Yatırım için istikamet Türkiye
Yatırım için istikamet Türkiye
Editör: Turkinfo.nl
25 Mart 2012 - 22:22
Avusturya gazetesi Wirtschaftsblatt,Türkiye´nin ekonomik gelişimine dikkati çekerek yatırım için mecburi istikametin Türkiye olduğunu yazdı.Gazetenin haberi şöyle:
Gerçi Türkiye Gelişmekte Olan Bir Ülke Ama Yeni Binyılın Başında Yaptığı Reformlar Sayesinde Sağlıklı Bir Zemine Sahip. Yatırımcılar, Yaşanan Canlılıktan Fonlar ve ETF (Borsa Yatırım Fonu) Üzerinden Fayda Sağlıyor
Cumartesi günü öğleden önce İstanbuldaki Kapalı Çarşıya doğru yoldayız. Burada ilerlemeniz, kendinizi akışına bıraktığınız kalabalığın isteğine bağlı. Artık Boğaz´daki metropole yerleşmiş insan sayısı 15 milyona ulaştı. Türkiye toplamda ise 70 milyon nüfusa sahip. Atilla Doğudan, ABnin böyle bir ekonomik potansiyeli kullanmamasını anlayamıyorum. Ama dürüst olmak gerekirse Türkiyenin de artık ABye hiç ihtiyacı yok. diyor. İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının geniş endeksindeki listede yer alan Do&Co adlı catering şirketinin sahibi Doğudan, bu fırsatı kaçırmadı ve Türk Hava Yolları ile ortak bir şirket kurarak başarılı bir şekilde Türk pazarındaki yerini aldı.
Siyasi açıdan Türkiye, Mart 2003ten bu yana Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve onun AKPsi tarafından yönetiliyor. Kemalistlerin ülkenin yeniden muhafazakâr-dinî bir yöne doğru gidebileceğine dair endişeleri ise şimdiye kadar gerçekleşmedi. Gerçi daha önceki hükûmetler Batılı gibi davranmışlardı ama Türkiye Erdoğan ile birlikte Avrupaya -AB katılım müzakereleri de dâhil- daha da yaklaştı. Doğu Anadoludaki küçük ve orta ölçekteki işletmeleri desteklemek için o bölgeye aktarılan paralar da Başbakanın sorumluluğundadır.
--Başarılı--
Ülke ekonomik açıdan birkaç sert darbenin üstesinden gelmesini bildi. Şu ana kadar yaşanan en son kriz olan ve Yunanistanın şimdiki iflasıyla kıyaslanan 2001 krizine bir taraftan çürük banka sistemi, diğer taraftan da yüksek cari ve ticari açık neden olmuştu. Merkez Bankası sermaye kaçışını engellemek için o dönemde liranın kurunu serbest bırakmış, bunun üzerine para değerini yüzde 40 oranında kaybetmiş ve yurt dışı borçları uçsuz bucaksız bir seviyeye yükselmişti. Krizden çıkmanın yolunu, Dünya Bankasından alınıp getirilen Kemal Derviş bulmuştu ki Türkiye bugün hâlen onun reformlarından faydalanıyor.
Türk bankaları İstanbul Borsasının endekslerinde güçlü bir ağırlığa (yaklaşık yüzde 50) sahip. Düşük borçlanmadan dolayı Türk bankalarının hisseleri, Merkez Avrupadaki muadillerinin aksine çok daha iyi durumda. Türk bankaları çok daha yüksek faizler ödüyor ki bu da özel yatırımcılarda doğal bir borç frenine yol açıyor. Koç ve İhlasın yanı sıra Verbund ile ortak bir şirkete sahip olan Sabancı Holding gibi aile şirketlerinin de durumu iyi. Espa Stock İstanbul adlı hisse senedi fonunu idare eden Amalia Ripfl, Bunun ardında elbette ki aile gururu da var. Nesilden nesile büyüyen bir şirketin şerefini de koruması gerekiyor. diyor. Aile topluluklarının hisseleri, bu yıl yüzde 30 ila 50 arasında artış gösterdi. 2012ye yapılan iyi başlangıç, özellikle aile şirketleri ve bankalar sayesinde oldu. Ripfl, Aile şirketleri yüzde 50lik bir indirimle işlem gördü, şimdi ise bu oran yalnızca yüzde 30 seviyesinde. Ama bu durum zaten normal. dedi. Yatırımcıların doğrudan yatırım yapmaları ise hâlen zorlaştırılıyor. İstanbul Borsasından hisse almak isteyen yatırımcıların Türkiyede vergi kaydı olması gerekiyor. Gerçi bazı hisse senetleri NASDAQ ve Stuttgart borsalarında listelenmiş durumda fakat oradaki en likit hisseler arasında yer almıyor.
Bir fon yatırımı düşüncesi alternatif olabilir. Üç yıllık bir planda yıllık yüzde 39,3 kazanç sağlamak mümkündü. Ancak fonların hiçbiri bu orana ulaşamadı. Fonların kısmen yüksek olan vergilerini ödemek istemeyenler, Türkiyede bir borsa yatırım fonunu portföyüne alabilir.
Gerçi Türkiye Gelişmekte Olan Bir Ülke Ama Yeni Binyılın Başında Yaptığı Reformlar Sayesinde Sağlıklı Bir Zemine Sahip. Yatırımcılar, Yaşanan Canlılıktan Fonlar ve ETF (Borsa Yatırım Fonu) Üzerinden Fayda Sağlıyor
Cumartesi günü öğleden önce İstanbuldaki Kapalı Çarşıya doğru yoldayız. Burada ilerlemeniz, kendinizi akışına bıraktığınız kalabalığın isteğine bağlı. Artık Boğaz´daki metropole yerleşmiş insan sayısı 15 milyona ulaştı. Türkiye toplamda ise 70 milyon nüfusa sahip. Atilla Doğudan, ABnin böyle bir ekonomik potansiyeli kullanmamasını anlayamıyorum. Ama dürüst olmak gerekirse Türkiyenin de artık ABye hiç ihtiyacı yok. diyor. İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının geniş endeksindeki listede yer alan Do&Co adlı catering şirketinin sahibi Doğudan, bu fırsatı kaçırmadı ve Türk Hava Yolları ile ortak bir şirket kurarak başarılı bir şekilde Türk pazarındaki yerini aldı.
Siyasi açıdan Türkiye, Mart 2003ten bu yana Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve onun AKPsi tarafından yönetiliyor. Kemalistlerin ülkenin yeniden muhafazakâr-dinî bir yöne doğru gidebileceğine dair endişeleri ise şimdiye kadar gerçekleşmedi. Gerçi daha önceki hükûmetler Batılı gibi davranmışlardı ama Türkiye Erdoğan ile birlikte Avrupaya -AB katılım müzakereleri de dâhil- daha da yaklaştı. Doğu Anadoludaki küçük ve orta ölçekteki işletmeleri desteklemek için o bölgeye aktarılan paralar da Başbakanın sorumluluğundadır.
--Başarılı--
Ülke ekonomik açıdan birkaç sert darbenin üstesinden gelmesini bildi. Şu ana kadar yaşanan en son kriz olan ve Yunanistanın şimdiki iflasıyla kıyaslanan 2001 krizine bir taraftan çürük banka sistemi, diğer taraftan da yüksek cari ve ticari açık neden olmuştu. Merkez Bankası sermaye kaçışını engellemek için o dönemde liranın kurunu serbest bırakmış, bunun üzerine para değerini yüzde 40 oranında kaybetmiş ve yurt dışı borçları uçsuz bucaksız bir seviyeye yükselmişti. Krizden çıkmanın yolunu, Dünya Bankasından alınıp getirilen Kemal Derviş bulmuştu ki Türkiye bugün hâlen onun reformlarından faydalanıyor.
Türk bankaları İstanbul Borsasının endekslerinde güçlü bir ağırlığa (yaklaşık yüzde 50) sahip. Düşük borçlanmadan dolayı Türk bankalarının hisseleri, Merkez Avrupadaki muadillerinin aksine çok daha iyi durumda. Türk bankaları çok daha yüksek faizler ödüyor ki bu da özel yatırımcılarda doğal bir borç frenine yol açıyor. Koç ve İhlasın yanı sıra Verbund ile ortak bir şirkete sahip olan Sabancı Holding gibi aile şirketlerinin de durumu iyi. Espa Stock İstanbul adlı hisse senedi fonunu idare eden Amalia Ripfl, Bunun ardında elbette ki aile gururu da var. Nesilden nesile büyüyen bir şirketin şerefini de koruması gerekiyor. diyor. Aile topluluklarının hisseleri, bu yıl yüzde 30 ila 50 arasında artış gösterdi. 2012ye yapılan iyi başlangıç, özellikle aile şirketleri ve bankalar sayesinde oldu. Ripfl, Aile şirketleri yüzde 50lik bir indirimle işlem gördü, şimdi ise bu oran yalnızca yüzde 30 seviyesinde. Ama bu durum zaten normal. dedi. Yatırımcıların doğrudan yatırım yapmaları ise hâlen zorlaştırılıyor. İstanbul Borsasından hisse almak isteyen yatırımcıların Türkiyede vergi kaydı olması gerekiyor. Gerçi bazı hisse senetleri NASDAQ ve Stuttgart borsalarında listelenmiş durumda fakat oradaki en likit hisseler arasında yer almıyor.
Bir fon yatırımı düşüncesi alternatif olabilir. Üç yıllık bir planda yıllık yüzde 39,3 kazanç sağlamak mümkündü. Ancak fonların hiçbiri bu orana ulaşamadı. Fonların kısmen yüksek olan vergilerini ödemek istemeyenler, Türkiyede bir borsa yatırım fonunu portföyüne alabilir.
FACEBOOK YORUMLAR