Yapay zeka ve uluslararası güvenlik
Yapay zeka teknolojileri kaynaklı gelişmelerin devletlere istihbarat toplama ve analiz etme, daha etkili askeri araç ve gereç üretme, karmaşık siber saldırı planlamaları gerçekleştirme konularında yeni kabiliyetler ve avantajlar kazandırdığı açık.
Teknolojik ilerlemelere bağlı olarak hızla gelişen yapay zeka (YZ), farklı birçok alanın yanı sıra uluslararası güvenlik ve dış politikayla ilgili gelişmelerde de önemli etkiye sahip. Bu durum devletlerin yapay zeka konusunda ortaya çıkan teknolojik gelişmeleri askeri güçlerini artırmaya yönelik bir fırsat olarak görmelerinden kaynaklanıyor.
Devletler YZ yönetimine ilişkin faaliyetlerini, özellikle istihbarat toplama ve analiz etme, yeni lojistik imkanlar yaratma, siber uzay operasyonları geliştirme ve yönetme, geçmişe kıyasla çok daha sofistike askeri silah türleri üretme amaçları doğrultusunda planlamaya gayret gösteriyorlar.
Fikir babası İngiliz matematikçi, bilgisayar mühendisi ve kriptolog Alan Turing olmakla birlikte, YZ’nin kavramsal temelleri dönemin bir grup öncü bilim insanı tarafından 1956 yılında Dartmouth Üniversitesi’nde düzenlenen bir konferansta atıldı. Bu konferansta yapay zeka (artificial intelligence) kısaca YZ (AI) şeklinde takdim edildi ve zeki bilgisayarların tasarlanma olasılığının araştırılması bilim dünyasına önerildi. Aradan geçen 60 yıllık zaman diliminde bilgisayarların işlem hızındaki artış, YZ araştırmalarındaki gelişme ve insan zekasına yakın sistemlerin oluşturulmaya başlanmasıyla bu tür teknolojiler yeni bir boyut kazandı. Yapay zeka ile ilgili birçok tanımlama yapılabilir. Kısaca YZ, “herhangi bir insanın denetimi ve gözetimi olmadan, önceden kestirilemeyen şartlar altında ve öğrenilebilen veya tecrübe edilen durumlar kapsamından kendi hareketlerini planlayabilen ve yönetebilen herhangi bir yapay sistem” şeklinde tanımlanıyor.
Öte yandan YZ’nin devletler arasındaki askeri rekabet süreçlerini tetiklediği ileri sürülebilir. Bu nedenle YZ teknolojileri kaynaklı gelişmelerin devletlere istihbarat toplama ve analiz etme, daha etkili askeri araç ve gereç üretme, askeri lojistik imkânlarını kolaylaştırma, karmaşık siber saldırı planlamaları gerçekleştirme konularında yeni kabiliyetler ve avantajlar kazandırdığı açık.
Otonom sistemlerin yenilenme konusunda yorulmadığı ve kolay ikame edilebilir oldukları dikkate alındığında YZ’nin bu alanda silahlı kuvvetlere yapacağı katkı gelecekte daha da artacaktır. Yüksek işlem gücü sayesinde birçok olasılığı hesaplayabilen YZ teknolojileri, başarı konusunda da silahlı kuvvetlere önemli katkılar sağlayacak.
Bununla birlikte YZ kaynaklı teknolojik imkânların sağladığı etkili askeri avantajların yanı sıra bazı dezavantajları da söz konusu. Bu durumun da devletlerin küresel güç mücadelesi kapsamında giriştikleri mücadelede daha önce tecrübe edilmeyen meydan okumaların oluşmasına neden olduğu da ileri sürülebilir. Bu çerçevede güvenlik ve savunmayla ilgili YZ ürünlerinin, modelleri ve uygulamalarının kullanımı aşamasında özellikle insan-makine uyumu ve gerçek çatışma ortamında önceden tahmin edilemeyen risklerin bertaraf edilmesi konusunda komplikasyonlara neden olduğu biliniyor. Savunma sektöründeki YZ ürünleri, modelleri ve uygulamaları ile hızla temin edilen çok sayıda verinin insan aklıyla planlamaya dönüştürülmesinde yaşanan zorluklar da ayrıca belirtilmesi gereken dezavantajlardan.
YZ teknolojilerinin geliştirilmesinde ABD, Çin ve kısmen de Rusya öne çıkıyor. Söz konusu üç ülke geliştirdikleri YZ model, program, algoritma ve makinaları ile askeri ve istihbarî YZ sektörlerinin gelişmesine önderlik ediyorlar. Çin ve ABD ise yayınladıkları resmi yapay zeka strateji belgeleriyle bu sektörün askeri amaçlarla geliştirilmesi hususundaki gayretlerini de dünya kamuoyuna gösteriyorlar.
ABD ve Çin’in YZ stratejileri ve operasyonları
Bu itibarla, ABD teknoloji şirketleri YZ sektörüne 2016 yılında 20 ila 30 milyar dolar arasında yatırım yaptılar. Bu rakamın 2025 yılında 126 milyara kadar çıkacağı tahmin ediliyor. Bu noktada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2017 yılında yaptığı açıklamadaki YZ vurgusu da dikkat çekici. Putin, “YZ sadece Rusya için değil, aynı zamanda tüm insanlık için gelecektir… YZ devasa fırsatlar getirebilir. Fakat aynı zamanda YZ, tehditlerin öngörülmesini de zorlaştırabilir. YZ alanında kim lider olursa, o aynı zamanda dünyanın da yöneticisi olacaktır,” ifadelerini kullanmıştı. ABD ile küresel mücadele içinde olan Çin’de de yetkililer 2030 yılına kadar YZ sektörlerine yönelik yatırımlarının 150 milyar ABD doları olacağını açıkladı.
Diğer devletler de kendi ekonomik büyüklükleri ve teknolojik imkanları nispetinde bu konuda adımlar atıyorlar. Örneğin, Güney Kore ve Singapur’un YZ sektörüne yönelik yatırımları hem askeri hem de ticari hedefler içeriyor. Askeri personel kapasitesini artırmak açısından sorunları bulunan aynı zamanda yüksek refah seviyesine sahip Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya ve bazı Avrupa ülkeleri de YZ teknolojilerini bu açıklarını kapatmak amacıyla yeni bir fırsat olarak görüyorlar. Bu nedenle de bu ülkeler YZ sektörüne askeri kapasiteleri artırmak amacıyla önemli bütçeler ayırıyorlar. Yine benzer şekilde Fransa’nın 2017 yılında ilan edilen ulusal savunma stratejisinde YZ sektörü operasyonel üstünlük (operational superiority) sağlayan bir alan olarak tanımlandı. İsrail Savunma Güçleri’nde (IDF) YZ faaliyetlerinden sorumlu General Cohen Inger de 2017 yılında verdiği beyanatta YZ faaliyetlerini “bir çatışmadaki en küçük karar ve adımı ve bizatihi çatışmanın bütününü etkileyebilecek” faaliyetler şeklinde tanımlamıştı.
YZ teknolojilerini küresel liderlik yarışında önemli bir alan olarak gören bir başka devlet ise İngiltere. İngiltere, Nisan 2018’de Yapay Zekâ Sektör Belgesi’ni yayınladı. Birleşik Krallık’ın geniş ölçekli sanayi stratejisinin bir parçası olan bu belge, ülkeyi YZ alanında küresel liderlerden biri haline getirmeyi amaçlıyor. Bu kapsamda kamu ve özel sektör işbirliğini güçlendirmek suretiyle YZ sektörlerine yatırım yapmayı, dijital altyapıyı geliştirmeyi ve YZ kapasitesini artırmayı hedefliyor.
Sadece devletler değil örneğin Avrupa Birliği (AB) gibi uluslararası örgütler de YZ stratejileri geliştirmek amacıyla planlamalar yapıyorlar. Bu kapsamda AB Komisyonu 2018 Nisan ayında, Avrupa İçin İletişim Yapay Zekâsı (Communication AI for Europe) belgesini kabul etti. Burada AB’nin teknolojik ve endüstriyel kapasitesini artırmak, kamu ile özel sektörün YZ ile ilgili gelişmeleri kavramasını hızlandırmak, Avrupalıları YZ tarafından ortaya koyulan sosyo-ekonomik değişimlere hazırlamak ve YZ konusunda uygun bir etik ve yasal çerçevenin hazır kılınması amaçlanıyor. Ayrıca AB, YZ yatırımlarını 2017 yılında 500 milyon avrodan 2021 yılı sonuna kadar 1 milyar avroya, 2030’a kadar ise YZ alanında yapılan senelik yatırım miktarını 20 milyar avroya çıkarmayı hedefliyor.
Devletler YZ yönetimine ilişkin faaliyetlerini, özellikle istihbarat toplama ve analiz etme, yeni lojistik imkanlar yaratma, siber uzay operasyonları geliştirme ve yönetme, geçmişe kıyasla çok daha sofistike askeri silah türleri üretme amaçları doğrultusunda planlamaya gayret gösteriyorlar.
Ülkelerin YZ alanındaki küresel yatırım ve finansman payları
Sonuç olarak, bir ordu yönetiminin hızlı karar alabilme kabiliyeti açısından YZ’nin geleceğin değişken harekât ortamında önemli katkılar sağlayacağı açık. Otonom sistemlerin yenilenme konusunda yorulmadığı ve kolay ikame edilebilir oldukları dikkate alındığında YZ’nin bu alanda silahlı kuvvetlere yapacağı katkı gelecekte daha da artacaktır. Yüksek işlem gücü sayesinde birçok olasılığı hesaplayabilen YZ teknolojileri, başarı konusunda da silahlı kuvvetlere önemli katkılar sağlayacak. Subay eğitimi, savaş pilotu eğitimi, teknisyen eğitimi gibi alanlarda YZ uygulamaları silahlı kuvvetlerin geleceğinde önemli rol oynayacak. İstihbarat alanında görüntü yazılımları, fotoğraf, video gibi verilerin hızlı ve güvenilir analizleri ve yüz tanıma sistemleri gibi konularda YZ teknolojileri devletlere yeni imkânlar kazandıracak. Bu kapsamda YZ’nin orduların gelecekteki güç kapasitelerinde kilit rol oynayacağı su götürmez bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Dolayısıyla bu konudaki gelişmeler yakından takip edilerek güvenlik teknolojileri ve askeri teknolojilerde YZ çalışmaları öncelik haline getirilmelidir.
[Bursa Teknik Üniversitesi’nde görevli olan Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı çalışmalarını istihbarat, siber güvenlik, terörizm ve teknoloji-güvenlik etkileşimi alanlarında sürdürmektedir]
FACEBOOK YORUMLAR