Evet, yanlış okumadınız, sağlıklı bir ilişki için tartışmak zaman zaman gerekli. Fakat dozunu iyi ayarlayıp sadece saygılı ve karşılıklı fikir alış verişi ve dinleyip anlayarak yapılan tartışmalardan bahsediyorum.
Sağlıklı bir tartışma aslında evli çiftlerle değil, iletişim kurduğumuz bütün insanlarla dikkat etmemiz gereken bir konu. ‘’Bence’’ dili dediğimiz bazı diller var, iletişim kurarken kullandığımız. Kiminle iletişim kuruyorsak kuralım, biz kendi rahatsızlığımızı dile getirirken, eğer suçlayıcı davranıyorsak, mutlaka bu tartışmaya yol açar. Çünkü bir suçlama da mutlaka karşısında bir savunma yada karşı suçlama getiren bir iletişim dili.
Karşımızdakiyle iletişim kurarken, en önemlisi eşimizle iletişim kurarken, şunu hiç unutmamız lazım; ‘’Biz bir problemi halletmeye çalışıyoruz, bir rahatsızlığımızı gidermeye çalışıyoruz, amacımız karşımızdaki kişiyi üzmek, kırmak, onu yaralamak değil’’. Bazen amaç bu olabiliyor, ön plana bu çıkabiliyor.
Bunu düşünerek, gerçekten ben bu rahatsızlığı gidermeye çalışıyorum, benim böyle bir sorunum var, bunu nasıl çözerizi ön plana alarak, yargılamadan suçlamadan, ‘SEN bunu yaptın’ değilde, ‘BEN böyle hissettim konuşması yaparsak ve bunları mümkün olduğu kadar sakin bir ortamda. Kavga esnasında değilde, daha sonra kahveyi içerken seninle bu konuyu konuşmak istiyorum. Ben böyle birşey hissediyorum tarzında bir konuşma yaparsak ozaman tartışma önüne daha çok geçiyoruz.
Evliliklerde yaşanan başlıca sorunlar nelerdir?
Evliliklerde en sık karşılaşılan sorunlardan birtanesi kişilik farklılıkları, diye seanslarımızda anlatılan sorunlardır. Benim buna yaklaşımım şöyle: Yaşam yolculuğunda evlendiğiniz vakit, ne yapıyorsunuz? Birine ‘’Merhaba seninle bu yolculuğa çıkmak istiyorum diyorsunuz’’. O noktada kişi kendisini yetişirken o noktaya gelene kadar doğal olarak kabul etmişse, kendi BEN’ninin farkındaysa, ve bunu iyi ve kötü kabul edebilmiş bir insansa, karşındakini de kendi kişiliği içerisinde kabul ediciliği daha yüksek olucaktır. Daha doğal olarak yaklaşabilecektir.
Bunu yapamamış kişi evlendiği zaman, sürekli olarak karşındakini ‘sende benim gibi düşün’, ‘sen de benim gibi hisset’ gibi bir yönlendirme içerisine girme durumundadır. Bizde bunu kişilik çatışmaları gibi görmeye başlıyoruz.
Bir diğer evliliklerde cinsellik konusu çok sık problem alanı olarak bizim karşımıza çıkıyor. Kadın ve erkeğin cinselliğe bakışı ve yaklaşımı arasındaki çok temel farklar, aslında küçük bir bilgilendirmeyle aşılabilir . Ne yazık ki, özellikle bilgi eksikliğinden kaynaklı çok çitti evlilik sorunlarına neden olabiliyor.
Her eş kendi mutsuzluğunu öteki eşe yansıtır. Vermeden almayı bekler. Oysa evlilikte açık yüreklilik tatlılık ve anlaşma yoluyla sağlanmayan her kazanç yitirilen sevgi karşılığında elde edilir.
Mutlu ve huzurlu günler dileğiyle..
Esma KÜÇÜK
FACEBOOK YORUMLAR