Onlar kuru ekmeğe muhtaç iken, açlığa aldırmayıp toprağa düşen serdengeçtiler,İman yüklü olup Türkün sancağının ebedi olarak dalgalanması için toprak ile kucaklaşan Oğuz soylular.Bir değil, iki değil, yüz binler olarak kendi cenaze namazlarını kılıp vuslata eren ve ebedileşen kahramanlar.Onlar Çanakkalede bizler için çarpışan, evlerine hiç dönmemeyi kafalarına yer edinen vatan evlatları.
98. yıl dönümü Çanakkale Zaferimizin. Şehitlerimizi ne kadar rahmet ve minnetle ansak azdır. Niçin, neden, kim için canlarını bile bile verdiler sorusunu hep canlı tutmak ve buna kafa yormak belki de yapabileceğimiz en güzel iştir. Çünkü ancak böylelikle vatan toprağının bir miras değil, bir emanet olduğunu canlı tutarak onu koruyabiliriz. O Çanakkale Zaferi Türkün ebedi olarak var olmasının kanıtı olmakla beraber, aynı zamanda emperyalizme vurulmuş bir tokattır.Biz Türkler Zaferlerimizi hep bir Bayram havasında kutlarız. Çünkü kutludur bizler için değerleri yaşatmak ve onun için cenk etmek. Bir yandan şehitler için gözyaşı döker, bir yandan o şehitleri kıskanırcasına Bayrak ile söyleşir geleceğe hep umut ile bakarız, aziz bir milletin evladı olduğumuza hep hamd ederiz. Çanakkale Zaferi Türkün şanlı bayramlarından biridir.
Bugünlere denk gelen bir başka bayram ise Nevruzdur. Bahar Bayramı ya da Ergenekon Bayramı olarak da adlandırılan bu bayram asırlar boyunca Türk milletinin bayramıdır. Maalesef Anadolu Türkleri arasında yozlaşmanın bir neticesi olarak unutulmaya yüz tutan bu kutlu bayram ülkemizde bölücülüğün bir simgesi haline getirilmek istenmektedir. Türklükle sorunu olan büyüklerimiz ise bu alçaklığa adeta çanak tutmaktadırlar.Nevruz bahanesiyle bugün ülkemde çaput açıp bebek katilini kutsayanlar alkışlanmakta, Türk Bayrağını açanlar ise coplanmakta. Alkışlayanları hiç sormayalım, maalesef sözüm ona Devleti yönettiklerini zanneden Türk büyükleri (?). Açılım, çözüm deyip de saçılıma ve Devlet ve Milletin bölünmesine giden bu yolda adeta Türklüğe meydan okunmaktadır. Cenab-ı Allah yar ve yardımcımız olsun.Bir yandan Çanakkale Zafer Bayramını kutlarken, ayaklar altına alınan Türklük, diğer taraftan Nevruz Bayramımı kutlamaya hazırlanırken yine ayaklar altına alınan Türklük. Gerçi kimler onu ayaklar altına almak istedi ise hep bertaraf oldular, Çanakkale bunun en güzel örneğidir. Bugün ise sıkışıp kalmışım iki bayram arasında. Gülsem mi, coşsam mı, ağlasam mı bir türlü karar veremiyorum. Her zaman olduğu gibi yine Allahıma sığınıp yarınlara umut ile bakıyorum. Adeta sarp dağların arasına sıkışmış Börteçinenin yükseklerde ulumasını beklemekteyim. Karamsar değilim, umutsuz hiç değilim, sadece ve sadece sabırsız olup Türklüğün bu kadar hakir görülmesine dayanamazlığım beni düşündürmektedir. Fakat yine de bunca olumsuzluklara rağmen, iki kutlu Türk Bayramının arasında sıkışmama rağmen ben kutlamaya devam etmekteyim. Selam olsun bu bayramları kendi bayramları olarak kabul edip de kutlayanlara. Selam olsun şehitlerimize yapmacık olmayıp da samimi bir biçimde gözyaşı dökenlere.
Bütün olumsuzluklara rağmen, Bütün kahpeliğe rağmen, Ve onca kara bulutlara rağmen, Aziz milletimin Çanakkale Zaferi ve Nevruz Bayramı kutlu olsun.
Yüce Allah bizleri inat olsun diye değil, imandan Türklüğe bağlı olanlardan eylesin.
Murat Gedik, 18 Mart 2013
E-posta: muratgedik@muratgedik.nl
FACEBOOK YORUMLAR