İlhan Karaçay

İlhan Karaçay


Bu kahpelik daha ne kadar devam edecek?

15 Şubat 2019 - 11:15

Hollanda'da planlanan eğitim projesi, Erdoğan'ın değil, Hollanda Türkleri'nin isteğiydi...
 

İki hafta önce Büyükelçimiz ile görüşen Hollandalı Bakan, şimdi neden Don Kişotluk yapıyor?
 

Dil, kültür ve din derleri, entegrasyona zararlıysa, Hollanda 115 ülkede, neden 198 okul açtı?
 

Bir süre önce gündeme gelen, Türk çocuklarına hafta sonlarında ders verilmesi konusu, Hollanda'da  yeniden gündeme getirildi ve 'Bu proje Erdoğan'ın projesidir' diye eleştirilmeye devam edildi.
 

Geçen defaki eleştirlerden sonra yazdıklarımı şimdi tekrarlıyorum:

Hollanda medyası konuyla ilgili olarak kıyameti koparıyor.
Konu, ülkenin yarı devlet teşekkülü olan NOS (Hollanda Yayın Vakfı) Televizyonu tarafından görüntülü ve web sayfası haberleri ile çarpıtılınca, ülkedeki tüm yayın organları, konuya aynı minval üzerinde tepkili haberler yayınladılar.

Ülkenin Sosyal Demokrat görüşlü gazetesi De Volkskrant, 'Ankara'nın uzun eli' diyerek, Erdoğan'ın Türk gençlerine pençe attığını, bu nedenle de Türk gençlerinin entegrasyonuna zarar verileceğini iddia etti.

Ülkenin en büyük gazetesi De Telegraaf ise, 'Türkiye'nin planı mide bulandırıcı' başlığı ile verdiği haberinde, Türk çocukları için çok yararlı olacak bu planı, 'Entegrasyona engel olacak' iddiasında bulunanları konuşturarak baltalamaya çalıştı.

Koalisyon hükümetinin en büyük ortağı VVD Partisi milletvekili bayan  Bente Becker'in, 'Erdoğan, Türk pasaportlu Hollandalıları, kendi boyundurluğu altında tutmak istiyor'  sözlerine yer verdi. Bayan Becker aynı mülakatta, 'Türk çocuklarına kendi dil ve kültürlerinde ders vermenin hiçbir sakıncası yok. Ama neden Ankara'dan yönetilen okullarla? Bu, entegrasyon için hiç yararlı olmaz' dedi.

De Telegraaf. muhalefette olan İşçi Partisi milletvekili Gijs van Dijk'in şu sözlerine yer verdi:
'Türk devleti, Hollandalı Türkler'i kaçıncı defadır hatalı bir şekilde etkilemeye çalışıyor. Şimdi de haftasonu okulları ile çocukları küçük yaştan itibaren Türk tarafına çekmek istiyor. Bu mide bunaltıcı bir plandır. Çocuklar Erdoğan'a karşı korunmalıdır.

Hükümet ortağı D66 Partisi milletvekili Jan Paternotte'nin De Telegraaf'ta yayınlanan sözleri şöyle:'Planı uygulamak yasak değildir. Hollanda'nın da dış ülkelerde okulları var. Ama burada Erdoğan'ın, Avrupa'daki Türkler'i boyundurdluğu altına sokma isteği var. Bu nedenle hükümet bu işe el atmalıdır.'

Haberlerde konuşulanları bir kenara atalım ve Jan Paternotte'nin, 'Hükümet bu işe el atmalıdır' sözünü değerlendirelim.
Evet, burada asıl eleştirilmesi gereken Hollanda hükümetleridir.

2004 yılına kadar, Türk çocuklarının okullarda kendi dil ve kültürlerinde ders görmeleri mümkündü. Ne var ki, Hollanda hükümeti o zaman 70 milyon euro tasarruf etmek için bu eğitime son verdi. Kararı protesto eden bizlere de, 'Parayı Türkiye versin' diye aleni bir açıklama yapıldı.
Şimdi, tam 14 yıldır bu konuyu irdeleyen Türk Sivil Toplum Kuruluşları'nın sesine kulak veren Ankara'nın top ateşine tutulması Allah'tan reva mı?

 
İŞTE  2004'TEKİ ÇABALARIMIZIN BELGESİ:  Nijmegen şehrinde yapılan toplantıya, Hollanda'nın dört bir yanından binlerce Türk ailesi katılmıştı. 'Hollanda'da Tarihi Bir Gün' olarak kayıtlara geçen o toplantıda, Hollanda devletinin vermeyi esirgediği parayı, Türkler kendi aralarında toplama kararı alınmıştı.Fotoğrafta toplantıya ait haberi iki sayfa halinde veren DÜNYA gazetesinin kupürü görülüyor.

En önemli açıklamalardan biri de Hollanda Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan geldi. Bakanlığın reaksiyonu şöyle: 'Ülkeler, dışarıdaki vatandaşlarının eğitimi için teşvikte bulunabilirler. Pek çok ülke gibi, Hollanda'da bunu yapıyor. Bizim istemediğimiz, bu eğitimin entegrasyonu zedeleyecek olması ve demokrasiye zarar vermesidir. Bu konuda şüpheye düşersek derhal müdahale ederiz.'

NANKÖRLÜK

Türkiye ile ilişkilerinin 400 yılı geçtiğini unutan, varlığını Osmanlı İmparatorluğu'na borçlu olan Hollanda'nın, adeta suni olarak yaratılan her olaydan sonra ortalığı velveleye vererek ilişkileri bozması anlaşılır gibi değil.

Kapatılan her olayı temcit pilavı gibi, ısıtıp ıstıp önümüze koyan Hollanda, şimdi de durup duruken Türk çocuklarının eğitim sorununu yenide gündeme getirdi.
Kaldı ki, daha iki hafta önce Hollanda'ya gelen Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, mevkidaşları ile görüştü. Daha sonra, Lahey Büyükelçimiz Şaban Dişli Hollanda Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Wouter Koolmees'a bir nezaket ziyareti gerçekleştirdi.

Bakınız bu konuda Veyis Güngör ne diyor:
Büyükelçinin ziyareti gayet normal. Normal olmayan şey ise, Hollanda Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Wouter Koolmees’in Türkçe okulları ile ilgili yaptıǧı son açıklamadır ki, bu açıklama Büyükelçinin Bakanı ziyaret etmesinin üzerinden daha bir hafta bile geçmeden yaptıǧı bir açıklamadır. Saygıdeǧer Bakan Ankara’nın Türk çocukları için dilini, kültürünü ve dinini unutmaması amacıyla açılmasını düşündüǧü hafta sonu okullarından rahatsız olduǧunu belirtiryor. Aslında daha önce bu konudaki rahatsızlıǧını dile getirmiş ama, bir kez daha dile getirmeyi arzu etmiş.
Bakan Wouter Koolmees endişesini şöyle dile getiriyor: “Çocukların Hollanda’da uyum konusunda geri kalacak endişesini taşıyorum, bildiğiniz gibi Türklerin bir çoğu Hollanda ile değil daha çok Türkiye ile ilgileniyor bunun da entegrasyon ve uyum için iyi olmadığını düşünüyorum ve endişeliyim”.

Ankara, daha açıkcası Erdoǧan tarafından Avrupalı Türkleri daha iyi kontrol etme aracı olarak kullanılacaǧına inanılan Türkçe meselesine gelince:
Daha önce de yazdıǧımız üzere, şimdilerde yapıldıǧı gibi cami lokalinde, dernek veya vakıf salonunda gönüllü olarak Türkçe kursları organize etmeyle Türkçe meselesi sürdürülebilir bir şekilde çözülemez. Bir Bakan veya Milletvekilinin katıldıǧı her toplantıda, sürekli şikayet edilerek de çözülemez. Avrupa Türkleri'nin Türkçe meselesi başlı başına uzmanlık isteyen bir meseledir. Uzmanlar bu mesele üzerine kafa yormalılar.
Türkçe dersleri, tıpkı Hollandalılar gibi, gürültü ve patırtı yapmadan, 1980 yılından itibaren Hollanda dışında yaşayan Hollandalı çocuk ve gençlere Hollandaca ve kültür eǧitimi sunduǧu gibi yapılmalıdır. Unutmamak gerekir ki, Hollanda 115 ayrı ülkede, 200 okul ile 13.430 Hollandalı çocuk ve gence Hollandaca dil ve kültür eǧitimi veriyor. Ve bu 115 ülkenin hiç bir Bakanının, Hollandalı çocukların, içinde yaşadıkları ülkeye uyum saǧlayamadıkları hakkında bir açıklaması da yok.

YİNE DE TELEGRAAF
Hollanda'nın en büyük gazetesi De Telegraaf, yeniden gündeme getirilen Türkçe eğitim hakkında bir baş makale yayınladı. Yayınlanan bu makalede Türkiye yerden yere vuruluyor ama, satır aralarında şu sözler de yer almış: ''VVD  Partisi milletvekili Bente Becker, hükümetin bu işe müdahale edip okulları yasaklamamasından düş kırıklığı duyuyor. Gerçekten iş dil ve kültür dersleriyle sınırlı olacaksa, ortalığı velveleye vermek ikiyüzlülük olacak. Zira Hollanda’nın da yurt dışındaki 115 ülkede buna benzer 200 okulu var.''

Şimdi, geçmişte yaşananları bilmedikleri halde eyyam yapanlara bir çift sözümüz var:
Çocuklarımızın kendi anadillerinde eğitim görmeleri için 14 yıldır mücadele ettik. Başlangıçta 'Türkiye ödesin' denildi. Şimdi Türkiye ödemeyi kabul edince, sırf Erdoğan düşmanlığı nedeniyle buna 'Mide bulandırıcı' deniliyor.
Tek taraflı bu düşünceler yanlış olduğu gibi, tiksindiricidir de...
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar