Murat Gedik

Murat Gedik


Avrupa Türklüğü ve Başbuğ Alparslan Türkeş

03 Nisan 2013 - 09:39


Yani olacak iş mi, sen çık Anadolu’dan Avrupa’nın en batısına yerleş ve buraların vazgeçilmez  bir parçası ol, öyle bir yerleş ki dördüncü nesile bile ulaş. Bu bahsetmiş olduğum Dünya Türklüğünün bir parçası olan Avrupa Türklüğüdür.

İlk anda gurbet diye adlandırılan Avrupa, sonraları yeni yurt olarak benimsenmeye başlandı. Anadolu’dan, ezandan ve Ay-Yıldızlı bayraktan uzak kalmak zor gelse de alışılmış bir hal aldı. Hele burada büyüyenler bu değerleri ilk anda hiç bilmediler, bazıları ise doğduktan sonra kulaklarında ezan bile işitmediler.

Yad ellerde, uzaklarda sahipsiz kalan bu Türk evladı çok zor dönemler atlattı. Devlet yöneticileri ve siyasetin kaypak dansözleri onları sadece döviz makineleri olarak gördüler.

Uzaklarda öksüz bir Türklük ve sadece ona sahip çıkan bir Allah. Elbette iman edenler için o Yaradan yeterdi. Fakat insanoğlu umduğu yerlerden sahiplenmeyi göremeyince hayal kırıklığına ve umutsuzluğa düşer. İşte o umutsuzluğa düşüldüğü an Anadolu’nun yiğit evladı Alparslan Türkeş çıkar ortaya ve Avrupa Türklüğüne sahip çıkar. Bugün Avrupa’da, özellikle yeni nesillerde, Türklük ateşi yanıyorsa bunda Başbuğ Alparslan Türkeş’in büyük katkısı vardır.

Avrupa’nın neresinde Türk için hizmet eden bir yapı varsa, bunların çoğunda Alparslan Türkeş’in katkısı vardır. Onun yolundan giden Türk milliyetçileri ve ülkücüler bu millete hizmeti bir görev olarak bilmişlerdir. Onun buralarda en büyük emaneti bugün var olan Avrupa Türk Konfederasyon ve ona bağlı olan Türk Federasyonlar’dır. Bu çatının dışında Avrupa’da özellikle inşa edilen camiilerde Türk milliyetçilerinin, ülkücülerin doğrudan ve böylece Alparslan Türkeş’in dolaylı yoldan katkısı vardır.

Allah o büyük Türk’ten razı olsun. Nice evlatlar onun sayesinde gerçek kimliğine sahip çıktı,nice evlatlar diline ve dinine sahip çıkıp öğrendiği değerleri yaşatmaktadır. Onun sayesinde Avrupa Türklüğü Dünya Türklüğü ile tanıştı, ve onun sayesinde görmediği halde Ata yurduna özlem duymaya başladı. Onun sayesinde insanımıza güven geldi.

Manevi şuura dayandığı için onun milliyetçilik fikri kitleler tarafından benimsendi. O her türlü mezhepçiliğe, bölgeciliğe ve laboratuvar ırkçılık gibi sapık fikirlere karşı asil Türk milletini uyanık olmaya davet etti. Başka milletleri küçük görmenin ve antropolojik ırkçılığın Türk Milliyetçilik ülküsünün dışında olduğunu, faşizim, nazizm, kapitalizm ve komünizm gibi anti demokratik düşüncelere hep karşı çıktı. O Türklük şuur ve gururuna, İslam ahlak ve faziletine, kısacası hak yoluna, hakikat yoluna, yani Allah yoluna hep davette bulundu. Ve bugün Avrupa Türklüğü arasında şuurlu, imanlı ve ahlaklı bir Türk gençliği varsa, bunda Başbuğ Alparslan Türkeş’in büyük emeği vardır.

Türkiye dışında kalan Türklerle yakından ilgilenen Başbuğ Alparslan Türkeş elbette Avrupa Türklüğünü unutamazdı. Ve üzerine düşen görevi en güzel biçimde yerine getirip Devlet yöneticilerinin dahi sahip çıkmadığı bizlere sahip çıkmıştır. Bugün onun vefatının 16. yılını idrak etmekteyiz. Dünya’nın her yerinde olduğu gibi Avrupa’nın da çeşitli yerlerinde onun için anma programları tertiplenmektedir. Hatimler indirilmekte, dualar edilmekte ve güzel sözler söylenmektedir. Şöyle bir tarihe bakalım bu devirde kimler için bu tür güzel etkinlikler tertiplenmektedir?

Başbuğ Alparslan Türkeş güzel bir insandı, faniydi ve elbette toprakla kucaklaşacaktı. Geride ise sadece güzel eserler bıraktı.

Şimdi onun yolunda giden Avrupa Türklüğü mensuplarının yapacağı tek bir şey vardır; o da yaşamış olduğu ülkelerde etrafı ile barışık yaşamaktır. Bu da özünden kopmadan uyum içinde toplumda yer edinmekten geçmektedir. İyi bir eğitim, toplumla kaynaşma bunun için şarttır. Yaşamış olduğun toplumun huzuruna, refahına ve gelişmesine katkı sağlamak bir mecburiyettir. Hayatı sürerken de Dünya Türklüğünün bir parçası olduğunun şuuruna erip nerede bir Türk varsa oraya ayrı bir ilgi göstermek, Türkün ruh köküne özünden bağlı olmak vazgeçilmezdir. Yani sözün kısacası ahlaklı ve dürüst bir hayat sürmek insanlığa ve özellikle Türklüğe hizmetin başlangıcıdır. Unutmayalım ki yaşamımız ve atmış olduğumuz her adım Allah rızası için olmalıdır. Başbuğ Alparslan Türkeş’te ancak böyle temsil edilebilir.

Cenab-ı Allah bizleri Başbuğ Alparslan Türkeş’i n yolundan ilerleyenlerden eylesin! Onun emeği bizlerin üzerinde çoktur, bizler ondan razıyız, Cenab-ı Allah da razı olur inşaallah!

Yunus’un söylediği gibi “ölür ise ten ölür canlar ölesi değil”. Güzel atlara binip aramızdan ayrılanlar her zaman gönlümüzde yer edinmeye devam etmişlerdir, ve bunlardan biri de Başbuğ Alparslan Türkeş’tir.

Avrupa Türklüğü, ve elbette Türküm diyebilen onu hiç unutmayacaktır. Ruhun şad, mekanın Cennet olsun ulu Türk!

 

Murat Gedik, 3 Nisan 2013

E-posta: muratgedik@muratgedik.nl

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum