada yaşadığına şirin aşkıyla inanan Özer Meral gibi,ve aramızda olmayan Nazım hikmet,Can yücel,Ahmet Haşim Ahmet yesevi,Yunus emre,Atilla ilhan,Özdemir asaf,ve daha niceleri. Hükümetin açılım dediği ama hala özde ve dolaysız bir gerçeği içermeyen sözde demokrasi taslağında bu değerlere ne kadar yer verildiği?İşte daha yazamadığım bir çok izlenimlerimi Milano´da bıraktım, bilmiyorum birgün tüm bunları korkmadan yazabilecekmiyim.
Prof.Dr.Levent Seçer
D e u t s c h l a n d
FACEBOOK YORUMLAR