Bekir Cebeci

Bekir Cebeci


ATATÜRK VE EMANSİPASYON

10 Kasım 2024 - 08:56

Her 10 Kasım'da yurdumuzun kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü büyük bir saygıyla anıyoruz. Anmaya da devam edeceğiz. Çünkü Atatürk demek; vatan, Cumhuriyet, tam bağımsızlık, eşit vatandaşlık, özgürlük ve çağdaşlık demektir.

Kurtuluş Savaşı öncesi millet büyük bir yoksulluk içindeydi. “Ordu yok!” dediler, “Kurulur” dedi. “Para yok!” dediler, “Bulunur” dedi. “Düşman çok!” dediler, “Yenilir!” dedi. Ve Atatürk, bu dediklerinin hepsini yaptı. Çünkü o, hiçbir zaman umudunu yitirmedi. Bir sözünde şöyle diyor: “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.”

Atatürk, Cumhuriyeti kurduktan sonra da birçok devrim yapmıştır. Atatürk, devrimlerinin amacını şöyle açıklamıştır: “Efendiler, yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını bütünüyle çağdaş ve bütün anlam ve biçimiyle uygar bir toplum durumuna getirmektir.”

Demek ki temel hedef, toplumu cahillikten, geri kalmışlıktan kurtarıp uygar toplumların seviyesine ulaştırmaktır. İşte bunun adı da emansipasyondur.

EMANSİPASYON NEDİR?

Emansipasyon hareketi, sanayi devriminden sonra, özellikle Fransız Devrimi ve Aydınlanma'nın etkisiyle ortaya çıkmıştır. Böylece özgürlük, eşitlik gibi değerler ve kavramlar merkeze yerleşmiştir. Başta Hollanda olmak üzere Batı dillerinde özgürlük ve eşitlik yerine genellikle emansipasyon kavramı kullanılır ve bu da kabul görmüştür.

Örneğin, Hollanda 1 Temmuz 1863 tarihinde çıkardığı Emansipasyon Yasası ile köleliği kaldırmıştır. Emperyalizme karşı verilen ve kazanılan milli kurtuluş savaşları da emansipasyondur. Öyleyse Fransız Devrimi'nden etkilenip, insanları padişahın egemenliğinden kurtarıp eşit vatandaşlar haline getirmek, Cumhuriyet'in kuruluşu ile mümkün olmuştur. Atatürk’ün yaptığı bütün devrimleri, sosyal hareketleri emansipasyon kavramı altında değerlendirip inceleyebiliriz.

Çünkü emansipasyon demek; özgürlük, eşitlik, kurtuluş demektir. Emansipasyon demek, bir ülkenin vatandaşlarının çağdaş ülkelerin vatandaşlarıyla eşit haklara sahip olması, kanun önünde eşit olmaları, özgürlük ve güven ortamında yaşamaları demektir. Emansipasyon, bağımsız bir vatana sahip olmak; her türlü baskıdan ve engellerden kurtulup özgür ve bağımsız bir vatandaş olarak yaşamaktır. Emansipasyon, bir ulusun kendi kendini yönetmesidir. Yani Atatürk’ün dediği gibi: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”

Atatürk ve arkadaşları, Türk ulusuna bu vatanı sağladı, Cumhuriyet yönetimi ile vatandaşlarına eşit haklar getirdi, kadınlara seçme ve seçilme hakkını kazandırarak kadınların emansipasyonunu gerçekleştirdi. Çünkü o, birlik ve beraberliğin bir milletin kurtuluşunu, yani emansipasyonunu sağlayacağına inanıyordu.

Avrupa, bugünkü çağdaş uygarlık düzeyine emansipasyon mücadelesi ile ulaşmıştır. Öyleyse emansipasyon mücadelesinde durmak yok, sürekli ileriye gitmek vardır. Cumhuriyet, aydınlanmadır; aydınlanma ise emansipasyondur.

Bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti'nin dünyada bir başka eşi yoktur. Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti; çağdaş, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Bunların tümü birer emansipasyondur.

Bekir Cebeci
(Eski Güney Hollanda Eyalet Milletvekili)
İstanbul, 7 Kasım 2024
e-mail: info@bekircebeci.com

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum