Mutlaka bir yerde bu cümleyi duymuş ve ya okumuş olmalısınız “ bir kitap okudum hayatım değişti” diye.Aslında çok anlamlı bir ifade. Yaşamın farkına varmak, olayları sentezlemek veya analiz etmek için belirli bir bilincin oluşması yaşamdan zevk almak için okumak ve mutlaka okumak gerekir. Özellikle küçük yaşlarda çocuklarımıza okumayı sevdirmek çok önemli okudukça yaşamları anlam kazanır.Yaşamı daha iyi algılar, karşılaştıkları sorunu daha kolay çözebilirler.Küçük yaşlarda, çocuğa özel zaman ayırarak, onun ilgi düzeyi ve yaşına uygun öykü, masal kitaplarını okuyarak temeller atılabilir.Çocukların aile üyeleriyle olan ilşkileri, diğer bireylere , nesnelere ve tüm yaşama karşı aldığı tavırların, benimsediği tutum ve davranışların temelini oluşturur.İnsanın yaşama anlamlı başlaması, kendisine erken yaşlarda bir yol haritası çizmesi geleceğinde birlikte olduğu insanları daha iyi, daha doğru daha güzel görmesinin yollarını aramasını sağlayacak düşünme gücü katacaktır. Kitapların, kendini, ortamını, ülkeni, öteki ülkeleri, yer altı yer üstü zenginlikleri gökyüzünü size tanıtacaktır.Kitap insan kişiliğini,karakterini ve doğrularını tanıtacak, geleceğe yeni ufukların açılmasını sağlayacaktır.
“Bilginin insana verdiği mutluluk ne para ne de servet ile sağlanabilir” özdeyişinin
önemini ancak bunu yaşayanlar bilir. E. Gibban “ okumayı hiçbir servetime değişemem”
ifadesi ile yaşamdan aldığı tadı vurgulamaktadır. İbn-i Sina gibi dünyaca ünlü bilgin “
gecelerim hep okumakla geçerdi” diyor. Katip Çelebi “ mumlar tükenir, güneş, doğar, ve ben hala okurdum” diyerek okuma alışkanlığını ortaya koymaktadır. Montesquie ise “ okuma ile üzüntülerimi gideriyorum” diyor.Ünlü kimya bilimcisi Madam Curie “ bütün yoksulluğuna karşın geceleri sokak lambaları altında ders çalışarak eğitimini tamamladığını belirtiyor,yaşam öyküsünde.
Okuma alışkanlığı kazandırmak için çocuklara ,çevremize okuma alışkanlığının kazandırılması için ne gibi önemli görevler düşmekte. neler yapmalıyız......Evden başlayalım. Çocukların ulaşabileceği bir yere farklı türde kitapları içeren bir kitap köşesi oluşturulabilir. Cocuklarimizla birlikte alışverişe veya gezmeye gittigimizde, bir kitapçıya ya da kitap-dergi reyonuna uğrayabiliriz mesela ..Çocuğu sürekli okuması yönünde uyarmak yerine, kitap okuduğunda onu destekleyerek motive etmek daha doğru olur. Peki ya yaş ortalaması 20 üzeri olan çevremize kitabı sevdirmek mümkünmü ? ( okumanın yaşı yoktur) Malesef zamanını okuyarak geçiren bir toplum değiliz..birde; çeşitli bahanelere sığınıp bir türlü okumaya zaman yaratamayanlar var tabii! Birgün televizyonunuzu açmayın ve okumayı deneyin..Hem kalitesiz haber sitelerinin haberleriyle fark etmeden, hem de sözde gerçekleri yansıtan dizilerimiz ile aslında nasıl bir bilgi ve duygu bombardımanına maruz kalıyoruz, farkına vardıktan sonra şaşıracaksınız...Bunu her gün olmasada arada bir tekrarlayın.
Etrafta hiç kitabın olmadığı bir yerdeyseniz, nasıl okuyabilirsiniz ki? Okuyacak bir şeyler bulun. Gazete, dergi, roman; herhangi bir şey… Önemli olan; seçtiğiniz yayının size bir başlangıç sağlaması. Buradaki püf noktası şu: Sakın ilk etapta çok kalın ve ağır bir kitap seçmeyin!
Ne okuyacağınıza karar verdiniz. Şimdi sıra, günde 15 dakikanızı sadece okuyarak geçirmeye geldi… Bu 15 dakika boyunca tamamen kitaba odaklanın, başka hiçbir şeyle ilgilenmeyin. 15 dakika sonra kitabı kapatıp başka şeylerle ilgilenebilirsiniz. Alışkanlık haline getirin. Zamanla 15 dakikayı günde 20-30 dakikaya çıkarın.İnsanlarla paylaşmak sizi motive edebilir. Örneğin Facebook durumunuzu ‘kitap okuyor’ olarak değiştirebilir, okuduğunuz roman hakkında bir-iki cümle yazarak arkadaşlarınızla fikir alışverişinde bulunabilirsiniz.Kitap ekleri bu konuda size yardımcı olabilir. Güvendiğiniz isimlerin önerdiği kitapları takip edin. İlginizi çekebilecek konuları işleyen romanları bir kenara not edin. Kendinize ‘okuma listeleri’ oluşturun. Bu listeye sadık kalın.
“Okumak,bazen yaşadığın şehri,bazen tüm dünyayı,bazen geçmişi,bazen bugünü,bazen bir yabancıyı,bazen insanın sadece kendini keşfetmesidir.”
FACEBOOK YORUMLAR