Hollanda’da yaşadığım güzel anılarımı siz değerli okurlarımızla paylaşmak için bu satırları yazıyorum.
2004 yılına Avrupa’dan bakınca “Türkiye Yılı” diyebiliriz, diye düşünüyorum. Çünkü o yıl Türkiye için çok önemli olaylar oldu. İşte onlardan birkaçı:
Hollanda’da Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin arifesindeyiz. Seçimler 10 Haziran 2004 tarihinde yapılacak. Lahey kentinde Sosyal Demokrat İşçi Partisi PvdA’nın seçim mitingi var. Ben de Güney Hollanda Eyalet Milletvekili olarak davetliydim. Salon ağzına kadar dolu. Dışarıda da toplantıyı izleyenler var.
PvdA Partisi'nin AP Milletvekili ve Partinin Başkanı Max van den Berg kürsüde konuşuyor. Önce AP seçimleri ile ilgili görüşlerini anlattı. Sonra Türkiye ile ilgili şu sözleri dile getirdi:
“Türkiye, Avrupa Birliği (AB)’ne alınması için mutlaka Kürt meselesini çözmelidir. Bu sorunu çözmeden Türkiye AB’ye alınamaz.” dedi ve yerine oturdu. Salonda çıt yoktu.
Ben hemen parmak kaldırıp söz istedim. Bana da söz verdiler. Kürsüye çıkıp şunları söyledim:
“Ben Max van den Berg’in görüşlerine katılmıyorum. Çünkü Kürt meselesi sadece Türkiye’ye bırakılmayacak kadar ciddi, önemli ve büyük bir meseledir. Bu meselenin çözümü için biz sosyal demokratların bilgi, birikim ve deneyimlerimizi Türkiye ile paylaşmamız gerekiyor. Çünkü sosyal demokrasi ulusal olduğu kadar aynı zamanda uluslararası bir siyasettir. Dünyanın neresinde çözülmesi gereken bir sorun varsa oraya görüşlerimizi, birikim ve deneyimlerimizi iletmeliyiz. Kısaca bu konuda Türkiye’yi yalnız bırakamayız.”
Sözüm biter bitmez salon alkıştan çınladı.
Tabii bu durum ister istemez benim dikkatimi çekti. Max van den Berg gibi sosyal demokrat partinin lideri konuşuyor ama alkış almıyor. Ama benim gibi Türkiye kökenli bir siyasetçi konuşuyor, alkış alıyor. Neden? Çünkü Hollanda siyaseti doğrulara, liyakate endeksli bir siyasettir. Yoksa liderlere bağımlı bir siyaset değildir. Görüşleriniz doğruysa mutlaka seçmenden, yani halktan bir destek alırsınız.
Toplantıya ara verildi. Yanıma AP Milletvekili bir bayan geldi ve bana şöyle bir soru yöneltti:
“Sayın Cebeci, siz neden AP milletvekilliğine aday olmuyorsunuz?”
Ben de şöyle bir cevap verdim:
“Bu güzel önerinize çok teşekkür ederim. Ama şu anda AP seçimleri listesinde Türk kökenli bir arkadaşımız var. Biz onu destekliyoruz. Ayrıca benim aday olabilmem için çok iyi İngilizce bilmem gerekiyor. Benim İngilizcem yeterli değil.”
2004 YILI AP TÜRKİYE YILI
Ben 2004 yılında Eyalet Milletvekili olduğum için siyasette ve AP’de çok aktiftim. Partimin desteği ile bir grup Türk seçmenle birlikte Brüksel’e gidip AP’yi ziyaret ettik. Orada yaptığım bir konuşmada artık Türkiye’nin de AB’ye alınması gerektiğini anlattım.
O zamanki Sosyal Demokrat Grup Başkanımız Dorette Corbey bizlere şunları söyledi:
“17 Aralık 2004 tarihinde AP, Türkiye’nin aday adaylığını görüşüp oylama yapacaktır. Şu andaki duruma göre Sosyal Demokrat ve Liberal Demokrat grupların tümü, Muhafazakâr Demokratların ise önemli bir bölümü Türkiye’nin aday adaylığı için olumlu oy verecekler.”
Ben bu güzel ve anlamlı bilgileri 16 Haziran 2004 tarihinde Hollanda’yı ziyarete gelen Başbakan Erdoğan’a ilettim. Tabii ki Erdoğan bu duruma çok ama çok memnun oldu ve beni kendi partisine davet etti. Ben de teşekkür ettim. Çünkü ben Hollanda’da siyaset yapmayı düşünüyordum.
Daha sonra 17 Aralık 2004 tarihinde AP’de Türkiye’nin AB’ye aday adaylığı için oylama yapıldı. Sonuçlar: 600 milletvekilinin 412’si Türkiye için EVET oyu kullandı. Bu Türkiye için büyük bir zaferdi. Onun için ben de 2004 yılının Türkiye Yılı olduğunu düşünüyorum.
Bekir CEBECİ
(Eski Güney Hollanda Eyalet Milletvekili)
İstanbul, 16 Ocak 2025
e-mail: info@bekircebeci.com
FACEBOOK YORUMLAR