Bir de siz kıymayın bu millete. Zaten 50 yıldır gerektiği yerden gereken sahiplenmeyi göremedi, bari gerektiği kadar olmasa da var olan birliğe engel olmayın, kutuplaşmaya yol vermeyin.
İster bir çığlık olarak görün bu yazıyı, ister bir duygusallık yaklaşımı olarak görün. Hiç fark etmez, yeter ki yeterince şamar yiyen Avrupa Türklüğüne bir de siz siyasi ihtiraslarınız için şamar indirmeyin. Avrupa Birliği ülkelerinde sayımız 4 milyon olmuş, yeterince döviz yumurtlayan tavuk muamelesini gördük, şimdi de oy yumurtlayan tavuk durumuna sokmayın bizleri.
***
Kime mi sözüm?
Sözüm Türk Devletinden maaş alıpta buralara görev için gelenleredir; elçilik ve (baş)konsolosluk görevlilerimiz, öğretmenlerimiz, din görevlilerimiz ve daha Devletimizin nice nimetleri için buralara göreve gelenlerdir.
7 Haziran genel seçimleri için Devletimizin bu adamları piyon olarak kullanılmamalı. Ortak değerlerimiz olan başta Devlete bağlı olan Camilerimiz siyasi arenalara dönüştürülmemeli.
Elbette siyasilerimiz, partilerimiz buralarda seçimler için çalışmalarını yapacaklar. Elbette buralarda var olan toplumumuzun temsilcileri ve STK’ler seçim için mücadele vereceklerdir. Verilen demokratik hakkı, bu toplumun yerlileri değerlendirip ona göre oy isteyeceklerdir. Bunu kimse yadırgayamaz ve engelleyemez.
***
Fakat bir tehlike var, hem de çok büyük bir tehlike. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kısmen hayata geçirilen ve 7 Haziran’a şimdiden hızlı bir şekilde başlanmış olup Devletimizin memurlarının sanki mevcut siyasi iradenin il başkanları gibi işe koyulmalarıdır. Özellikle din görevlilerinin bu işte baş çektiklerini görmekte olup ibadethanelerimiz kullanılmaktadır. Baştan söyleyim bu tür siyasallaşmış Devlet memurları bu vebalın altında kalacaklardır, hele hele din görevlileri.
Bu konu ile ilgili fazla yazmaya gerek duymuyorum, fakat hutbede çağrı yapılırken cemaatten de elbette sırf Allah rızası için orada olan biri yeri geldiğinde o hutbedekine cevap verecektir, belki de o hutbeden indirecektir, kim bilir?
Az da olsa zaman zaman bu millet müşterek konularda bir araya gelebiliyor. Ve en azından Cuma namazlarında saf olabiliyor, şimdi birilerinin gözüne gireceğiz diye o saflar bozulmamalı. Birilerinin gözüne gireceğiz diye müşterek değerler beşeri çıkarlara heba edilmemeli.
***
Bu milletin sorunu çok, bu millete kıyan çok oldu. Yerleşik olduğumuz şu topraklarda var olan sorunlarımızı çözemezken, Türkiye’den ithal edilecek olan kutuplaşma sorunlarını hiç çözemeyiz. Yerleşik ülkelerin Türk insanını köşeye sıkıştırma ve yıldırma politikaları yetmezmiş gibi Devlet maaşlılarının bu milletin arasına fitne tohumları ekmelerini hangi vicdan kabul edebilir acaba? Ve o tarafsız diye her kesimden paralar toplanarak yapılan camilere siyasetin sokulmasının kime faydası olabilir acaba?
Kıymayın bizlere Devletimizin maaş verip hizmet için buralara gönderilen memurları!
Kıymayın bizlere bu maaşlı elemanların başları!
Sizler zamanınız dolduğunda buraları terk edeceksiniz. Fakat bizler her daim beraber yaşamaya devam edeceğiz. Safları bozup araya şeytanın girmesine vesile olursanız, o saflar bir daha sıklaşmaz. Bu vebali omzunuza almayın. Gün olur bunun hesabını verirsiniz, bu Dünya’da olmasa bile, gerçek divan olan ‘Hak divanı’ kurulduğunda mutlaka verirsiniz.
Murat Gedik, 10 Nisan 2015
E-posta: muratgedik@muratgedik.nl
FACEBOOK YORUMLAR