Atalay Kızılay

Atalay Kızılay


DUYGULAR ADASI

01 Ekim 2018 - 21:02

Bir zamanlar bütün duygular bir adada yaşarmış. 

Mutluluk, üzüntü, sabır, öfke, korku, bilgelik, sevgi… 

Bütün duygular bu adada olduğundan bu adaya ''Duygu Adası'' denilirmiş.

Ada sakini duygular günün birinde tespit edemedikleri bir yerden adanın birkaç gün içinde batacağı yönünde ısrarlı dedikodular duymuşlar.

İlk anda bunun bir şaka olduğunu düşünmüş bazıları ama dedikodu yayıldıkça yayılmış… Sonra bütün duygular durumun ciddi olduğunu düşünmeye başlayarak adadan bir bir ayrılmaya başlamışlar.

Hemen her duygunun kendine ait bir kayığı yahut gemisi veyahut yatı olduğundan adadan ayrılmak nispeten kolay olmuş onlar için.

Ama sevginin küçücük bir salı bile yokmuş.
O yüzden kendisini alacak birini buluncaya kadar mecburen adada kalmış.

Duyguların büyük kısmının adadan ayrıldığı gün ada aynen duydukları dedikoduda olduğu gibi batmaya başlamış… 

Bunun üzerine sevgi; yüksekçe bir kayaya çıkıp adadan henüz ayrılan diğer duygulardan yardım istemeye başlamış.

İlk önce zenginliği görmüş büyük ve güzel bir yatın içinde. El edip, yüksek sesle bağırmış; ''Zenginlik, beni de alır mısın?'' Yatın her tarafına yaydığı eşyaları gösteren Zenginlik: ''Hayır, alamam'' demiş. ''Görüyorsun altın, gümüş, zümrüt derken yat doldu. Senin için yer kalmadı.''

Zenginlikten vefa görmeyen Sevgi, biraz daha geride büyükçe bir yelkenli görmüş. Dikkatlice baktığında anlamış ki; bu yelkenli Kibir’in: ''Kibir, Kibir! Benim sandalım bile yok, ada da batıyor yardım et lütfen…'' demiş. ''Sana yardım edemem.'' demiş Kibir; ''Dağınık görünüyorsun; yelkenlimin fiyakasını bozacaksın…''

Bu cevap karşısında çok üzülen Sevgi; bir kayığa binip kürek çeker vaziyette olan Üzüntü’yü farketmiş birden. Üzüntü Sevgi’nin bulunduğu kayaya çok yakınmış. Sevgi bu kez ondan yardım istemeye karar vermiş: ''Üzüntü, seninle gelebilir miyim?'' ''Ah sevgili Sevgicik; yalnız gitmeye karar verdiğim için o kadar üzgünüm ki!'' demiş Üzüntü.

Bu cevap üzerine üzüntüsü daha da artan Sevgi yüzünü adanın öbür tarafına doğru çevirdiğinde bir mavnanın üzerinde neşeyle zıplayıp duran birini görmüş; Mutlulukmuş bu… Sevgi ona seslenmiş ama Mutluluk o kadar mutluymuş ki; Sevgi’nin ona seslendiğini farketmemiş bile…

Çaresiz biçimde Mutluluk’a sesini duyurmaya çalışan Sevgi ansızın bir ses duymuş yakında: ''Buraya gel Sevgi, seni ben götüreyim!'' Sevgi çok sevinmiş ve koşar adımlarla sahile koşup içinden yaşlıca bir adamın kendisine seslendiği kayığa atlamış. Kayıkla az bir yol aldıktan sonra da adanın büsbütün suya gömüldüğünü görmüşler.

Sevgi bu kadar duygu çağırdığı halde onu almazlarken kendisini kayığa çağıran bu saçı başı ağırmış duyguya teşekkür etmiş defalarca.

Ama Duygu Adası’nda o güne kadar hiç görmediği yaşlıya adını sormayı unuttuğunu ancak karaya vardıklarında hatırlamış.

Vardıkları bu yeni kara parçasında Bilgelik’e rastlamış ve sormuş; ona yaşlı duyguyu tarif edip ''O duyguyu daha önce hiç adada görmedim'' demiş.

Bilgelik cevap vermiş; ''O Zaman dan başkası olamaz…''
 ''Zaman mı?
Peki neden sadece o bana yardım etti?'' diye sormuş Sevgi şaşkın bir şekilde. '

'Çünkü'' demiş Bilgelik; ''Sevgi’nin gerçek değerini ancak Zaman kavrayabilir!''

Atalay 

Kaynakça: Anonim

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum